29.04.2016 - 15:11 | Son Güncellenme:
Vakıflar İdaresi Genel Müdürü İbrahim Benter, son günlerde Vakıflar’a ait emlak ile yaptıkları açıklamaların ve ortaya koydukları bütün iddiaların kesin kanıtları olduğunu söylüyor. İşte o kanıtları ben de gördüm. Binlerce tapu kaydı. Vakıf mallarının hangi akış içinde el değiştirdiğini anlatan defterler... Şimdi hepsi bir bilgisayar programına yüklenmiş; aradığınızda hemen erişilebilecek şekilde kullanıma hazır bekliyor.
Ciddi bir çalışma
Bu kanıtlar 2009 yılında başlatılan projenin bir ürünüdür. Bu nedenle İbrahim Benter, bunun “siyasi tarafsızlığına” vurgu yapıyor. Proje başladığında Vakıflar’ın başında CTP tarafından atanan yöneticiler vardı. Süreç içinde çeşitli değişimler yaşandı. Herkes bu projeye destek verdi ve bugünkü sonuçlar ortaya çıktı.
Vakıflar’ın Maraş’taki emlak ile ilgili olarak bugüne kadarki iddiaları hepimiz tarafından “fazla politik” bulunduğundan gerektiği şekilde dikkate alınmamıştı doğrusu. Şimdi ortada hem daha ciddi kanıtlar; hem de Maraş’ı aşan iddialar var. Vakıflar, bütün adadaki mallarına sahip çıkmanın kavgasını veriyor; sadece Maraş’ın veya Maraş kavgası üzerinden çözümü engellemenin peşinde değil.
Çözüm sürecine etkileri
Maraş’ta malları olan Kıbrıslı Rumların, bu mallarına yeniden kavuşabilmek amacıyla Kıbrıs sorununun çözümüne ilgi gösterdikleri biliniyor. Bu nedenle akla hemen şu soru takılıyor: Vakıflar’ın bu çabası çözüme engel olabilir mi?
Mülkiyet, Kıbrıs sorununun giderek önem kazanan sorunlarından birini oluşturuyor. Mülkiyet sorunlarının çözümü için bir yöntem üzerinde anlaşma sağlanmaya çalışılıyor. Hedef bir “Mülkiyet Komisyonu” oluşturmak; belli çözüm kriterleri saptamak ve mülk sahiplerinin bu komisyona başvurmasının yolu açmaktır. Mülkiyet, bireysel bir haktır ve uzlaşmazlıklar, saptanan yöntem ve kriterlere göre tek tek çözümlenecektir.
Çözümün başkalarına sağlayacağı haklardan Vakıflar da yararlanacaktır. Şimdi elde edilen kanıtlar, geçerlilikleri saptandığı sürece bu komisyonda değerlendirilmek zorunda kalınacaktır.
Böyle bir çabanın çözüme engel olmaması gerekir.
Çözüm sonrasına hazırlık
Gelinen aşamadan sonra Vakıflar İdaresi’nin çözüm sonrasına daha ciddi şekilde hazırlanması gerekir.
Bu nedenle, çabaların daha ciddi ve sistematik olarak sürdürülmesinde yarar vardır. Aklıma gelenler şunlardır:
Vakıflar İdaresi, sadece Maraş’taki mallarının peşinde olmamalı; Kuzey ve Güney Kıbrıs’taki bütün mallarına sahip çıkmanın peşinde olmalıdır.
Bunun için KKTC iç hukukunu kullanarak, bugün Kıbrıslı Türklerin kullanımında olan emlakine de sahip çıkarak samimiyetini kanıtlamalıdır.
Benzer şekilde Güney Kıbrıs’ta kalmış malları için de hukuki süreçler hemen başlatmalıdır.
Güney ve Kuzey Kıbrıs’ta iç hukuk yolları tüketildiği takdirde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi kuruluşlara gitmek için hazırlık yapılmalıdır.
Böyle bir süreç, çözüm sağlandığı takdirde Mülkiyet Komisyonu’nun karşısına, sağlanmadığı takdirde ise uluslararası alana daha güçlü ve etkili bir şekilde çıkmayı sağlayacaktır.
Yürütülen proje ile elde edilen kanıtlar Vakıflar İdaresi’nin işini kolaylaştırmış ama sorumluluğunu artırmıştır. Bunca çabadan ve olumlu gelişmeden sonra vakıf mallarına sahip çıkamamanın veya çıkamamanın hiçbir gerekçesi kalmamıştır.