Yavuz Kocaömer

Yavuz Kocaömer

ykoca@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz hafta köşemizde Türk Hava Yolları’nın Halkla İlişkiler Müdür Vekili S.Ekrem Şirin isimli şahsın Türkiye Hentbol Federasyon Başkanı‘na resmi bir yazı yazarak kendilerini eleştiren mektubunun, Türk Hava Yolları tarafından “SEVİYESİZ” bulunduğundan dolayı cevap verilmeye değer olmadığını sizlerle paylaşmıştık. Ve maalesef paylaşacaklarımızın bu kadar olmadığı mesajı ile satırlarımıza son vermiştik.
Kaldığımız yerden devam edecek olur isek;
2009 yılında Türk Hava Yolları, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’ne bir yıl için 25 bin TL tutarında ücretsiz bilet vererek sponsor oldu. Bunun karşılığında da TMPK ve yönetim kurulu üyeleri, THY’nın ilgili bölümünün hazırladığı ilanı bir yıl boyunca muhtelif tarihlerde; gazetelerde, Tenis ve Golf dergilerinde tam sayfa “ücretsiz ilan” olarak yayınlanmasını sağladı. TMPK yalnız gazete ve dergilerde değil, web sitesinde ve organize ettiği uluslararası turnuvalarda da Türk Hava Yollarını spor salonlarında, basın toplantısı ve bültenlerinde “Ulaşım Sponsoru” olarak öne çıkardı.

Haberin Devamı

Sadaka gibi yanıt!
Daha sonra TMPK Başkanı Eylül 2009‘da THY Genel Müdürü; kendini Atatürk ve Turgut Özal’dan sonra ülkemizde üçüncü devrimci olarak ilan eden Doç. Dr. Temel Kotil’e bir mektup yazarak, kendilerinin verdiği 25 bin TL desteğin çok üzerinde yapılan reklamları belgeleri ile kendisine sundu ve 2010 yılı için bu sponsorluğun devam etmesi konusunu dile getirdi.
Aradan 4 ay geçti, Türk Hava Yolları’nın Halkla İlişkiler Bölümü’nden bir bayan Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’ni arayarak desteklerinin 2010 yılında devam edeceğini ancak 25 bin TL yerine 12.500 TL‘lık ücretsiz bilet verebileceğini söyledi. Bunun üzerine Türkiye Milli Paralimpik Komitesi başkanı, aynen Hentbol Federasyonu Başkanı’nın kullandığı deyimle sadakaya ihtiyaçları olmadığını belirterek bu sponsorluğu geri çevirdi.
Türk Hava Yolları’nın üst kademe yöneticileri belki de sadece bugünü düşündükleri için, belki de Paralimpik Oyunları’nın ne anlama geldiğini bilmedikleri için böyle bir yol seçtiler. Ancak “SAYGISIZLIK” bu konuda da kendini gösterdi. Bir kurumun Genel Müdürüne, diğer bir kurumun başkanı tarafından yazılan yazıya Halkla İlişkilerde görevli bir memur telefonla cevap verdi. Allah’tan şu eleştirilerimizi bir mektupla THY‘na bildirmedik. Yoksa bizde S.Ekrem Şirin denen bu şahıs tarafından “SEVİYESİZ” damgasını yiyecektik.
Son günlerde elimden düşürmediğim bir kitaptan küçük bir alıntı ile satırlarımı noktalamak istiyorum:
“Önlerine sözün özünü koyun ki okusunlar, anlaşılır biçimde koyun ki takdir etsinler, canlı biçimde koyun ki hatırlayabilsinler ve hepsinden önemlisi doğru olarak koyun ki ışığını takip edebilsinler”