28.09.2016 - 21:33 | Son Güncellenme:
3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rumların aşırı taleplerle masada olduğuna, bunları almadıkları sürece anlaşmaya yanaşmayacaklarına işaret ederek, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın tüm gerçekleri halkla paylaşması zamanının geldiğini belirtti. 3'üncü Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun Ofisi'nden yapılan açıklamaya göre, Derviş Eroğlu, dün gece, Genç TV’de katıldığı bir programda soruları yanıtladı. Eroğlu, Rum tarafını tanıdığı, ne yapacaklarını kestirebildiği için New York’taki üçlü görüşmeden birşey beklemediğini söyledi ve “Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Rum tarafını yeni yeni anlamaya başlaması nedeniyle halkta büyük beklentiler yarattığını, şimdi ise hayal kırıklığı içinde olduğunun görüldüğünü” kaydetti.
Derviş Eroğlu, devamla şunları belirtti: “Ben, Rum lider Hristofyas’la Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin de katıldığı 4-5 saat süren hatta ertesi gün devam eden 5 zirve toplantısı yaptım. Bunların sonuncusu New York, Greentree’de 22-23 Ocak 2012 tarihinde yapıldı. BM Genel Sekreteri’nin beşinci görüşme öncesinde taraflara yazdığı mektup son derece önemli idi. Genel Sekreter, söz konusu mektubunda ilk kez “ artık son oyun (end game) içerisinde bulunulduğunu, ana konuların görüşülüp karara bağlanmasının ardından çok taraflı konferans düzenlemeyi düşündüğünü” belirtti.
Biz Greentree zirvesine Genel Sekreter’in “son oyun içinde bulunuyoruz” sözlerine uygun olarak ilerleme kaydedilmesi ve çok taraflı konferansa geçilmesi için üç ana konuda önerilerle gitti. Bu üç konu, 1-Yürütmenin Seçimi, 2-Vatandaşlık, 3-Mülkiyet konusunda bilgi değişimi idi.Ama Rum lider Hristofyas, Greentree zirvesine katılmadan Ulusal Konsey’de konuları görüştürdü ve dört “hayır” ile New York’a gitti.Ne idi bunlar? 1-Hakemliğe hayır 2-Arabuluculuğa hayır,3.Zaman takvimlemesine hayır, 4.5’li toplantıya hayır.
“ANASTASİADİS ACELE ÇÖZÜM İSTEĞİMİZİ ALEYHİMİZE KULLANIYOR”
Anastasiadis, 2013’te seçildi. Bir yıl masaya gelmemek için her türlü şeyi yaptı. Rumlar zamana oynuyor. Biz ‘ zaman Kıbrıs Türk Halkı’nın aleyhinedir. Bir an önce çözüm isteriz, acele çözüm isteriz. Çözüm olmazsa mahvolduk ’ dedikçe onlar da ‘ ya istedklerimizi verirsiniz çözüm olur ya da zamanı aleyhinize işletmeye devam ederiz’ taktiğini sürdürüyor”.
Eroğlu, Rumların bu taktiğini görmesi gereken Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya bir an önce gerçekleri halkla paylaşması çağrısında bulundu.3’üncü Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Madem ki üç aya kadar çözüme gidilmesi gerektiğini söylüyorsunuz o zaman ne olup bittiğini halka anlatmalısınız. Halk kendisini nereye götürmekte olduğunuzu bilmelidir.”dedi.
“AKINCI, EROĞLU GİBİ KONUŞMAYA BAŞLADI”
Derviş Eroğlu, “Cumhurbaşkanı Akıncı da artık 2016 yılı sonuna kadar bir çözüm olmazsa başka alternatiflerin gündeme geleceğini, sığınılacak tek limanın Türkiye olduğunu, dönüşümlü başkanlık ve Türkiye’nin garantisi olmadan bir çözüm olamayacağını söylüyor... Ne dersiniz?” şeklindeki soruyu yanıtlarken ise, “Demek ki Sayın Akıncı da Eroğlu gibi konuşmaya başladı. Ama ben bunları söylerken ‘ Eroğlu çözüm istemez diye’ sözüm onlara çözümcü geçinenler bana saldırıyorlardı. Şimdi ne yapacaklar? ‘Çözüm istemez’ diye Sayın Akıncı’ya karşı da mı saldırıya geçecekler? Sayın Akıncı çözüm istiyor. Herkes istiyor. Ben 11 Şubat 2014’te Anastasiadis’le ortak açıklama imzaladım ama çözümcü geçinenler yine bana saldırdılar. Bunlar hiç Rum’u suçlamadılar. Hep bizi suçladılar. Oysa halkımızı çözüm isteyenler, istemeyenler diye ayırmak son derece yanlıştır ve bize zarar vermektedir. Demek ki Cumhurbaşkanlığı görevi ilerledikçe o da bazı şeyleri daha iyi görmeye anlamaya başlamıştır” dedi.
