20.01.2014 - 11:20 | Son Güncellenme:
Otomotiv ve taşımacılık sektörüne yönelik de teknoloji çözümleri sunan Dassault Systemes’in Türkiye Genel Müdürü Burak Süsoy, Kanal Satış Direktörü Hakan Dadağlıoğlu ve Direkt Satış Yöneticisi Gönenç Uluçay’ın katıldığı buluşmada, “Türkiye kendi yerli arabasını üretebilecek mi, başta ve yazılım teknolojisindeki son gelişmeler buna nasıl katkı sağlayabilir ?” konusu üzerinde duruldu.
Üretimde sıfıra yakın hata
Etkinlikte görüş ve öngörülerini açıklayan Dassault Systemes Türkiye Genel Müdürü Burak Süsoy, Türkiye yerli otomobilini üretmek istiyorsa, amansız bir rekabetin yaşandığı otomotiv pazarında tasarımdan üretime ve satışa kadar her süreçte teknolojideki son gelişmeleri son derece etkin şekilde kullanması gerektiğini vurguladı. Bu teknolojiler arasında üç boyutlu yazılım ve deneyim çözümlerinin öne çıkması gerektiğine değinen Süsoy, şunları söyledi: “Türkiye’nin hep büyük bir ideali olan kendi yerli otomobil markasını üretmesi konusunda üç boyutlu deneyimlerin tasarım ve üretim sürecinde büyük katkıları olabileceğini düşünüyoruz. Sanal prototip ve üç boyutlu modelleme teknolojileri ile üretim sürecinde sıfıra yakın üretim hatası elde etmek mümkün hale geliyor. Üretici ve tüketicilerin artık fazla bekleme lükslerinin olmadığı bir dünyadayız. Sunduğumuz teknolojiler sayesinde 24 ay olan tüm tasarım, prototip ve ürün testi süreci üç boyutlu teknolojier sayesinde 12 aya, hatta daha azına iniyor. Bu çok ciddi bir oran.”
Süreci en verimli, karlı ve interakitf yönetmek için üç boyutlu deneyim
Dünya devlerinin hakim olduğu otomotiv pazarında ‘Yüzde yüz Türk otomobil markasını ve otomobilini yaratacağım dediğinizde, ateşten bir gömlek giyersiniz” diyen Süsoy, Türkiye’nin yerli otomobilini üretecek birikim ve altyapıya sahip olduğunu, fakat tüm sürecin en karlı, verimli ve interaktif şekilde yürümesi için devreye üç boyutlu deneyimlerin girdiğini söyledi. Süsoy, “Dassault Systemes olarak kendimizi bir ‘’üç boyutlu deneyimler şirketi’’ olarak konumluyoruz. Müşterilerimize eşsiz deneyimler oluşturmalarında yardımcı olacak çözüm ve araçları geliştiriyor, onların tasarım ve üretim döngülerini en aza indirgiyoruz. Örneğin My Car Experience çözümümüzle üretici firmalar tüm süreçlere son kullanıcıyı da dahil edebiliyor. Üretici; son kullanıcı, bayiler ve müşteri gruplarından ürünün gelişme aşamasında, ürün tasarımı yapılırken ve üretilmeden geri bildirim alabiliyor. My Car Experience çözümü üstünden yorumları, fikirleri topluyor. Bu şekilde ürün pazara sunulduğunda satış ve beğeniye dair kaygılar en az indirgenmiş oluyor. Bu esasında Ar-Ge’yi sokaktaki insana kadar taşıyan bir süreçtir. Türkiye’de en fazla Ar-Ge yatırımın yapıldığı sektörlerden birisi otomotiv. Bunu üç boyutlu deneyimleme ile birleştirmek önemli bir katma değer yaratacaktır. Diğer yandan üç boyulu ortam olmadan artık sağlıklı testler yapmak imkansız gibi. Sadece yerli üretici değil uluslararası markalar için de otomotiv ve otomotiv yan sanayi üretimi yapan firmalarımız bu teknolojileri kullanarak büyük faydalar sağlayabilir” dedi.
Dünyada yaşanan başarı hikayelerinden birini örnek olarak veren Süsoy, Jaguar Land Rover’ın yeni modellerinin yaratım sürecinde; PLM’den simülasyona kadar birçok teknolojilerini kullandığını söyledi. Firma, yeni geliştirdikleri modellerde özellikle Dassault Systemes’in simülasyon yazılımları kritik rol oynadı. Çelik saç yerine alüminyum kullanan üretici, araçlarının ağırlığını azalttı. Hem yakıt, hem de ürün ve işletme maliyeti azaldı.