Sistemin olmadığı yerde, hangi konuda olursa olsun, insanların yaşaması ve diğer gereksinimlerinin yanında spor yapması tesadüflere kalmıştır. Bundan seneler evvel Frankfurt’ta Alman Olimpiyat Merkezi’ni zamanın spor bakanı ile birlikte gezerken şöyle bir olay yaşadık.. Duvarda yaklaşık 3x2 metre ebadında bir tahta asılı idi. Ne olduğunu sorduğumuz da, o zamanki Alman grekoromen ağır sıklet güreşçi Himmel’in dünyanın en hızlı güreşçilerinden bir olduğunu, ancak belinin zayıflığı dolayısıyla finalde Rus rakibine hep yenildiğini öğrendik. Bunun üzerine Alman bilim adamları araştırmalar yaparak bu tahtayı ortaya çıkarmışlar ve bu güreşçi her gün bu tahtaya bağlanarak yaptığı idmanlarla 6 ayda belinin kaldırma gücünü yüzde 30 arttırmış. Bunları zamanın spor bakanına tercüme ettiğimizde kendisi yavaşça kulağıma eğilerek “Aman Yavuzcum, senin bu adamlarla aran iyi. Şu masanın ölçülerini alda bizim güreşçilerde kullansın” demişti. Yani biz sisteme, araştırmaya çok da önem veren bir spor teşkilatına pek sahip olamadık.
İzmir İl Müdürü
Zaten İzmir Gençlik ve Spor İl Müdürü Sabri Sadıklar’da 26- 28 Kasım 2008’de Ankara’da yapılan Spor Şurası’nda bakın neler söyledi:(Tutanaklardan aynen alınmıştır)”Sistemler değil, çalışan insanlar, bilen insanlar, proje üreten insanlar bu uygulamalarını, bu projelerini uygulamaya koyarak bu işin üstesinden gelebilirler diye düşünüyorum.”
Sistemin önemli olmadığına inanan İzmir gibi büyük illerimizden birinin Gençlik ve Spor İl Müdürü böyle düşünürse, Türkiye’de spor da buna göre gelişir. Benzeri şeyleri Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün, engelli sporunu da kapsayan yasalarında da görmek mümkün. Bu kurumun Hukuk Müşavirliği hem Dünya’daki uygulamaları bilmiyor hem de “sistemsizliğin sistemi”olan yeni uygulamalar ortaya çıkarıyor.
Spordan Sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Murat Başesgioğlu tüm iyi niyetiyle Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün yeniden yapılanması konusunda çalışmalar yapıyor, yaptırıyor. Ancak, önce kafaların değişmesi gerek.