Yavuz Kocaömer

Yavuz Kocaömer

ykoca@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Pekin’de Paralimpik Oyunlarındayız. 8 Eylül günü öğlene doğru telefonum çalıyor. Büyükelçilikten Mert Bey isminde bir görevli,”Büyükelçimiz adına sizi arıyorum. Akşam Büyükelçimizin daveti var, bekliyoruz” diyor. Çok geç kaldıklarını, İtalyan Büyükelçiliği’nin davetine gitmek zorunda olduğumu, ayrıca telefonla yapılan davetlerin, davet sahibi tarafından yapılması gerektiği kuralını hatırlatıyorum.
Bir akşam evvel, Sayın Murat Başesgioğlu ile beraberken, kendilerine “Yarın akşam için size davet geldi mi ?” sorusuna “Hayır” cevabını verince, belli ki Sayın Bakanımız Büyükelçiliğe bir hatırlatma yapmış.
Bir- iki saat sonra cep telefonum tekrar çalıyor, bu kez karşımda Pekin Büyükelçimiz Oktay Özüye. “Yavuz Bey, alınganlık göstermişsiniz. Sizi akşam bekliyorum” diyor. Kendisine, yazılı davet dışında telefonla yapılan davetin, davet sahibi tarafından yapılması gerektiğini, bunun bir kural olduğunu, bir hariciyeci olarak kendisinin bilmek durumunda olduğunu düşündüğümü söylüyorum. 41 yıllık hariciyeci olduğunu, benim kurallarımın başka kurallar olduğunu belirtiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir Büyükelçisine yakışmayan tarzdaki bu sözlerine cevap vermeyerek, bir iki ay içinde emekli olacağını da bildiğimden, mutluluklar dileyerek telefonu kapatıyorum.
Sayın Büyükelçi,
41 yıllık hariciyeci olabilirsiniz. Size telefonda bahsettiğim kural bir hariciye değil nezaket kuralıdır. Bunu bilmek için de hariciyeci olmak gerekmez. Yaptığınız bir hatanın sıkıntısını yaşarken, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı’na bu şekilde konuşmanızı ayıpladığımı buradan bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyorum. Aşağıda yazacağım iki kural belki emeklilik hayatınızda size bir yarar sağlar. Takdir edersiniz ki öğrenmenin yaşı yok.
1- Sevgide serbestlik, saygıda mecburiyet vardır.
2- Telefonla yapılan bir davetin, o davet sahibi tarafından bizzat yapılması en basit nezaket kuralıdır. Bu nezaket kurallarının hariciyesi, dahiliyesi olmaz. Her şeye rağmen size emeklilik yaşamınızda mutlu günler diliyor, bu tip bir davranışınızın genç Dışişleri mensuplarımıza örnek olmamasını umuyorum.
Zaten siz, Sayın Başesgioğlu orada olmasa idi, engelli sporcularımıza davet falan da vermezdiniz. Milli Olimpiyat Kafilemizi karşılamadığınız gibi...