04.03.2020 - 13:26 | Son Güncellenme:
Kız arkadaşım Elya Melnik ile gittiğim Ürdün benim 68, onun 39. Ülkesiydi. Beğenerek gezdiğimiz Ürdün’ün hakkındaki önemli bilgileri ve güzel yerleri sizler için derledik.
Meşhur Petra kalıntıları ile anılan Ürdün, aslında Petra dışında daha birçok eşsiz turistik bölgeye sahip. Üstelik Türk vatandaşlarının vizesiz gidebildiği bu ülke her bütçeye hitap eden, Osmanlının uzun süre hüküm sürdüğü, kültürü ve mutfağı yakın ülkelerden biri.
Ziyaret etmeden önce internetten alabileceğiniz Jordan Pass adı verilen bilet ile ülkede yer alan yaklaşık 40 farklı müzeye ücretsiz olarak girebilirsiniz. Bu müzelerden birinin de meşhur Petra olduğunu unutmayın. Jordan Pass ile hem daha az para harcayıp, hem de bilet sırası beklemekten kurtulabilirsiniz.
Başkent Amman’ın kuzeyine doğru 1 saatlik bir yolculukla; Jerash, Ajloun ve Umm Qais gibi meşhur tarihi bölgeleri ziyaret edebilirsiniz. Bu bölgede bilhassa Roma ve Bizans dönemlerinden kalma, Jerash yakınındaki antik kenti gezmenizi tavsiye ederiz. Amman’da ise Herkül Tapınağı ve antik Roma tiyatrosu birbirlerine birkaç dakika yürüme mesafesinde şehrin ortasında kalmış ihtişamlı tarihi eserlerden.
Falafeli deneyin
Ürdün yerel lezetleri ile de en az tarihi güzellikleri kadar kalbinize taht kuracak bir yer. Falafel ve humus yemek için Ürdün kralının da zaman zaman uğradığı Hashem restorana gidebilirsiniz. Çay da dahil dopdolu bir yemeği 25 TL’ye yiyebileceğiniz bu salaş restorana arada bir kralın da geldiğini unutmayın. Meşhur arap tatlıları içinse Naffsah Sweets adındaki ufak tatlıcıyı özel uğraşlar sonucu bulduk. Arap baklavaları çok tatmin etmese de, Antep fıstıklı mefruka tatlısını denemenizi tavsiye ederiz. Künefe ise denemeden ülkeden ayrılmamanız gereken bir diğer tatlı. Arap künefesinin en güzel çeşitlerinden ikisini bu tatlıcıda bulabilirsiniz.
Amman’dan sonra görmeniz gereken ikinci önemli yer ise Ölü Deniz. Dünyanın en dip noktası olarak tanımlanan bu bölgede yoğun tuzlu su sebebiyle yüzerken batmak mümkün değil. Sahili ve denizi çok iç açıcı olmasa da sırf sıra dışı yüzme tecrübesi için uğramanızı tavsiye ederiz. Amman’dan ayrılmadan önce ise biraz gece hayatına göz atabilir, kafe ve restoranlarını gezebilirsiniz. En meşhur caddelerinden biri olan Rainbow sokakta kısa bir yürüyüşle de şehrin bir diğer yüzünü görebilirsiniz.
Dünya’nın 7 harikasından biri kabul edilen Petra’yı, uykunuzdan biraz fedakarlık yaparak, etrafta kimsecikler yokken gezmenizi tavsiye ederiz. Sabah 6’da açılan antik şehre girdikten sonra kanyonun içinde yarım saatlik yürüme ile Hanize adı verilen anıta varabilirsiniz. Sabah 8’e kadar olan zamanı iyi değerlendirin çünkü sonrasında akın eden insan kalabalığı sizi yorabilir.
Bu etkileyici kayalara oyulu şehrin her yanını gezmeniz bir tam gününüzü alabilir ama uzak köşelerindeki anıtları gezemeseniz bile manastır adı verilen büyük yapıyı görmek için antik şehrin son kısmındaki merdivenleri tırmanmanızı tavsiye ederiz. Ulaşması yorucu bu noktada manastıra nazır bir kahve içerek dinlenebilirsiniz.
Sıra dışı bir çöl
Petra’dan arabayla 2 saatte ulaşabileceğiniz Wadi Rum sıra dışı bir çöl. Doğa harikası kayalarla, dağlarla, eski yazıtlarla, Osmanlı ile yapılan savaşlara damga vuran yerlerle dolu bu alan aynı zamanda kıpkırmızı kumlarıyla da meşhur. 4-5 saatlik bir gezi ile önemli bir kısmını görebileceğiniz bu ziyareti kesinlikle tavsiye ediyoruz.
Petra ve Wadi Rum dışında güneyde bir de Aqaba’yı özellikle denizi sebebiyle ziyaret edebilirsiniz. Tükiye’de kışın soğuktan kaçmak isteyenler veya Ürdün’ün doğal güzelliklerini görmek isteyenlerin iki buçuk saatlik bir uçak seferi yapmaları yeterli. Ürdün lüks veya ucuz, her bütçeye uygun bir tatil noktası. Hem kendisi, hem kültürü, hem insanları yakın bu ülkeden biz gerçekten çok mutlu bir şekilde ayrıldık.