Geçtiğimiz hafta 3 gün süreyle İstanbul Sinan Erdem ve Ahmet Cömert Spor Salonları’nda Tekerlekli Sandalye Basketbol Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Final Grubu maçları oynandı. 8 takımın katıldığı Avrupa’nın 1. kupası olan bu etkinlikte, Engelsiz Aslanlar daha önce üç kez kupayı kaldırdıkları organizasyonda bu kez ikinci oldular.
Sporda her kupayı kazanmak diye bir şey yok. Galatasaray, Türkiye’nin Avrupa’da ve Dünya’da tekerlekli sandalye basketbolundaki en büyük reklamı ve tanıtıcısıdır.
Final maçından sonra, menajer Abdurrahman Güven, Galatasaray TV’ye verdiği röportajda, 3-4 defa taraftarlardan, kulüpten, idarecilerden özür diledi. Ne özrü olduğunu anlayan olmadı. Ülkemizde artık her şey sadece şampiyonluğa odaklandığı için, Avrupa ikincisi olmak demek özür dilemeyi gerektiriyor. Bu da genelde sporcularımızın nasıl bir baskı altında olduğunu gösteriyor.
Sevgili Abdurrahman Güven, özür dileyecek bir şey yok. Ama özür dilemesi gerekenler var. Onları da burada yazarsak ortalık yine karışır. Siz bildiğiniz yolda devam edin. Umalım ki Fenerbahçemiz de , Trabzonsporumuz da, diğer Süper Lig kulüplerimiz de tekerlekli sandalye basketbol branşlarını açsınlar ve bu mücadelenin ‘DANDİK’ olmadığını ülkemizde sporla ilgili insanlara anlatsınlar.
www.galatasaraybasket.org sitesinde Onur Yavuz isimli bir taraftarın yorumunu aşağıda aynen alıyorum:
“Akıttığınız ter, maç sonu döktüğünüz göz yaşı önünde saygı ile eğiliyorum. Oyuncuların üzüntüsü, kupayı kaybetmenin yarattığı burukluktan çok daha ön plandaydı kendi adıma. Neden üzüldüler onu da anlamadım gerçi. Biz sizi şampiyon oluyorsunuz diye sevmedik ki. Teşekkürler Sedat Hoca, Engelsiz Aslanlar’ın bu noktaya gelmesinde emeği geçen herkese.”
Onur Yavuz isimli bu kardeşimiz, tekerlekli sandalye basketbolunu bilen, anlayan, taraflı, tarafsız herkesin hislerine tercüman olmuştur.