Bugün de modası geçmeyen yazılarımızdan biriyle karşınızdayım sevgili okurlar. 2 Aralık 2018 tarihinde bu köşede bir yazı yayınlamıştık. Yazının ana fikri, sporcu olmadan önce insan olmanın erdemi yönündeydi. Bu, yalın bir gerçektir ve her zaman böyledir. Dün, bugün ve yarın... Değişmeyecek bir kuraldır. Bu kuralın değişmeyeceği gerçeği gibi maalesef ülkemizde bu konudaki olumsuzluklar da hiç değişmiyor. Kötü örnekler her daim varlığını sürdürüyor. O nedenle ‘Sporcu olmak’ başlıklı yazımızı bir kez daha bir takım insanların hafızasına kazımak umuduyla yayınlama gereği hissediyoruz. Bugün de modası geçmeyen yazılarımızdan biriyle karşınızdayım sevgili okurlar. 2 Aralık 2018 tarihinde bu köşede bir yazı yayınlamıştık. Yazının ana fikri, sporcu olmadan önce insan olmanın erdemi yönündeydi. Bu, yalın bir gerçektir ve her zaman böyledir. Dün, bugün ve yarın... Değişmeyecek bir kuraldır. Bu kuralın değişmeyeceği gerçeği gibi maalesef ülkemizde bu konudaki olumsuzluklar da hiç değişmiyor. Kötü örnekler her daim varlığını sürdürüyor. O nedenle ‘Sporcu olmak’ başlıklı yazımızı bir kez daha bir takım insanların hafızasına kazımak umuduyla yayınlama gereği hissediyoruz.
***
Sporcu olmak için, her konuda olduğu gibi önce insan olmak gerek. Bazı sporcularımızın yaptığı gibi, ulusal ve uluslararası başarılarından dolayı çevresindekilere hava atmak, onları küçümsemek, ayrıca üzerine vazife olmayan işlere burnunu sokmak, sporla siyaseti birbirine karıştırmak, gereksiz ve yakışıksız laflar söylemek bir sporcuya, en azından insan olduğu için yakışmaz.Ama ülkemizde bunun çok örneklerini görüyoruz. Burada yazsak, bazı sivri akıllılar çıkıp, onların başarısını görmezden geliyoruz, küçümsüyoruz diye konuşurlar. Bizim bu yazımız genel anlamdadır. Bu konuda yaşadığımız örnekler, özellikle son 22 senedir çok fazladır.Tabii aynı şey tüm spor federasyonlarının yetkilileri için de geçerli. Spor federasyonu başkanı olmayı, muhtelif yolları deneyerek gerçekleştiren nice kendini bilmezler tanıdık. Ama hepsinin görevi bitti, ayrıldı veya görevine son verildi.Bu arada çeşitli spor alanlarımızdaki bazı antrenörlerimizi de unutmayalım. “Ben Dünyanın en iyi antrenörüyüm” diyenden tutun da “Ben olmasam bu spor dalı gelişmezdi” diyene kadar neler gördük.Bu yazdıklarımızdan bir sonuç çıkar mı? Hiç zannetmiyoruz. Ama sevgili okuyucularım, sizlerin de bildiği bir çok konuda içimizi dökelim dedik. Belki bir ciddiye alan olur! Not: Yeni yılınızın sizlere öncelikle sağlık getirmesi dileğiyle, huzurlu ve mutlu günler dilerim.