“MUTLAKA TAKVİMLEME BAŞARILMALIDIR”
Eroğlu, yapılması gerekenlerle ilgili bir başka soruyu yanıtlarken ise , Türk tarafının mutlaka bir takvimleme yapılmasını başarması gerektiğini, Birleşmiş Milletler’le diğer büyük ülkelerin bu konuda Türk tarafına yardımcı olmasının şart olduğunu vurguladı. “Olmazsa, Rum bir anlaşmaya yanaşmazsa ne yapılmalıdır. Alternatifler nedir? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtılmasına mı yönelmek lazım” şeklindeki bir soruyu da yanıtlayan 3’üncü Cumhurbaşkanı Eroğlu şunları söyledi:
“Tanınma konusu zaman meselesidir. Ama yapılması gereken sağcısı-solcusu herkesin Devlet’e sahip çıkması ve dünyadan bize Rumların baskısı, talebi ile uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılmasını talep etmektir. Aslında bu 2004’te Genel Sekreter Annan’ın referandumlar sonrası Güvenlik Konseyi’ne sunduğu raporda da vardı ama o rapor geçmedi. O raporda sadece bu değil Rumların referandumda hayır demekle sadece o metne değil , Türklerle anlaşmaya yönetim ve refahı paylaşmaya da hayır dediği yazıyordu ama onlar hep görmezden gelindi. Türkiye ile iyi ilişkiler mutlaka geliştirilmelidir. Türkiye ile yakın işbirliği içinde alternatifler üzerinde durulmalıdır.”
“ TÜRKİYE ETKİN VE FİİLİ GARANTİDEN VAZGEÇMEZ”
3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Türkiye’nin garantörlük konusunda geri adım atıp atamayacağı, kendisinin görev süreleri içinde böyle bir şeyin gündeme gelip gelmediği ile ilgili bir başka zoru üzerine ise, kendisinin Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Türkiye’nin Kıbrıs’ın bütünü üzerindeki etkin ve fiili garantisinden bir santim gerilemeyeceği üzerinde durulduğunu, herhangi bir şekilde geri adım atmanın konuşulmadığını açıkladı. Eroğlu, Türkiye’nin Kıbrıs’ta asker bulundurması ve bir ihtiyaç söz konusu olduğunda adaya tek yanlı müdahalede bulunmasının Kıbrıs Türkü için hayati bir konu olduğunu, bundan geri adım atılamayacağını söyledi.Derviş Eroğlu dönüşümlü başkanlık konusunda da taviz verilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
3’üncü Cumhurbaşkanı, bir diğer soruya yanıtında ise, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın kendisine tutanakları göndermediğini, gelişmeleri tutanakları okuyan milletvekili arkadaşları ve basından takip ettiğini söyledi ve izlediği kadarı ile mülkiyet konusunda önemli hatalar yapılmakta olduğunu söyleyebileceğini belirtti.
“DUYGUSAL BAĞIN KABULÜ HATADIR”
Derviş Eroğlu, “Bir örnek verir misiniz?” denilmesi üzerine, “Önceliğin, birinci söz hakkının Rumlara verilmesi, duygusal bağın 1974 öncesinde bu tarafta oturan Rumlar için geçerli olduğunun kabul edilmesi yanlıştır. Duygusal bağı kabul etmekle 1974 öncesinde bir evde 10 yıl oturan birisi ile 42 yıldır o evde oturan Türkü aynı noktaya getirdiniz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Demopulos kararı bizim lehimize iken bunun kabul edilmesi ciddi bir tavizdir” dedi.
Eroğlu, “ Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin yaptığı tapu işlemleri ile tapuların Devlet’in güvencesi altında olduğunu “ açıklamasını değerlendirirken de “ doğru bir açıklamadır. KKTC Devleti’nin tapuları Devletin güvencesi altındadır. Bundan geri adım atılamaz” diye konuştu.
“HİDROKARBON KONUSUNDA RUM'A PARALEL ADIMLAR ATILMALIDIR”
3’üncü Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum tarafının hidrokarbon yatakları konusundaki tutumunun görüşmeleri torpillemekte olduğuna da işaret etti ve “Bir taraftan masada oturuyorlar, sizinle yılsonuna kadar anlaşacağız diyorlar diğer taraftan Ekim ayı içinde ihaleleri sonuçlandırmaya çalışıyorlar. Gelecek yıl ise kazı yaptırmayı planlıyorlar. Bunlar iyi niyetli şeyler değildir. Belli ki görüşmelerde bir kriz de bu konudan dolayı çıkacaktır. Sayın Akıncı, Anastasiadis’e geçmişte olduğu gibi hidrokarbon yatakları konusunda atacakları adımlara paralel adımların Kıbrıs Türk tarafınca atılacağını hatırlatmalıdır. Kıbrıs Türk tarafı gelişmeleri iyi takip etmeli bizi dünyadan tecrid edilmiş durumda tutan Rumların ayak oyunlarına mutlaka yanıt verilmelidir” diye konuştu.