Geçtiğimiz hafta Alman Milli Paralimpik Komitesi Başkanı Wilhelm Beuscher’den bir mektup geldi; “Bay Kocaömer, 30 Kasım 2013 tarihinde, saat 19.30 da, Köln Spor Müzesi’nde, Yılın Engelli Sporcuları Ödül Töreni yapılacaktır. Resmi davetiye tarafınıza ulaştırılacaktır. Sizden ricam , bu tarihi şimdiden takviminize kaydetmenizdir”.
Alman Milli Paralimpik Komitesi tam 6 ay önceden bir ödül törenini, bir toplantıyı haber vererek bu tarihi not etmemizi istiyor.
Bizde ise herhangi bir gün, akşam üstü saat 17 civarında bir telefon alırsınız, Spor Genel Müdür Yardımcısı: “Yavuz Bey, sizi yarın saat 14.00 de Ankara’da falanca toplantıya bekliyoruz” diye. Veya bir büyükşehir belediyesinden mail alırsınız: ‘’Engellilerle ilgili bir etkinliğimiz var, yarın saat 14.30 da sizi filanca yerde bekliyoruz’’ diye. Yahut bir üniversite veya bir başka kurum 2-3 gün önceden mail gönderir; “Sizi falanca etkinliğimize bekliyoruz” diye. Sanki bu davet edilenlerin başka işi gücü yok, programı yok. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Bu bizdeki düzensizliğin nedeni sistemsizliğin sistemidir. Almanya’da ise gerçek bir sistem vardır. İstediğimiz kadar Gençlik Merkezleri, Olimpiyat, Paralimpik Hazırlama Merkezleri açalım, sistem olmadığı sürece ulusal ve uluslararası başarılarımız sadece tesadüflere ve aradan çıkacak özel yetenekli sporcularımızın veya onlara gönül vermiş antrenörlerimizin başarısı olarak kalır.
Bu bakımdan, ülkemizin sporuna en büyük hizmeti yapacak olan Gençlik ve Spor Bakanı, tüm spor sistemini yeniden elden geçirerek, belli bir temele oturtma koşullarını sağlamalıdır.