18.06.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bugün ABD’de, izleyiciler yani televizyon program tüketicileri ile gösteri endüstrisi yani sanatçılar, plakevleri, film yapımcıları, TV kanalları arasında bir gizli savaş var. Konu, yeni bir aygıt. Replay TV 4000 adında ve televizyona bağlandığı zaman programları "reklamsız" izleme olanağı sağlayan bir ürün. Slikon Vadisi’nin kuruluşlarından SonicBlue’nun, ürettiği bu dijital video kayıt aygıtı, TV programlarını bir diske kaydediyor. Kayıt sırasında TV yayınında yer alan reklamları atlayabiliyor. İşte kavga da burada çıkıyor. Çünkü reklam, tüm gösteri endüstrisinin kaynağı. Böylece reklamlar devredışı bırakılmış oluyor. Tüketiciyi, yani fincancı katırlarını ürkütmemek de gerekiyor. Hollywood endüstrisinin resmi sözcüsü Motion Picture Association "Bizim işimiz bu aygıtı alan tüketicilerle değil üretici firma ile" diyor. Bu sırada işe "Electronic Frontier Foundation" (Elektronik dünyasında bireyin özgürlüklerini koruyan bir kuruluş) giriyor ve ortalığı karıştırıyor; "DVR kullanma hakkı tanınmalıdır". Bunları niye yazdım? Gerçek anlamda kapitalist bir ülkede gösteri dünyasının boyutlarını göstermek için. Bir tarafta devler (televizyonlar, plak endüstrisi, Hollywood vs.) var; diğer yanda tüketici. Tüketici haklarını koruyan o kadar çok kuruluş var ki. Ahlaki konuların yanı sıra teknik olarak da koruma altındalar. Koca Hollywood bile bu güç karşısında temkinli gidebiliyor.
Bir de bize bakalım. Tabii daha böyle bir gösteri endüstrimiz yok. Böyle bir sistemimiz de yok. Bizde izleyici ve görsel dünyayı tüketen ile bu dünyanın ayakları (TV kanalları, plak şirketleri, medya) arasında böyle bir denge sözkonusu değil. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana üç nesil geçti. Tüketici hakları bu nesil ile pratikte korunur olmaya başlandı. Belki bundan sonraki üçüncü nesilde böyle bir tablo bizde de geçerli olur.
Orhan Ayhan "Serbest İrlanda" diyordu. Epey eskilerde kalmış. Artık o İrlanda. En azından monitörde "İrlanda Cumhuriyeti" yazıyordu...
Brezİlya hücumda. Belçika’nın defansı açık veriyor. Ömer Üründül uyarıyor; "Öne çıkınca arkada boşluk oluyor, defans pozisyon veriyor" diyor. Abidin Aydoğdu "Brezilya mı?" diye soruyor. Maçı çok iyi takip ediyor Abidin Aydoğdu. Bu arada bir okurdan bir not geliyor. "Spiker uyuttu" diye TRT’yi arıyor. Telefona çıkan zat; "biz de sesini kapadık öyle izliyoruz. Siz de öyle yapın" diyor!