24 Haziran 2008 tarihinde “Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun” TBMM’de onaylanarak yürürlüğe girdi.
Kapsam maddesinin bizi ilgilendiren kısmı şöyle: “Bu kanun, müsabakaların yapıldığı dönem itibarıyla Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından olimpik, paralimpik ve defolimpik spor dalları içinde kabul edilmiş spor dallarının büyükler kategorisinde; olimpiyat oyunlarında, Dünya veya Avrupa Şampiyonalarında ferdi ya da takım sporlarında derece alan amatör sporcular ile bunların ölümü halinde bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocuklarını ve takım halinde Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu olmuş amatör sporcuların Milli Takım Teknik Direktör ve antrenörlerini kapsar.”
Yasa hazırlanırken, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Hukuk Bölümü telefonla bizi aramış, kendilerine durumu anlatmıştık. Buna rağmen yasa yine eksik çıktı. Bir kere Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından kabul edilen Paralimpik ve Defolimpik spor dalları yoktur. Dünya’da Paralimpik Sporlar, Uluslararası Paralimpik Komitesi’ne bağlıdır. Yarın, öbür gün bu kanunun uygulanacağı bir olayda, örneğin; tekerlekli sandalye basketbolu veya tekerlekli sandalye masa tenisi veya benzeri bir başka spor dalında derece alan bir sporcu hukuki bakımdan bu yasadan yararlanamaz. Çünkü bahsedilen spor dalları Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından kabul edilmiş spor dalları değildir. Bunun doğrusu “Uluslararası Olimpiyat Komitesi ve Uluslararası Paralimpik Komitesi tarafından kabul edilen” şeklinde olmalı idi.
Bunu Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün yetkili hukukçusuna anlattığımızda, telefondaki tartışmadan sonra aldığımız cevap, “Günün birinde böyle bir sporcu böyle bir branşta derece alır da mağdur duruma düşerse, mahkemeye başvurur hakkını alır.” Hadi buyurun bakalım! Sonra lafa geldi mi, engelli sporcular destekleniyor, engelli sporcularla engelsiz sporcular arasında ayrım yapılmıyor diye nutuklar atıyoruz.
Şimdi soruyoruz: Nasıl düzelecek bu iş?