Yavuz Kocaömer

Yavuz Kocaömer

ykoca@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sevgili okurlarım, 3 hafta önce, 1 yıldır bu köşede yayınladığımız yazıları gözden geçirmeye başlamıştık. Bu hafta da kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Yeter ki isteyelim (9 Eylül 2018)
Ülkemizin, kötü niyetli düşman, iç ve dış güçler tarafından nasıl hırpalandığını hep birlikte yaşıyoruz. Böyle günlerde, engelliler sporu konusunda bir yazı yazmak bizi epey düşündürüyor. Ancak diğer taraftan da devletimizin ve milletimizin gücü ile bu zorlukların kısa zamanda üstesinden geleceğimize inananlardanız.
Birçok engelli sporcumuz yurtdışında ülkemizi başarı ile temsil ediyor ve madalyalarla yurda dönüyorlar. Diğer batılı ülkelere baktığımızda, onlar engelliler sporuna bizden 40-45 yıl önce başlamışlar. Aradaki farkı kapatmamız ve bir kısım branşlarda onları geçmemiz, ülkemizin insanlarının nasıl sağlam bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.
Ancak son senelerde, engelliler sporuna devlet tarafından verilen destek pek iç açıcı değil. Bununla maddi desteği kastetmiyoruz. Maddi destek Türkiye’nin olanakları ve devletin gücü ile ellerinden geldiği kadar yapılıyor. Konu, devletin parasını yurtdışı seyahatlerde ailesiyle, tanıdıklarıyla birlikte çarçur eden federasyonlar ve bazı federasyonlardaki yolsuzlukların önüne geçmek...
Bunlardan bir tanesi de her zaman yazdığımız gibi, Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu. Bu federasyonun başkanı Hasan Sayyıdan devamlı minareyi kılıfına uydurarak yolsuzluklarına devam ediyor ve bu konuda maalesef Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Spor Genel Müdürlüğü’nün ilgili birimleri hâlâ bir kış uykusunda.
Birkaç senedir söylüyoruz. Artık bir ‘Engelliler Spor Şurası’ yapılmalı. 2008’de yapılan şuranın üzerinden 10 sene geçti. Bu arada bizde ve Dünya’da engelliler sporunda birçok gelişmeler oldu. Sadece işlerine geldiği gibi bu satırların yazarına laf atmak, hatta hakaret etmek hiçbir sorunu çözmüyor. Bu konuda da en büyük görev Gençlik ve Spor Bakanımıza düşüyor.
Yeter ki isteyelim!