29.11.2013 - 16:24 | Son Güncellenme:
Güney Kore, sabah huzurunun toprakları, 5000 yıllık tarih, sanat ve kültürü barındırıyor… Birbirlerine saygılı ve birey olarak da oldukça gururlu insanların yaşadığı bu coğrafyaya Türklerin ilgisi son senelerde gittikçe daha fazla arttı. Bunda elbette 2005 ila 2010 yılları arasında TRT’de yayınlanan yedi farklı Güney Kore dizisinin etkisi büyük olmalı…
Sonrasında K-pop, yani Kore pop müziği, azımsanmayacak büyüklükte genç bir kesimin ilgisini çekmeye başladı ve ilginç baharatları ve sunumları ile Kore mutfağı ise farklı damak tatlarına meraklı olanların…
Yansımaları ile yetinmeyip bu kültürün, insanların topraklarını görmek isteyenler çoğalıyor.
Yudum ŞAŞMAZ
Joseon Antik Krallığı’nı keşfetmek; sarayları görmek; Buda tapınaklarını ziyaret etmek; Seul’u ikiye ayıran Han Nehri üzerinde seyir ederken akşam yemeği yemek, tüm dünyayı kasıp kavuran Psy şarkısı Gangnam Style’a mevzu olan ve ülkenin savaş sonrası ekonomik kalkınmasındaki başarıyı temsil eden zengin, gösterişli Gangnam bölgesinde dolaşmak; Kore Savaşı’nda şehit olan Türklerin bir kısmının da defnedildiği Busan şehrindeki Birleşmiş Milletler Kore Anıtsal Mezarlığı’nı ziyaret etmek; 1953’te ilan edilen ateşkesten sonra Kore’yi ikiye ayıran Demilitarized Zone (DMZ) alanındaki barış dileklerine yenilerini eklemek; Busan Okyanus Festivali’ne ya da Kore sinemasına meraklı iseniz onlarca film festivaline katılmak; modada da farklı tarzı ile söz sahibi olan ülkenin sunduğu sonsuz alışveriş alternatiflerinden faydalanmak...
Herhangi biri ya da hepsi için Güney Kore, ilgi çekici bir destinasyon.
(Güney Kore FOTO GALERİ haber için tıklayın)
Gyeongbokgung Sarayı
Joseon Hanedanlığı tarafından 1395’te, Seul’un merkezine inşa edilen Gyeongbokgung Sarayı’nın koruyucuları sıklıkla değişiyor ve nöbet devirlerinin her biri turistlerin de büyük ilgi gösterdiği törenler haline geliyor. Cennet tarafından kutsandığına inanılan saray, 16. yüzyılın sonunda Japonlar tarafından ve sonra tekrar II.Dünya Savaşı sırasında yıkıldı. Ama eski ihtişamına kavuşması için Koreliler tarafından yıllardır restore edilmeye devam ediyor.
Cheonggyecheon
Kore Savaşı sonra yüksek bir yolun altında toprağa verilen Cheonggyecheon, eskiden Han Nehri’ne bağlanan bir diğer nehir idi. Yolu sökmek ve dereyi geri kazanmak için başlatılan proje 2005 yılında bitti ve su artık kentsel bir vaha oluşturan, korunan 3,6 mil (5.8 kilometre) uzunluğunda bir koridora dönüştürüldü.
Demilitarized Zone (Silahtan arındırılmış bölge)
İç Savaş sona erdikte sonra, 1953’te ilan edilen ateşkes ile Kore ikiye bölündü ve arada kalan tarafsız bölge (DMZ) oluşturuldu. İki milyon asker hala 2.5 mil çapında (4 kilometre) boyunca nöbet tutuyor, ancak bölge neredeyse tüm insanlar için yasak ve büyük ölçüde bakir olmaya devam ediyor. Bu alanın Kore’nin en büyük vahşi yaşam alanı olduğu da söylenmektedir.
Kore yemekleri
Kore mutfağının en ünlü ve neredeyse her öğünde tüketilen yemeğinin adı ‘kimchi’ ve lahana turşusunun içine sarılmış bol baharatlı bir harç ile yapılmışa benziyor.
