Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü kısa bir süre önce 2010-2014 stratejik planını açıkladı. Bu proje kapsamında faaliyetlerin planlı bir şekilde yerine getirilebilmesi, kaynakların stratejik önceliklerine göre kullanılması, bunun izlenmesi ve başarının değerlendirilmesi amaçlanıyor. Raporda hizmet yıllarına göre mevcut personelin yüzde 87’sinin 20 yıl ve üzeri kurumda çalıştığı görülüyor. Diğer önemli noktaların yanında bu da Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün mekanizmasının ağır çalışmasının nedenlerinden biri olarak ortaya çıkıyor. Yani personelin yüzde 80‘i ağır denen şartlar içinde, yıllardır değişen siyasi etkilere de ayak uydurmak için artık görevlerini kanıksayıp, yerlerini muhafaza etmenin peşinde gibi gözüküyorlar. Raporda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün saptanan zayıf yönleri:
- Nitelikli personel sayısının azlığı.
- Okullardaki sporcu potansiyelinin kullanılamaması.
- Personelin kendi uzmanlık alanlarında kullanılmaması.
- Hizmet içi eğitimlerin yeterli sayıda yapılmaması.
- Lisanslı sporcu sayısı artırılırken, faal sporcu haline dönüştürülememesi.
- Personel rotasyonunun sık olması.
- Sporcu yetenek seçim modelinin olmaması.
- Sözleşmeli spor uzmanlarına kadro verilmemesi.
Yukarıdaki saptanan zayıf yönlere baktığımızda insanın aklına şu soru geliyor: Yıllardır sporun içinde biri olarak, biz bu zayıflıkları hep görüyorduk. Çıkarılan yönetmeliklere rağmen yapılamayan bir çok iş vardı. Bunları hiç mi gören olmadı? Son 20 yıldır hangi GSMG yönetimi yukarıdaki zayıf noktaları düzeltmek için çaba gösterdi?
Gözümüze çarpan önemli noktalar bunlar. Bunların her biri üzerine ayrı bir yorum yapılıp sayfalarca yazılabilir. Kanaatimize göre eğer bu rapor çerçevesinde 4 yıl içinde en azından yukarıda belirttiğimiz zayıf yönler kuvvetlendirilirse gerçekten Türk sporunda bir devrim yapılmış olur. Haftaya raporun “Fırsatlar ve tehditler” bölümünü inceleyeceğiz.