08.05.2017 - 13:45 | Son Güncellenme:
METE TÜMERKAN- HABERKIBRIS
Cyprus Mail Gazetesi kendi görüşü olarak yer verdiği yazıda Kıbrıs konusunda bugüne kadar perde gerisinde kalmış, kamuoyunun bilgisine gelmemiş bazı olayları su yüzüne taşıdı.
Gazete geniş yer ayırdığı yazısında gündeme damga vuracak iddialar ortaya attı ve Rum Lider Nikos Anastasiades’i yaptıkları ile adayı istikrarsızlığa sürüklemekle suçladı.
Anastasiades’i sorumusuz davranmakla eleştiren gazete, Rum siyasetçilerinin, Rum basınının ve kamuoyunun da meseleleri gerektiği gibi sorgulayıp gerçekleri araştırmadığını yazdı.
Yazısının başlığında “Rum Lider Anastasiades Türkiye ile yaptığı anlaşmayı sorumsuz bir şekilde bozdu” ifadelerine yer veren Cyprus Mail şu iddialarda bulundu:
- 2015 yılında Davos’ta Rum Lider Nikos Anastasiades ile dönemin Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu arasında çok gizli bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda Anastasiades ve Davutoğlu hidrokarbon yatakları konusunda işbirliği yapılabilmesinin tek yolunun Kıbrıs sorununa çözüm bulunması olduğu konusunda anlaştı.
- ABD de varılan bu uzlaşıya ve 2015 yılında başlayan Akıncı-Anastasiades arasındaki görüşmelere tam destek verdi.
- 2016 yılında yine Davos’ta dönemin ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Anastasiades’e ABD’nin müdahalesi( girişimi) ile Türkiye’nin 6’ıncı parselle ilgili lisans verilmesi konusundaki itirazlarını kaldırdığını bildirdi. Bu arada Amerikan Exxon-Mobil şirketi de Biden’in inisiyatif almasıyla birlikte 6’ıncı parselin lisans ihalesi ile ilgilendiğini ortaya koydu.
- Türkiye varılan mutabakat çerçevesinde geçtiğimiz aya kadar Güney Kıbrıs’ın lisans ihalesi ve hidrokarbon yatakları konusunda attığı adımlar ve yaptığı çalışmalar konusunda sessiz kaldı. Bu arada sadece bir tek açıklama yapıldı. Açıklamanın tonunun çok yüksek değildi. Halbuki Türkiye 2014 yılında kendi münhasır ekonomik alanı içerisinde olduğunu iddia ettiği 6’ıncı parselle ilgili Güney Kıbrıs’ın tek yanlı adımlar atmasının ‘casus belli’ yani savaş nedeni olarak değerlendirileceğini açıklamıştı. Buna rağmen Türkiye 2015’te Davos’ta varılan mutabakata Nisan 2017’ye kadar uydu.
- Anlaşmayı Anastasiades bozdu. 2 Nisan akşamı Lefkoşa’da gerçekleştirilen liderler görüşmesinde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı net bir şekilde müzakerelerin Haziran ayına kadar tamamlanması gerektiğini ortaya koyarken, Rum Lider Anastasiades buna olumsuz ve sert karşılık vererek suçlama oyununa girdi. Anastasiades Türkiye’yi kandırabileceği (aldatabileceği) var sayımı ile hareket ederek süreci istediği gibi yönlendirip şekillendirebileceğini sandı. Ama Türkiye Nikos Anastasiades’in müzakere masasında çözüm niyeti ile oturmadığını ve niyetinin süreci ucu açık bir şekilde Rum Başkanlık seçimlerine kadar götürmeyi hedeflediğini görünce, geçtiğimiz ay eski politikasına geri döndü. Navtex yayınladı. Barbaros gemisini bölgede sismik araştırmalarda bulunmak üzere gönderdi. Sert ve tehdit edici açıklamalar yapmaya başladı.
