Geçtiğimiz haftalarda “Antrenörlerimiz engelleri aşıyor projesi” kapsamında ilk eğitimler başlarken, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, T.C. Devletinin engelli bireyi olan ailelere yardım yaptığını, engelli bireylerin tedavilerini ücretsiz olarak yaptığını dile getirerek “Biz de tüm bu gelişen şartlara spor ailesi olarak ayak uydurmak zorunda idik” dedi. Umarız Genel Müdürün bu sözleri bir sürç-i lisandır. Yoksa bu söylediklerinden, bu işleri zorla yaptığı anlamı çıkıyor. Kendisine tavsiyemiz, 2005 yılında çıkan Engelliler Yasası’nın 33. Maddesi’ni tekrar okuması ve ona göre bir değerlendirme yapmasıdır.
Bir başka konu ise, aynı konuşmada Genel Müdürün “evinde oturan, ara sıra dışarıya çıkma imkanı bulabilen engelli bireylerimizin, gerek tesislerimizde, gerekse kendi evlerinde spor yolunda bir adım attık” demiş. Ancak bu adımı hangi sisteme göre attılar? Gelişmiş ülkelerde, engelliler sporu, genelde ikiye hatta üçe ayrılır. Birincisi, performans sporu, ikincisi rehabilitasyon sporu olarak, üçüncüsü “Halk sporu”dur. Bunların hangi koşullarda, hangi tip antrenörler tarafından yetiştirileceği de, bu ülkelerde yıllardır uygulanan metotlarla geliştirilmiştir.
Ayrıca Genel Müdür Mehmet Baykan, geçtiğimiz yıl 542 engelli spor kulübüne 2 milyon liranın üzerinde maddi yardım yaptıklarını (daha önce ki konuşmalarında 2 milyon diyordu) belirtmiş. Yani, bir engelli spor kulübü başına 3600 TL gibi bir rakam düşüyor. Taşıma suyu ile değirmeni döndürme örneği gibi bir şey.
Bu tip çalışmaları bir sistem içerisinde yapmadığınız sürece, sonunda başarı sağlayamazsınız. Yarın öbür gün engelliler sporu için bir şeyler yaptığınızı zannederek siz de o görevi bırakır gidersiniz. Kendisi ile henüz tanışmadık. Ama, ümidimiz bu güne kadar ki beyanatlarına bakarsak, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’da.