Olimpik Oyunları’nın sona ermesinin ardından Tokyo’da düzenlenecek 16. Yaz Paralimpik Oyunları’na sayılı günler kaldı. 19 Ağustos’ta, tarihimizin en kapsamlı Paralimpik kafilesini Tokyo’ya uğurladık.
Bu yılki oyunların diğerlerine göre, iki yönden şahsım, dünya ve özellikle de ülkemiz adına çok daha büyük bir anlam taşıdığına inanıyorum. Paralimpik sporcular olarak, bugüne kadar karşısında durmaya çalıştığımız zorluklar, engelli ve insan hakları için yaptığımız mücadelenin yanı sıra, bu yıl gücümüzün sınandığı bir savaş daha verdik. Kovid 19 pandemisi sebebi ile tüm antrenmanlar, sosyal ve spor etkinlikleri iptal edilirken, ihtiyaçlar katlanarak çoğaldı. Tüm bu koşullara rağmen 87 atlet hiç durmadan, kendi koşullarını yaratarak çalışmalarını sürdürdü.
Bu yıl ve pandemi için, yüreğimizi burkan, söylenecek çok söz olsa da her zaman olduğu gibi şerden hayır çıkaracak bir milletin evlatları olduğumuz için şükran doluyuz. Birbirimizden en uzak kaldığımız 2020, tüm farklılıklarımıza rağmen, bir diğerini anlayarak, birbirimize en yakın durduğumuz yıl olarak tarihe geçti. Vazgeçmedik. Diğer anlamı ise; 2000 yılında Birleşmiş Milletler Binyıl Zirvesi’nde tüm üye ülkeler tarafından kabul edilen, Binyıl Kalkınma Hedefleri arasında toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi ve kadının güçlenmesi yer almıştı. Toplumsal cinsiyet eşitliği, BM tarafından da artık bir insan hakkı olarak nitelendiriliyor.
Biz Türkiye Milli Paralimpik Komitesi olarak büyük bir gururla, 44 kadın, 43 erkek sporcumuz ile tüm dünya için çok önemli problemlerden biri olduğunu düşündüğüm bu eşitsizlik konusunda; çok değerli bir örnek olarak Tokyo’ya gidiyoruz. Tüm kadın ve erkek sporcularımla gurur duyuyorum.
Sporcularımız, okçuluk, atletizm, badminton, judo, halter, atıcılık, yüzme, tekvando, masa tenisi, tekerlekli sandalye tenisi, tekerlekli sandalye eskrim dallarının yanı sıra takım sporlarında kadın-erkek goalball ve bedensel engelliler tekerlekli sandalye basketbol takımlarımızla birlikte Tokyo’da 87 sporcu olarak mücadele verecek.
2016 yılında Rio’da oyunlara iştirak eden 79 sporcumuz Türkiye’ye 9 madalya ile döndü. Ve şimdi, Tokyo’ya bu kez 87 sporcu ile ve daha fazla madalya umuduyla gidiyoruz. Çıktıkları her müsabakada yüreklerini ortaya koyan, Türkiye’nin engel tanımayan sporcuları, Batı’yla aramızdaki onlarca yıllık farkı da kısa sürede kapatmayı başardı. Onları ve bu başarılarında payı olanları, bugün buradan bir kez daha gönülden kutluyorum. Bayrağımızı Tokyo’ya taşıyanlara sonsuz başarılar diliyorum.
Ve son söz olarak şu hatırlatmayı yapmakta fayda görüyorum; engelliler sporunun ülkemizde ve dünyada gelişmesi, daha iyiye gitmesi artık sadece alt yapı çalışmalarıyla da ilintili değil. Alt yapı, yeterli malzeme, profesyonel yönetimlerle spor kulüplerince desteklenme, mental destek ekipleri tarafından desteklenme, antrenman programı, beslenme. Günümüzde sporda başarı artık 360 derecelik bir yaklaşım gerektiriyor.
O zaman, şüphesiz, tarihe altın harflerle yazılacak daha çok başarıya imza atacağız.