12.10.2021 - 12:25 | Son Güncellenme:
Bristol Üniversitesi'nden araştırmacılar bu amaçla Çernobil nükleer tesisindeki en kirli noktaları ziyaret etti. Araştırmacılar, radyoaktif atıklarla başa çıkmak için Boston Dynamics’in geliştirdiği robot köpekten de yararlanıyor
Spot isimli robot köpek, geçen yıldan beri Çernobil Nükleer Santrali’ne giderek bilim insanları için veriler topluyor ve dünyanın en ölümcül noktalarından biri olan Çernobil'de sorunsuz bir şekilde dolaşıyor.
SIĞINAKTA KORUYUCU GİYSİ İLE ARAŞTIRMA YAPILIYOR
1986 yılında yaşanan ve birçok kişinin ölümüne neden olarak sayısız insanı da radyasyona maruz bırakan felaketin izleri henüz silinebilmiş değil. Ukrayna hükümeti, Çernobil'i kademeli olarak devreden çıkarma çalışmalarına devam ediyor.
Tesisin tamamen devre dışı bırakılması ve atıkların temizlenmesi için 2016’da tesisteki 4. Reaktör’ün kalıntıları üzerine Yeni Güvenli Sığınak adı verilen bir yapı yerleştirildi. Bilim insanları çalışmalarını işte bu sığınakta koruyucu giysileriyle sürdürüyor.
Independent Türkçe'nin bildirdiğine göre bu sığınağın konumu araştırmacıların robotları radyasyonu haritalaması ve ölçmesi için eğitmelerine epey elverişli. 4. Reaktör’ün kontrol odasında radyasyon seviyelerinin normalin 40 bin katına ulaştığı düşünülüyor.
Bristol Üniversitesi araştırmacıları kısa süre önce Çernobil’i ziyaret etti ve burada robotları eğitmek için veri toplarken görüntülendi. Bu ziyaret aslında Bristol ekibinin Çernobil'i ikinci ziyaretiydi. Ekip geçen yıl robot köpekle birlikte radyasyonun yoğunluğuna dair veri toplamak için tesise gelmişti.,
Ekibin lideri Tom Scott projeyle ilgili açıklamasında, "İlkinde yanımızda getirdiğimiz bazı ekipmanlar, örneğin bazı radyasyon dedektörleri anlamlı veriler kaydedemiyordu" dedi: ''Bu sefer, yani bir yıl sonra, teknolojiyi ve ekipmanı iyileştirebildik.''
Scott’a göre bu iyileşme yalnızca radyasyon ölçümünde olmadı. Aynı zamanda robotlar, bölgenin 3 boyutlu bir haritasını oluşturmak üzere eğitildi. Bu haritalar, radyasyonun yayılımının ve yerinin daha doğru bir şekilde belirlenmesini sağlayacak.
Araştırmacılara göre otomatik sistemler, endüstride çeşitli uygulama alanlarına sahip olabilir. Örneğin, radyoaktif atık türleri arasındaki farkları tespit etmek için eğitilmiş robotlar, insanların nükleer atıkları daha doğru ve güvenli bir şekilde sınıflandırmasını ve imha etmesini sağlayabilir.
Diğer yandan nükleer tesislerin bulunduğu bölgelerde orman yangınları artık daha sık görülüyor ve bu da radyasyonun yayılma riskini artırıyor. Örneğin 2016’da yapılan bir araştırma, 2015’te Çernobil’de çıkan orman yangınlarının radyoaktif parçacıkları Doğu Avrupa'ya kadar yaydığını ortaya koymuştu.
Bunun yanı sıra tesisten gelen atıkların imha edilmesi süreci de radyasyon seviyelerinin değişmesine neden oluyor ve bu sürece dahil olan kişilere zarar verme potansiyeli taşıyor.
Bu noktada araştırma ekibi, robotların ve yapay zekanın bu tür tehlikeli değişiklikleri hızla tespit etmesini ve değerlendirmesini umuyor.
"Şu anda geliştirilmekte olan bu teknolojilerin söz konusu faaliyetlere gerçekten yardımcı olacağını düşünüyoruz" diyen Scott, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu teknolojiye şimdi ihtiyacımız var.