Sofrada ana yemeğin yanında pek çok yan yemek olması ve bunların oldukça çeşitlilik göstermesi (balık, tavuk, kırmızı et) midenizi şaşırtabilir ama farklı lezzetlere meraklıysanız hoşunuza da gidebilir.
Alışıla gelinen plastik ya da tahta chopstickler yerine metal olanların tercih edilmesi sizi zorlayacak olursa her restorantta çatal talep etme şansınız var.
Bizim soframızdan eksik olmayan tuz ve karabiber Kore’de yok; hatta yemeklere bu baharatları eklemek istemeniz hakaret bile sayılabiliyor.
Ginseng, Güney Kore'nin en ünlü bitkisi. Cinsel gücü arttırdığı, stresi azalttığı, enerji verdiği, kısacası sağlıklı yaşama katkıda bulunduğu iddia edilen ginseng ürünleri ülkede oldukça çeşitlilik gösteriyor ve turistler tarafından büyük ilgi görüyor.
Fiyatlar
Kore ekonomisi gemi, otomobil, cep telefonları, bilgisayarlar, televizyonlar ve diğer pek çok elektronik ürünü imal etmek ve dünyanın tüm ülkelerine ihraç etmek üzerine kurulu. Savaştan sonra ihracat odaklı stratejisi sayesinde hızlı bir büyüme yaşandı ve bugün, dünyanın en büyük 15. ekonomisine sahip.
Ortalama memur maaşının 5000 Amerikan doları olduğu bu ülkede fiyatlar da ona göre, dolayısı ile Türk ziyaretçilerinin bütçesini biraz zorlayabilir.
Tabii insanların hayat standardı yüksek olunca, suç oranı da oldukça düşük oluyor. Özellikle hırsızlık konusunda hiçbir sorun yaşamayacaksınız. Rehberimizin söylediğine göre bir kafe, bar, hatta sokakta cüzdanınızı unutsanız geri geldiğinizde olduğu gibi bulacağınıza emin olabilirsiniz.
İnanç
Koreliler Orta Asya'dan Kore Yarımadası'na göç birkaç Moğol kabilelerinin soyundan olduğuna inanılıyor. Büyük oranda etnik homojenler ve Hangeul denen kendi alfabeleri var.
Antik çağda Şamanizme inanılan Kore’de, MS 372'de Goguryeo Krallığına Budizm’in tanıtılmasıyla bu inanç gelişmeye başlamıştır. Bunun sonucu olarak da Kore Yarımadasında birçok eski Budist yapısı ve heykeline rastlanıyor.
Kore’deki renkli fenerler Buda’nın doğum gününü kutlamak adına önemli semboller. Kimse doğum tarihini tam olarak bilmese de 2,500 yıl öncesi olduğu tahmin ediliyor. Bugün, Korelilerin yaklaşık dörtte biri kendilerini Budist olarak tanımlıyor.
İlk olarak 18. yüzyılda yayılmaya başlayan Hristiyanlık ise Kore'de gün geçtikçe daha çok artmıştır. Öyle ki günümüzde Budistten çok Hıristiyan bulunmakta. Ülkenin yüzde 26.3'u Hıristiyan, yüzde 23.2si Budist ve geri kalanı ise dinsizdir.
Milliyet.com.tr yazarı ve Prontotour Pazarlama Müdürü Sarp Özkar konuyla ilgili “Güney Kore ile geçmişe dayalı önemli bir dostluğumuz var. Dünyada Türklerin seyahat ederken belki de en çok ilgi ile karşılaştıkları ve sempati gördükleri ülkelerden biri Güney Kore. Bu nedenle turistik faaliyetlerimizi arttırmaya, Türk seyahat severleri bu güzel coğrafyayı keşfetmek için Prontotour olarak hazırlıklarımızı tamamladık. Direkt uçuşla gidilebilen Seul ve Tokyo şehirlerine Türk Hava Yolları tarifeli seferleri ile turlarımızı planladık. Güney Kore’de Seul yanı sıra Pusan, İstanbul’da kültür Expo’su yapılan güzel şehir Gyeongju ‘nun da dahil olduğu programımıza katılacaklar, Japonya’nın Tokyo, Kyoto ve Osaka şehirlerini de keşfedecek, Uzakdoğu’nun bambaşka yüzü ile tanışacaklar” açıklamasında bulundu.