DİYARBAKIR DGM'nin verdiği cezanın Yargıtayca onanmasının ardından siyasi hayatı sona eren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kararı bir "trajedi" olarak nitelendirerek "Yargı gerçekten de bağımsız değil. Kesinlikle suçsuz olduğuma inanıyorum. Yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim. Siyasetteki yerimi hiçkimse değil, aziz milletim tayin edecek. Bu şarkı burda bitmez" dedi.
Erdoğan, dün FP Lideri Recai Kutan, parti yöneticileri ve binlerce kişinin katılımıyla basın toplantısı düzenledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin çevresini sabahın erken saatlerinden itibaren birçok ilden Erdoğan'a destek amacıyla gelen binlerce kişi doldurdu. Belediye binasına önce Kutan, ardından da Erdoğan geldi. Kutan ve Erdoğan "Mücahit Erdoğan" sloganı arasında 12.10'da basın mensuplarının karşısına çıktı.
Erdoğan, kararın trajedi ve utanç sayfası olduğunu ileri sürdü. Şiir okuduğu için ceza almasının kendisini değil, ülkenin hukuk anlayışını küçülttüğünü iddia eden Erdoğan şunları söyledi:
"
Son olaydan görüyoruz ki, yargı gerçekten de bağımsız değil. Kararının onanması bu durumu tescil etmiştir. Böylece yargının işleyişine adalet ilkelerinin değil, siyasetin egemen olduğu bir kere daha ortaya çıkmıştır. Siyasi rakiplerimiz, güç ve çıkar odakları,
seçim sandıklarında karşımızda duramayacaklarını, önümüzü kesemeyeceklerini iyiden iyiye anlamış olmalılar ki, böyle bir yola başvurdular. Bu yol yanlış bir yoldur. Çünkü adalet gün gelecek, yargıyı siyasallaştıranlara da lazım olacaktır."
Yasaklarla bir yere gidilemeyeceğini belirten Erdoğan şöyle konuştu:
"Ben o şiiri okumakla herhangi bir hata yaptığımı düşünmüyor ve kesinlikle suçsuz olduğuma inanıyorum. Ben o konuşmamda milli birliğe, sosyal barışa ve ülkenin bölünmez bötünlüğüne çağrıda bulundum. Benim için değerli olan aziz milletimin vicdanının sesidir. Siyasetteki yerimi de aziz milletim tayin edecektir.
Şu anda haksız bir mahkumiyet kararı almış bulunuyorum. Ama ben hem kendi vicdanımda hem de kamu vicdanında ilk günden itibaren aklandığımı biliyorum. Bu nedenle hakkımda verilen bu haksız karar demokrasi mücadelemiz için yeni bir milattır. Yeni bir başlangıçtır. Kutlu olsun."
Erdoğan, kendisinin utanmadan bölücülük yapmakla suçlandığını belirterek "Peki beni neyle suçluyorlar? Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle suçluyorlar. Peki bu kin ve düşmanlığa tahrik olan halk nerede? Neden Allah'ın kulu çıkıp da sormuyor" görüşünü dile getirdi.
Erdoğan, temyiz incelemesi sürerken bazı köşe yazarlarının Yargıtay ceza hakimlerine telkin, tehdit ve tavsiyelerde bulunduklarını iddia ederek sözlirunu şöyle sürdürdü:
"Bütün bu ahlak ve hukuk dışı kampanyalar neticesinde kendileri de nihayet birer insan olan hakimler etkilenerek, adeta kendileri yargılanıyormuş gibi bir psikoloji içine girdiler. Sanki benim cezamı onamak suretiyle kendilerini aklamış oldular. Bu ülkede konuşan, hizmet eden herkese çok çektirildi. Bu mahkumiyet kararının onaylanmasıyla her şey burada noktalanmış olmadı. Bu can bu tende oldukça haksızlık karşısında susmayacak ve evrensel hukuk kuralları çerçevesinde bu milletin hukukunu savunmaya devam edeceğim."
Türkiye'nin 2000'li yıllara şiir okumanın suç sayıldığı bir ülke görünümüzde girmemesi gerektiğini belirten Erdoğan, "Büyük bir sevinçle 75. yılını kutladığımız gözbebeğimiz Cumhuriyetimizin kurumları böyle insafsızca yıpratılmamalıydı" dedi. Erdoğan konuşmasını "Müsterih olun, bu şarkı burada bitmez. Çünkü biz bir maraton koşucusuyuz. Çünkü biz milletin kara sevdalılarıyız" diye bitirdi.
