Sene 1997. Perihan Savaş, o zamanki hükümet Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından, o zamanki adı ile Özürlüler Spor Federasyonu Başkanlığı’na atanıyor. Rahmetli kocası Yılmaz, çok sevdiğim, birlikte çok güzel günlerimizin geçtiği bir kardeşim. 1994‘de geçirdiği kalp krizinden sonra, beyinde meydana gelen bozukluklar dolayısıyla 18 aydan fazla süre yaşam mücadelesi veriyor. Ve Perihan hep yanında.
Almanya’dan Perihan'ı telefonla arıyorum, kutluyorum ve bana da federasyonda bir görev verirse, ailemde yaşadığım olaylar dolayısıyla memnun olacağımı söylüyorum. Perihan çok seviniyor, beni federasyona alıp Asbaşkan yapıyor. Birlikte engelliler sporunda bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. O zaman federasyonlar daha katı bir şekilde devlete bağlı olduğu için, Perihan’ın sanatçı yönü ağır basıyor ve gerekli karşı koymaları yapmakta zorlanıyoruz. Ancak onun döneminde Türkiye Özürlüler Spor Federasyonu Başkanlığı’nın adı Türkiye Engelliler Spor Federasyonu Başkanlığı olarak değişiyor.
Bir yıl sonra...
Bir yıl sonra kendisi ile oturup konuşuyoruz. Yaptığımız şakalar gerçek oluyor, o başkanlıktan ayrılıyor, ben yerine geçiyorum. Ve biliyorum ki bana o günkü tartışmalardan dolayı bir ölçüde kırgın. Amacım, engelliler sporunu Türkiye’de layık olduğu yere getirmek. Ama o zamanki yönetim kurulu bu atılımı yapacak güçte değil. Çok iyi bir kalbi olan Perihan, biraz da insanları kırmamak için geri planda duruyor.
Daha sonra federasyon başkanı olduğumdan, bugüne kadar engelliler sporunda yapılanları, içinde yaşayanlar biliyorlar. Ödül Yönetmeliği’nin, insan haklarına uygun eşit hale getirilmesinden tutun da, modern dünyadaki gibi, bir tek engelliler federasyonundan 4 ana gruba hizmet verecek ayrı engelli spor federasyonunun kurulmasına, o yıllardan beri Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından çeşitli illere tayin edilen engelliler sporunun e sini bilmeyen, öğrenmek istemeyen kıymetleri kendinden menkul bir takım Gençlik ve Spor İl Müdürleri ile verilen mücadelelere kadar.
Şükranlarımızla...
1997 yılında Perihan Savaş beni Başkanı olduğu federasyona Asbaşkan yapmasaydı, ben bugün belki de bu işlerin içinde değildim. Ve bazı kendini bilmezlerin atıp tutmalarına rağmen, engelliler sporu ülkemizde bu noktaya gelememişti. Sadece bu bakımdan Perihan Savaş’a engelliler spor camiası ve şahsım adına şükranlarımı sunuyorum.