- Anastasiades ne yazık ki kendi yöntemleri ile bu işin içinden çıkabileceği yanılgısı ile hareket etti. Ama yaptığı değerlendirmeler ve ortaya koyduğu politikalar çok başarısız ve yetersizdi. Anastasiades ABD’yi de kullanarak Türkiye’yi kontrol edebileceğini, kandırabileceğini ve bunun Kıbrıs’a dönük sonuçlar yaratmayacağı varsayımı ile hareket etti.
- Halbuki Anastasiades’e 2015 yılında enerji yatakları ile ilgili planlarını Kıbrıs konusunda bir çözüme ulaşılması ve bu konuda Türkiye ile işbirliği yapılması koşulu ile ileriye götürmesi konusunda yeşil ışık yakılmıştı.
- Anastasiades sondaj başlamadan önce müzakere sürecini çıkmaza sürükleyerek sadece Türkiye’nin tepkisini üzerine çekmedi, ayni zamanda ABD’nin bölgedeki enerji işbirliği konusundaki güvenlik planlarını da belirsizliğe itti.
- Şu anda Kıbrıs’ta biz Rum Lider Anastasiades’in sorumsuz politikalarının sonucu ortaya çıkmaya başlayan sonuçları görmeye başladık. Hali hazırda Anastasiades'in sorumsuz oyunlarının sonuçlarını görüyoruz. Türkiye birkaç Navtex uyarısı yayımladı, 6. bölgede donanma aktiviteleri gerçekleştirdi ve sismik sondaj gemisi Barbaros Hayrettin Paşa'yı Karpaz bölgesinin güney açıklarına gönderdi. Ortaya çıkabilecek sorunlarla ilgili medya spekülasyonlarını artıracak şekilde Yunanistan Savunma Bakanlığı, Türkiye'nin Kıbrıs açıklarında bir olaya sebebiyet verme ihtimali olduğunu iddia etti. Espen Barth Eide ise Cuma günü Kıbrıs Haber Ajansı'na verdiği mülakatta bu spekülasyonlara ek olarak sert bir uyarı sinyali verdi: "Sondaj çalışmalarıyla ilgili direkt bir hesaplaşma meydana gelirse, bölgedeki genel havanın gerginliğinden dolayı, bunun 2014 yılından daha dramatik sonuçlara yol açmasından endişeleniyorum” dedi. Türkiye 2014'te de Kıbrıs Cumhuriyeti Münhasır Ekonomik Bölgesi'nde sondaj çalışmaları yürütmüştü.
- Yaşanan tüm bu gelişmeler karşısında Anastasiades ne yapıyor diye bakıldığında, elle tuttulur bir şey yaptığını söylemek mümkün değildir. Anastasiades herkesi idare ederek, kandırarak bu işleri yapabileceği yanılgısı ile hareket etmiş ve ortalığı berbat etmiştir. Gelinen aşamada yarattığı ortamdan nasıl çıkılacağı konusunda da bir fikri yoktur. Daha da kötüsü, Kıbrıs’ı bekleyen tehlikeler karşısında ne yapacağını da bilmemektedir.
***
İşte Cyprus Mail’in yazdıklarının önemli bölümleri bunlar… Gazete Rum kamuoyunu ve siyasilerini uyardığı bu yazısı ile belki de tarihe önemli bir not düşmektedir. Kıbrıs müzakerelerinde çıkmazın kalıcılaşmasının yaz aylarında doğurabileceği tehlikeleri herkesin gözüne sokarak görevini yapmakta, tüm sorumluluğun da Anastasiades’te olduğunu ortaya koymaktadır.
İşin özeti budur…
Gazete bir de Güney Kıbrıs’takileri ‘bölgedeki istikrarı tehdit eden gelişmelerin neden ortaya çıktığını gerçek anlamda sorgulamadıkları’ gerekçesi ile bir kez daha bu yazı ile uyardı.
Sanırım daha fazla söze gerek yok.