Geçtiğimiz hafta Pekin’de Uluslararası Paralimpik Komitesi’nin Genel Kurulu’nda olduğumuzu yazmıştık. Özellikle 2008 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’ndan sonra, Çinli’ler bu tip organizasyonlarda mükemmele yakın bir sistem içinde çalışıyorlar. Yaptığımız temaslarda, Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya, Hollanda, Yunanistan ve Güney Kore’nin yanı sıra, diğer bazı ülkelerle de görüşmelerimiz oldu.
Genel Kurul’da alınan en önemli kararlardan bir tanesi, 2016 yılına kadar engelsiz spor federasyonları ile engelli sporlarının entegre edilmesi ve 2020 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları öncesi bu konunun tamamen bitmiş olması.
Ülkemizde de bu yönde çalışmalara şimdiden başlamak gerekiyor. Burada da görev Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ilgili birimlerine düşüyor. Şu anda entegrasyonu yapılan spor dalları, dışında yapılması düşünülenler masaya yatırılmalı ve 2016 yılına kadar Uluslararası Federasyonlar’dan ve Uluslararası Paralimpik Komitesi’nden gelecek kararlar yönünde birlikte çalışabilmek için hazır olunması gerekiyor.
2008 yılında Türkiye’nin önderliğinde başlatılan Uluslararası Paralimpik Gençlik Kampları ile ilgili yapılan özel toplantıda, bir takım fikir ayrılıkları çıktı. Ve Türkiye bu konuda kesin tavrını ortaya koyarak, kampların ne şekilde düzenlemesi gerektiği konusundaki görüşlerini bildirerek, Mart 2012’de Bonn’da bir toplantı yapılması karara bağlandı.
Genel Kurul’un son gününde, 2014 Sochi Kış Paralimpik Oyunları, 2016 Rio Paralimpik Oyunları ve 2018 Pyeongchang Kore Kış Paralimpik Oyunları ile ilgili yapılan sunumlar mükemmeldi. İçerideki kısır çekişmeleri bırakarak, gerek olimpiyatlar, gerek Paralimpik Oyunları konusunda, Türkiye’nin yurtdışında layıkıyla temsil edilmesinin, bu genel kuruldan sonra daha da önem kazandığını bir kez daha gördük.