Öncelikle, umudumuz Rio 2016 Paralimpik Oyunları’na, Londra Paralimpik Oyunları’ndan daha fazla sporcu ile katılabilmek. Yani 67’yi geçebilmek. Bunun için önümüzdeki 3-4 ayda özellikle Bedensel Engelliler Spor Federasyonu ve Görme Engelliler Spor Federasyonu’na bağlı sporcu gençlerimize ve antrenörlerimize şans diliyoruz. Paralimpik Oyunları bittikten sonra yeniden yapılacak olan Engelli Spor Federasyonları’ndaki seçimleri izleyerek 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’na kadar ki süreyi değerlendirmeye çalışacağız.
Bir diğer beklentimiz ise artık yeni yılda, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Spor Genel Müdürlüğü’nün Olimpiyat Oyunları’nın yalnız başına yapılmayacağını, Paralimpik Oyunları’nın, Olimpiyat Oyunlar için ön şartlarının biri olduğunu hatırlamaları ve yayınladıkları çeşitli yazılarda bu konulara dikkat etmeleri. Aynı şey medyamız için de geçerli.
Türkiye Spor Yazarları Derneği’ni burada konu etmiyoruz. Çünkü onların futboldan başka sporlarla ne kadar ilgilendiğini herkes biliyor. “Dostlar alışverişte görsün” sözüne uygun Ocak ayında Antalya’da yapacakları panel de bunun bir başka örneği.
Bir diğer beklentimiz ise Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğümüzün kendisine bağlı kurumlarda, Paralimpik Oyunları’nın ne olduğunu çeşitli toplantılar ve panellerle ilgililere ve özellikle genç çalışanlarına anlatması ve böylece ileriye dönük daha bilinçli günlerin gelmesi. Bu bağlamda yapılacak olan bir “Engelliler Spor Şurası” ülkemizde bu konudaki hem sistemin hem de uygulamaların gelişmesine büyük katkıda bulunacaktır. İyi niyetle yapılan çalışmalar çok. Ancak sistemsizlik hepimizi zorluyor.
İllerdeki Gençlik ve Spor Müdürlerimiz engelli sporları konusunda muhakkak eğitilmeli. Birçok ilimizdeki müdürlerimiz hâlâ engelli sporlarını rehabilitasyon zannediyor veya sosyal sorumluluk gibi görüyor.