18.04.2020 - 13:31 | Son Güncellenme:
İşte Beşiktaş Kulübü Divan Kurulu Başkanı Tevfik Yamantürk'ün gündeme damga vuran açıklamaları:
-Şartlara uyum sağlamaya çalışıyoruz-
"Kurallara uyuyoruz. Aile olarak tavsiyeleri dinliyoruz. Polislerimizi, memurlarımızı üzmemeye çalışıyoruz. O yüzden evimizin dışına çıkmıyoruz. Bu gibi şeyler beni çok üzmüyor. Çünkü kontrolümde olmayan şeylere ben üzülmem. Şartlara uyum sağlamaya çalışıyoruz"
"Çok dikkatli olmaya çalışıyorum. Kimseye akıl verecek halimiz yok. Ancak dünya eskisi gibi olmayacaktır. Zengin ülkeler istedikleri gibi kuralı değiştirecekler. 30 yıl önce önümüze küreselleşme hikayesi koydular. Baktılar bu aleyhlerine çalışıyor, geri dönecekler. Türkiye de zarar görecektir. Çünkü biz onların üretebildiği ürünleri üretemiyoruz. Onlar bizim ürettiklerimizi üretebiliyorlar. Bizim gibi ülkeler bu işten kaybeder. Zor, zekayı geliştirir. Dolayısıyla iyi eğitildiğimiz takdirde bu süreçten karlı çıkacağız. Türkiye'nin istikbalini ve geleceğini çok parlak görüyorum. İki süper güç ile komşu olduk. Yeter ki aklımızı kullanalım. Yeter ki Mustafa Kemal Atatürk'ün fabrika ayarlarına dönelim. Gelecek Türkiye'nindir, yeter ki hayalperest olmayalım"
"Ben hiçbir yere üye değilim. Bir tane sosyal kulübe üyeyim. Ona da yılda 1 kere gidiyorum. Beşiktaş görevini teklif ettiklerinde büyük onur ve gurur duydum. Aileme bırakacağım en büyük mirastır. Eşime öldükten sonra üstüme Beşiktaş bayrağını örtmelerini ve bayrağın üzerinde de Türk bayrağının olmasını istediğimi söyledim. Beşiktaş Kulübü bana bu şansı verdi, minnettarım"
-Sürekli 'Başkan taze para koysun' diyorlar. Başkan taze para koydu-
"Ayda iki kere Divan üyeleri ile bir şekilde yemek yiyoruz. Onlarla da bu konuları konuşuyoruz. Bu sıkıntı bitince devam edeceğiz. Yemeğin sonunda şunu diyorum. Biz işin magazinini daha çok seviyoruz. Son Divan toplantısında da saatlerce oturduk. Çok kıymetli üyelerimiz var. Saatler sonunda birtakım kürsüye çıkıp, atlayarak, sıçrayarak Beşiktaş ile ilgili magazinsel konuştu. Beşiktaş'ın ciddi problemleri var. İnsana oksijen gerekir. Oksijen alamazsak üstü boş. Beşiktaş'ın da oksijeni paradır. Paramız yok. Başkanımızla konuşuyorum. İki haftada bir Divan Kurulu olarak toplanıyoruz. Orada da muhakkak bir yöneticimizi davet ediyoruz. Bunu daha evvelki yönetimde de yapıyorduk. Yapı olarak gençliğimde öyle değildim ama herkes ile konuşuyorum. Konuşarak bir noktaya varılır. Buralar tapulu malımız değil. Babamızın malı da değil. Öyle olsa da sorumluluk taşıdığımız insanlar var. Herkese hesap vermek zorundayız. Ahmet Nur Çebi de bu ülkenin önde gelen iş adamlarından biridir Başkan bana 'şuralara beraber gidebilir miyiz?' dedi. Ben de 'memnuniyetle' cevabını verdim. İşin magazin tarafı ile ben uğraşamam. Kimse de uğraşmasın. Bunun Beşiktaş'a faydası yok. Dönem sonunda faizi nasıl ödeyeceğiz? Kredi anlaşmalarının Beşiktaş'a ne kadar menfaati olduğunu konuşan var mı? Ben hala Beşiktaş'ın buradan çıkacağını düşünüyorum. Alacaklılar ineğin memesine hortumu bağlamış, süt bitmiş kan geliyor, ineğin etinden faydalanmayı düşünüyor. Buna izin vermemeliyiz. Bankalar da kendine gelmeli. Durum böyleyken 'başkan taze para koysun' diyorlar. Başkan taze para koydu. 'Para koysun' diyen insanlar, hayatlarını herhalde kendi maaşlarından başka maaş ödememiş insanlar."