Siyasi kazaya uğradığını söylediği Erdoğan'a "geçmiş olsun" dileğinde bulunan Kutan, partilileri sukunete, ağırbaşlılığa çağırarak bir olaya meydan vermemelerini istedi. Kutan, ülkesine hizmet edenler için zor bir dönem, çeteler ve vurguncular içinse kolay bir dönem geçirildiğini vurgulayan Kutan şu değerlendirmeyi yaptı:
"Adnan Menderes gibi bedel ödedik. Halk da gerekli dersi sandıkta verecek. Yılmadan mücadeleye devam edeceğiz. Bu kararla Türkiye cezalandırılmıştır, Erdoğan değil. Türkiye demokrasisi cezalandırılmıştır. Bazı siyasi partiler, Erdoğan başkanlıktan alındı, bir belediye başkanlığı alabilir miyiz diye hevese kapılıyor. Bunlar
siyaset bilmiyor. İstanbullular, bu yanlış karardan sonra ortaya çıkacak ikinci Tayyip Erdoğan'a birincisinden iki kat daha fazla oy verecekler. Erdoğan başkanlıktan indirilebilir ama aziz İstanbulluların gönlünden kimse indiremeyecektir. Buz onu çok seviyoruz ve gurur duyuyoruz."
* ERDOGAN'ın basın toplantısı öncesinde binlerce kişi belediyenin önünü doldurdu. Belediyenin bulunduğu Saraçhane Caddesi'ne çıkan bütün yollar polisçe trafiğe kapatıldı. Alana giren herkes arandı ve panzerler desteğinde polis geniş güvenlik önlemleri aldı.
* Erdoğan, kalabalık nedeniyle güçlükle belediyeye girebildi. Erdoğan'ın konuşması sık sık "Mücahit Erdoğan" ve "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganıyla kesildi.
* Erdoğan'ın miting gibi basın toplantısı belediye binasının ön ve yan tarafına kurulan dev ekranlarla ve belediye binasının koridorlarına yerleştirilen televizyonlarla dışarıdakileri izlettirildi.
* Erdoğan'ın posterleri ve çeşitli pankartlar taşıyan topluluk, sık sık tekbir getirdi "öl de ölelim, canımızı verelim", "İnadına hepimiz birer Tayyip'iz" sloganı attı.
* Basın toplantısını 150 gazeteci, Alman ZDF televizyonu ve yabancı ajanslar izledi. ABD'nin İstanbul Konsolosluğu'ndan 3 kişi de toplantıyı izleyerek not aldı.
* Basın toplantısını protokolden izleyen FP'liler arasında en büyük ilgiyi GİK üyesi Nazlı Ilıcak ve Prof. Dr. Oya Akgönenç gördü. Akgönenç, konuşmalar sırasında ağladı. Ilıcak, sloganlara tempo tutarak, yuh çekti ve Erdoğan'ı sürekli alkışladı. Erdoğan'ın konuşması sırasında Menderes'ten bahsettiği bölümde, "Menderes'ler ölmez" diye bağırdı.
* Toplantı sonunda Kutan ve Erdoğan belediyenin balkonuna çıkarak halkı selamladı. Erdoğan'ın içeri girmesinden sonra balkondaki gazeteciler bozuk para ve taş yağmuruna tutuldu. FP İstanbul Milletvekili Mukadder Başeğmez bozuk parayla kaşından yaralandı. Bazı gazeteciler tartakladı. Milliyet Muhabiri Ahmet Dumanlı da yumruklu saldırıya uğradı.
* Basına saldırılar daha sonra da sürdü. "Kana kan intikam" slogan atan bir grup Belediyeye girerek gazetecilere saldırdı. Belediyenin koridorunda öğleden sonra meydana gelen saldırıda dört gazeteci yaralandı. Gazeteciler can güvenliklerinin olmadığı gerekcesiyle uzun süre dışarı çıkamadı ve bir salonda toplu olarak bekledi. Basın mensupları daha sonra İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Arpacı'nın sağladığı polis koridoru altında çıkarıldı.
* Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Hasan Celal Güzel'de Erdoğan'ı makamında ziyaret ederek, geçmiş olsun dileğini iletti.
* Toplantı sonunda belediye çevresi ve bahçesi çöp alanına döndü, bahçedeki çiçekler ezildi.