Çakıcı'nın sağ koluna infaz

       FRANSA'nın Nice kentinde yakalanan Alaaddin Çakıcı'nın bir dönem sağ kolu olarak bilinen, işadamı Emin Cankurtaran'ın vurulması olayında emir veren kişi olarak yargılanan Şenol Turan, dün akşam Kartal'da Ekşioğlu İnşaat şirketinin bürosunda kafasına beş el ateş edilerek öldürüldü. Katiller cinayetten sonra olay yerinden yaya olarak kaçarak izlerini kaybettirdi. Turan'ın son yıllarda Çakıcı ile arasının açıldığı biliniyor. Cinayetten sonra Kanal D'yi arayan ve kod adının "Haydar" olduğunu öne süren bir kişi, Şenol Turan'ı Çakıcı ve devlet aleyhine konuştuğu, Tevfik Ağansoy'u öldüren Adnan Çiçek'i ihbar ettiği için cezalandırdıklarını ileri sürdü.
       Kartal Spor Caddesi üzerinde yapımı süren Ekşioğlu Yaşam Sitesi'nin İdari İşler Binası'na Eyüp Ekşioğlu'yla birlikte gelen Şenol Turan (35), kendisini cep telefonundan arayan bir kişiye "Buraya gel, görüşelim" dedi. Kendisine ait olan Karınca Reklam şirketiyle Ekşioğlu'na ait evlerin reklam işlerini yürüten Turan, sekretere de gelecek misafirlerini üst kata göndermesini söyledi.
       Bir süre sonra binaya gelen ve kimlikleri henüz belirlenemeyen üç kişi, Turan'ın yanına çıktı. Turan, bu kişilerce tabancayla kurşun yağmuruna tutuldu. Turan, çoğu kafasına isabet eden beş kurşunla olay yerinde öldü. Saldırganlar ise olay yerinden yaya olarak kaçtılar. Turan'ın üzerinden, İsmet Aydıner adına düzenlenmiş sahte kimlik çıktı.
       Olaydan sonra kaçan sanıkların yakalanması için polis geniş çaplı operasyon başlattı. Polis yetkilileri, sanıkların isimlerinin belirlendiğini kaydederek, "Eski bir hesaplaşma. Daha önceden yapılan tahsilatla ilgili bir hesaplaşmadan doğan husumet olduğunu sanıyoruz. Sanıklar İstanbul'u terkedemediler" dediler.
       Olaydan sonra Kanal D'yi arayan ve kod adının `Haydar' olduğunu öne süren bir kişi, cinayeti üstlenerek, "Şenol Turan'ı Çakıcı ve devlet aleyhine konuştuğu, Tevfik Ağansoy'u öldüren Adnan Çiçek'i ihbar ettiği için öldürdük" dedi.

       Şenol Turan, adını ilk kez 1988 yılının nisan ayında duyurdu. O dönemde kamuoyunu yakından ilgilendiren Nagihan adlı üç yaşındaki kız çocuğunun kaçırılma olayının arkasında Şenol Turan çıktı. Annesiyle süt annesi arasındaki çekişme sonrasında küçük Nagihan'ı kaçırıp saklayan Turan, polisce Pendik'te ayağından vurularak yakalandı.
       Turan'ın adı daha sonra Aladdin Çakıcı ile birlikte anılmaya başladı. 29 Mayıs 1995 tarihinde ünlü işadamı Emin Cankurtaran'ın Nişantaşı'nda tabancayla vurularak yaralanmasından sonra azmettirici olarak Turan yakalandı. Turan, olayla ilgili olarak tetikçiler Recep Çiçek, Bayram Doğutekin, Recep Kocabıyık ile birlikte yargılandı. Sanıklardan Recep Çiçek, 1996 yılında Bebek'te Nurullah Tevfik Ağansoy'un öldürüldüğü saldırıya karıştı ve çıkan çatışmada yaşamını yitirdi. Ağabeyi Adnan Çiçek ise Nisan 1996'da, Ağansoy'u duruşma salonunda sahte avukat kimliğiyle öldürmeye kalkışmış ancak son anda bir ihbar sonucu yakalanmıştı. Turan'ın ise Cankurtaran'ın vurulması olayından sonra Alaaddin Çakıcı ile arası açıldı.

       FRANSA'nın Nice kentinde yakalandıktan sonra tutuklanan Alaaddin Çakıcı'nın Türkiye'ye iade edilmesi için gerekli dosya üzerindeki çalışmaların tamamlandığı, dosyanın son düzeltmeler yapıldıktan sonra, önemli bir gelişme olmazsa bugün Dışişleri Bakanlığı kanalıyla Fransa'ya gönderileceği öğrenildi.
       Dosya içeriğine göre Fransa'ya "Çakıcı'nın Türkiye'ye gönderildiği taktirde idam cezasına çarptırılmayacağı güvencesi" verilmeyecek ancak Türkiye'de 1984'ten bu yana idam cezasının infaz edilmediği belirtilerek yeni ceza yasası tasarısının idam cezasını kaldırmayı öngördüğü hatırlatılacak.
       Çakıcı'nın yargılandığı bütün suçlardan iadesinin isteneceği dosya, aynı zamanda Avrupa'ya Türkiye'de yargının bağımsız olduğu mesajı verilmesinin de aracı olarak görülüyor.