-BAŞKAN BEŞİKTAŞ'A ÇÖZÜM OLACAK
"Ali Koç, Fenerbahçe'ye 50 milyon euro verdi. Sonrasında da gruptan sponsorluklar getirdi. Yine açıkları var. Bizim durumumuz diğerlerinden daha iyi. Borcu yönetmek serveti yönetmekten daha zor ve önemlidir. Bu ancak ahlaklı insanlarla yapılır. Hala o noktadayım.Fikret Orman ile hala görüşüyorum. Beni dinlemedi. Ben haklı çıktım. Yeni başkanımız sağolsun bizi dinliyor. İnşallah bu işe çözüm bulanacak."
"Arkadaş ortamında 'Devlet bu borçları silsin' dendi. Devlet bu borçları silerse, hayatında maça gelmemiş, maç ile alakası olmayanın hakkını gasp etmiş olacağız. Bu işte kural yok. Çok kolay şöhret ve zengin oluyorsunuz. Bu iş yeniden soygun noktasına gelecekse, Türk halkının suçu nedir? Böyle şey olmaz. Ciddi kurallar getirilmelidir. Beşiktaş için hala kötümser değilim. Bu iş Beşiktaş'ın değil, alacaklının da problemi oldu. Onlar da başkanın karşısına çıkmıyor. Bu işler Süleyman ağabeyden sonra başladı. Garip garip paralar verilmeye başlandı. Çünkü yaptırım yok. Bu işler neden Almanya'da olmuyor? Kurallar var. Kimse kendini kuraldan akıllı olduğunu ispatlamaya çalışmayacak ve yaptırımı olacak."
-YÖNETİMDEN AYRILAN ARKADAŞLAR
Yönetimden ayrılan arkadaşlarımıza da söylüyorum. Bir arkadaşımız her gün sosyal medya üzerinden mevcut yönetime bindiriyor. Hala neyi arıyor? Anlamış değilim. Utanması olmayanlar Beşiktaş sayesinde ekonomik ve sosyal anlamda sınıf atladılar. Kulübe bu şekilde geri gelemezsin. Camia sizi bu şekilde kabul etmez. Seçimin ertesi günü ilk maça gelebiliyorsan demek ki çok iyi bir yönetim sergilemişsindir. Maça gelmeden sosyal medyadan her gün yazılar yazılıyor. Bunlar bence herkese zarar veriyor"
"Ekonomi çok büyüdü. 30 yıl evvel kulübe ilk geldiğmde kulüp binasından içeri girdim, rahmetli Tuncay bey vardı. Cemil bey vardı. İkisinden biri olurdu. Orta kat boştu. 3. katta 3 oda vardı. Bütün ışıklar kapalıydı. İsraftan korunuluyordu. Süleyman ağabeyi bulmak için oda oda dolaşırdım. Şimdi futbol ekonomisi de çok büyüdü. Beşiktaş daha iyi yönetilseydi çok daha iyi yerlerde olabilirdi. Çok yazık oldu. Eğer utanma duygunuz, mahçup olma duygunuz yoksa yüzünüz kızarmıyorsa bundan daha kolay şöhret olacak ve varlık sahibi olunacak yer yok. Beşiktaş'a yazık değil mi? Gözümüz gibi bakmalıyız. İnanamıyorum. Süleyman ağabeyden sonra gelen bu işi çukura götürdü ve çıkamıyoruz. Serdar Bilgili'den bahsetmiyorum. İsmini söylemek istemiyorum. Süleyman ağabey ile biz ölene kadar beraberdik. Babam ile çok iyi dost oldular. Süleyman ağabey de keşke o günlerde beni dinleseydi. O zaman dinleseydi inanın çok başka Beşiktaş konuşuyorduk"
-Beşiktaş'a kalleşlik, hainlik yapıldı-
"Ben olsam genç takım ile çıkarım. Evde olmayan camide haramdır. Biz şu anda çalışanlarımıza taahhütlerimizi yerine getiremiyoruz. Adamın evinde çoluk çocuk aç, adam her geceyi başka yerde sabahlıyor. Böyle bir düzen olabilir mi? Kimseye ütülmeden bir futbolcu ile havada iki tane daha sözleşme imzalamadan, Beşiktaş'ı kendi evi gibi yöneterek.. İnsan evinden para çalar mı? Üzülüyorum. Beşiktaş'a kalleşlik, hainlik yapıldı. Ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız. Beşiktaş markası çok büyük markadır."
"Ben düşman kazanmak için bunu yapmıyorum. Ben kalpten konuşuyorum. Ben Beşiktaş'tan birşey beklemiyorum. 32 yaşında yöneticiyken Akaretler'deki plazmalar yapılacaktı. Biz de Türkiye'nin önde gelen müteahhit gruplarından biriydik. Süleyman ağabey teklif vermemizi istedi. Mümkün olmayacağını söyledim. 'Biz bu işi hakkımızla alsak bile 30 yıl sonra birileri gelir ve binayı alıp gittiler' derler dedim. Biz bu teklifi iyi ki vermemişiz. Ben 32 yaşında bunu düşündüm. Şimdi bunu düşünmüyorlar."