31.12.2018 - 09:31 | Son Güncellenme:
Ozan Binay/milliyet.com.tr
Solis adası Gabriela Morales tarafından yönetilen paralı asker ordusu Black Hand'in adası ve Gabriela'nin çok büyük planları var, dünyayı yönetmek gibi! Çok klişe ama her kötü karakter vizyon sahibi olamaz sonuçta değil mi?
Solis adasındaki tek problem maalesef sadece Black Hand değil. Adanın kendisi de bir problem. Şöyle ki hava durumu çok çılgın bir şekilde değişkenlik gösterebiliyor kum fırtınalarından,tropikal fırtınalara hatta hortumlara kadar uzanabiliyor. Devlet bunu küresel ısınmaya bağlasada karakterimiz Rico, bunun düşmanları tarafından yapıldığını biliyor ve bunun hesabını sormak için yola koyuluyor.
Gelelim oyun içi mekaniklere, daha önce hava koşullarının değiştiğinden bahsetmiştik.Bununla beraber oyunda ki silahları daha farklı kullanma şekilleride geliyor. Yani wingsuit,paraşüt ya da kancanız ile düşmanlarınızı hortumun içinde kaybedebilir ya da kum fırtınalarında boğabilirsiniz. Bu sizin seçiminiz, sonuçta oyunun parasını siz verdiniz.
Bu arada tüm bunları yaparken fizik motorunun size "fake" animasyonlar vermeden bunları gerçekçi bir şekilde yansıttığını da söylemeliyim. Tabii ne kadar gerçekçi onu bilemem. Sonuçta kimseyi kum fırtınasına fırlatmadım.
Bunun gibi özellikler Just Cause 4'ü tam da açık dünya oyunu yapıyor. Diğer açık dünya oyunlarında yapamadığınız şeyleri bu oyunda yapabiliyorsunuz ve tek özelliği bu değil. Oyunda tam 4 farklı bitki örtüsüne sahip alan mevcut. Tropikal yağmur ormanları,kar ile kaplı dağlar,otlak alanlar ve çöller… Square Enix bunların üzerine epey çalışmış çünkü ciddi anlamda tecrübe edilmesi gereken bir harita ortaya çıkarılmış. Tabi ki her bölgenin kendine özel yerleri mevcut, onları iyi kullanıp Black Hand'i çökertmeniz gerekiyor.
Tahmin ettiğiniz gibi Just Cause 4 diğer açık dünya oyunlarından farklı olarak, daha çok kullanıcının hayal gücünün sınırlarını zorlamayı istiyor. Aslında serinin diğer oyunlarında bunu görmüştük. Oyunda ki Hikaye görevleri sanki Hollywood filmlerinden çıkmış gibi. Her dakikası ayrı bir aksiyonla dolu, yan görevler ve oyun içi diğer "challenge'lardan" bahsetmiyorum bile. Oyunu henüz 5 saat oynamama rağmen haritada dolaşmaktan ya da yan görevleri yapmaktan kendimi alamadım. Ana görevlerin her biri ayrı bir blockbuster film gibi adeta.
Just Cause 3'ün aksine artık kasabaları özgürlüğüne kavuşturma gibi bir ilerleme biçimi mevcut değil. Onun yerine isyancı kuvvetler ile birlikte Black Hand'in üzerine gidiyoruz. Ancak sadece bitişik ve bizim kontrol ettiğimiz bölgeleri genişletme imkanımız var. Belirli görevleri tamamladığınızda size bununla ilgili ödüller geliyor ve bölgelerde yeterli miktarda kaos yaratarak orayı ele geçirdiğiniz de Black Hand'in oradaki gücü ciddi miktarda azalma gösteriyor.
Oyunda ki düşmanlar daha önce ki hiçbir Just Cause serisinde ki gibi değil. Apex motorunda ki geliştirmelerden sonra düşmanlarınız artık daha zeki, daha hızlı ve güçlü. Onları alt etmek için iyi bir taktikle ilerlemeniz gerekebilir.Aksi takdirde baya iyi nişan alıyorlar bilginiz olsun.
Diğer yandan oyunda pek çok araç seçeneği mevcut.Hepsinin kendine özel aerodinamikleri var. Standart araçlardan askeri araçlara hatta vinç bile oyunda var. Artık inşaat izlemek yerine oyunda istediğiniz gibi vinç kullanabiliyorsunuz, ama kontrol etmek biraz zor bilginize.
Tüm bu anlatılanlardan sonra artık toparlama vakti geldi. Oyun içinde ki dinamik hava koşulları,hikayenin verdiği aksiyon, araç mekanikleri ve silahlar bunların hepsi güzel. Ancak Türkiye'deki oyuncular için odak nokta fiyatı.Şuanda oyunun normal fiyatı 469 TL (PS4 için). Ancak indirimle beraber 239 lira daha orta yollu bir fiyat olduğunda satış rakamları eminim ki artacaktır. Onun dışında oyuna fazla söylenecek birşey yok. Hiçbir özelliğini beğenmeseniz bile her tarafı kancalayıp eğlenebilirsiniz. Oyuncular için denenmesi gereken bir tecrübe olduğunu düşünüyorum.