Gençlik ve Spor eski Bakanı Suat Kılıç görevinden alındıktan sonra, bazı okuyucularımın yanı sıra, özellikle, arkadaşlarımdan ve engelli spor camiasından çok sayıda telefon aldım. Neden Suat Kılıç’ın engelliler sporuna verdiği zararı yazmıyorsun? Yalnız sana değil, birçok insana hakaret etti, federasyon seçimlerinde spora siyaseti soktu v.s. Bunları dile getirsene. Cevabım hep aynı oldu: “Biz mahallede büyüdük. Bizim kurallarımızda düşene vurulmaz. Zaten düşmüştür. “Bu bakımdan, Allah Suat Kılıç’ın yolunu açık etsin. Huzurlu, çocuklarıyla, ailesiyle hayırlı bir yaşam nasip etsin. Ve inşallah bir daha da Türk sporunun başında görmeyiz.
Mehmet Ali Şahin ile başlayan Türk sporundaki yükselme, Murat Başeskioğlu ve Faruk Özak döneminde büyük atılımlar olmasa da, devam etmiş, daha sonra da bir düşüşe geçmiştir. Bunlar bizim sözlerimiz değil. Medyada çoğu kez yazıldı. Şimdi bundan sonra yapılması gereken, engelliler sporu konusundan kaybedilen yılları yeniden kazanmaktır. Bunun için de yeni Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’a büyük iş düşmektedir.
İnsanları hırpalamak, hakaret etmek, aşağılamakla hiçbir yere varılmayacağı artık bilinmelidir. İlk yapılması gereken de Engelliler Spor Çalıştayı’dır. Burada prensipler belirlenmeli. Spor Genel Müdürlüğü’nde bu işten anlamayan insanların yerine, gerçek sporun içinden gelmiş insanlar getirilmeli ve kaybolan yıllar yeniden kazanılmalıdır.
Bu yazıyı yazarken, aklıma Nazım Hikmet’in aşağıdaki dizeleri geldi.
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Bürütüssün...
Ne ben sana kızarım
Ne de zatın zahmet edip bana küssün
Artık seninle biz, düşman bile değiliz.
İSTEYEN ÜZERİNE ALINABİLİR!