Yavuz Kocaömer

Yavuz Kocaömer

ykoca@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İki hafta önce Avrupa Tekerlekli Sandalye Basketbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Alman dostumuz Ulf Mehrens’dan bir telefon aldık. “2009 Avrupa Şampiyonası’nı İstanbul’da yapmayı düşünürsen destek olurum” dedi. Önümüzdeki yıl hem Dr. Trawinski Kupası, hem de Dünya Atıcılık Şampiyonası Organizasyonları ülkemizde yapılacağı için kabul edemeyeceğimizi söyledim.
Ancak gerçek neden bu değildi. 2007 yılında Almanya’da yapılan Avrupa Tekerlekli Sandalye Basketbol Şampiyonası’nı gördükten sonra, Avrupalılar’a karşı zor durumda kalmamak için böyle düşündük. O turnuvanın açılış gününde Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler, İçişleri Bakanı, Bakanlık Müsteşarı, eski Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel, Federal Alman Spor Teşkilatı Başkanı, Frankfurt Başkonsolosumuz Salih Boğaç Güldere ve İsrail Başkonsolosu ile beraberdik. Ülkemizde bugüne kadar yapılan Uluslararası Avrupa ve Dünya Şampiyonası seviyesindeki turnuvaların hangisine Cumhurbaşkanımız geldi ? Bırakın Cumhurbaşkanı’nı, hangi uluslararası turnuvada başbakanımızı, spor bakanlarımızdan birini gördük ?

Haberin Devamı

Şartlar olanaksız gibi
Geçtiğimiz yıl Alanya’da yapılan Avrupa Goalball Şampiyonası kapanış töreninde Devletimizi kim temsil etti biliyor musunuz ? Alanya İlçe Spor Müdürü.
Öte yandan 18 takımın katılacağı bu şampiyonaya gelecek sporculara kalacak yer, ulaşımlarını sağlamak da neredeyse olanaksız gibi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yapılan ulusal ve uluslararası engelli turnuvalarına, sporcuları nakletmek için, engellilere uygun otobüslerin saatine 380 YTL istediğini biliyor musunuz ?
Bir de işin seyirci yönü var. Yine geçen yıl Almanya‘daki Avrupa Şampiyonası’nda her gün en az 400-500 ilk ve orta öğretim öğrencisi salonlara gelerek maçı izledi. Bizim yaptığımız turnuvalara İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bildirimine rağmen Ataköy, Bakırköy çevresinden bir okuldan ya 30-40 öğrenci geliyor ya gelmiyor. Çünkü eğitimcilerimiz de eğitimle farklı görmüyorlar. “Okul kitapları genç insanları hayata hazırlar” felsefesi hüküm sürüyor.
Bir de bu şartlarda ülkemizde “Olimpiyat yapacağız” diye konuşup duruyoruz. Paralimpik olmadan olimpiyat olmayacağını bile bile...