Bu ne pişkinlik?Hafta sonu çektiğimiz rezalet yetmedi, şimdi de saçma sapan mazeretleri dinliyoruz.
Neymiş efendim; köprü trafiği her zaman yoğunmuş. Olmayan bir sıkışıklık yaratılmamış. Anormallik havanın güzelliğinden kaynaklanmış. Deniz ya da
hava (!) ulaşımından da yararlanılabilirmiş..
E pes!
Bunu diyen de köprülerden sorumlu Karayolları 17. Bölge Müdür Vekili Asım Öztürk... Cumartesi akşamı yerine sabahında çalışmaları başlatan adam. Yani rezaletin baş sorumlusu.
Şışt şışt sakin ol, sinirlerine hakim ol!
...
Dün de buyuruyorlar ki; 'Köprüde bakım kaçınılmaz...'
Sanki bakıma itiraz eden var.
Vatandaşın feryadı neden duyurulmadığı...
Gazeteler, TV'ler, radyolar ne güne duruyor? Saat başı anons yap. Çok mu zor...
Ve de madem bakım yapılacak ulaşım alternatifleri sun. Arabalı vapur seferlerini sıklaştırmak, deniz otobüslerini gece yarısına kadar çalıştırmak gibi basit ve çağdaş çözümler...
Bir başka saçmalık da bakım tarihinin sömestr tatilinin
son gününe denk getirilmesi.
Sanki başka gün kalmadı?
Bir hafta önce yap kardeşim. Yok,
yumurta kapıya gelmeden olmaz!
...
Ya Vali ve Belediye Başkanı'mıza ne demeli?
Yer yerinden oynuyor, insanlar birbirine girmiş ortada yoklar.
Üstüne üstlük Vali Bey, ulaşımda arabalı vapuru tercih ediyor. Hem de torpillisinden... Vatandaş saatlerdir kuyrukta çile çekiyor, makam otomobili hepsinin önüne geçiyor. Yolu iyi açmayan polisler de fırça yiyor. Makam aracı bekler mi?..
Hani yasalar önünde herkes eşitti!..
Vali önden geçmiş ne yazar. Yeter ki; Devletimiz var olsun...
Geliyoruz; Büyükşehir Belediye Başkanı'mız Ali Müfit Gürtuna'ya.
Çevre yolları kilit, kent içi felaket. Vatandaş şaşkın, çaresiz ama; başkandan tıs yok... Deniz otobüsleri de normal tarifede... Belli saatten sonra seferler iptal...
Sanki kentte işler tıkırında?
Böyle olağanüstü günlerde devreye sokmak çok mu zor?
Diyelim ki; karayolları vatandaşa duyurmakta gecikti. Ya da unuttu.
Köprüde onarım yapılacağı, olası sıkıntılar konusunda diğer kamu kuruluşları neden uyarılmadı. Uyarıldıysa neden ciddiye alınmadı? Bu koordinasyonsuzluk mu, vurdumduymazlık mı?
Bunun hesabı sorulmayacak mı?
İSTANBUL