01.11.2017 - 11:06 | Son Güncellenme:
Skorer Özel | Röportaj: Ezgi Toper / Kamera: Fevzi Tapan
Spikerlik kariyerine TRT'de başlayan Yalçın Çetin, devlet televizyonundan özel bir kanala geçiş sürecinin BeIn Sports'tan aldığı teklifle başladığını, "ve bu işi yapmaya devam etmeliyim" diyerek teklifi kabul ettiği belirtti.
İŞİM HOBİM, İŞİM AŞKIM, İŞİM HER ŞEYİM
İşine aşkla bağlı olduğunu söyleyen Çetin, aile ortamında ve bir alışma sürecinin içinde olduğunu dile getirirken, "Bizim meslekte önemli olan, çok tempolu maç anlatmanızın dışında işinizi vicdanınızla yapmaya çalışmanız. Tabii ki bu 2.5 - 3 ayda çok anı biriktirdim. Yayıncılık benim için bir rüya. Her günümü, her anımı yayıncılığı iliklerime kadar hissederek yaşıyorum. 48 yaşındayken hala bu keyfi, aşık olduğum mesleği bırakmamış olduğum için şükrediyorum. " sözleriyle de görevini büyük bir tutkuyla yaptığını anlattı.
TARAFTARLIK DUYGUSUNU BİR TARAFA BIRAKTIM
Çetin, TRT yıllarında milli maç ya da Avrupa maçları anlatırken yeni adresinde Süper Lig maçları anlatmanın farklarını ise şu sözlerle açıkladı:
"Ben mesleğimin ilk yıllarından itibaren taraftarlık duygusunu bir tarafa bıraktım. Bu ilkeyle işimi yapmaya çalıştım. Son yıllarda taraftar gibi anlatmanızın beklendiği maçları fazlasıyla anlattım. 2.5 - 3 aydır da Süper Lig'e hayat vermeye çalışıyorum sesimle. Tabii ki söylediğiniz cümlelerin karşılığı farklı algılanabilir çünkü kamuoyu duygusal izliyor. Dolayısıyla kelimeleri çok daha özenle seçeceğiniz, dikkatli olacağınız bir süreci yaşamak sorundasınız. Elimden geldiğince bunu yapıyorum. Ben iyi futbolu sahaya yansıtan, oyunu güzelleştiren ve futbol oyununa değer katan herkesin yanındayım. benim için sahada güzel oyun önemli. saha içinde futbolun tüm değerlerinin yaşatıldığı, pozisyonların olduğu , gollerin olduğu, aksiyonun hiç bitmediği bir maçı tercih ederim ben. Bir oyuna canlı yayında hayat veriyorsunuz ve siz de insansınız, bazen amacınız o olmasa da farklı algılanabilecek cümleler kuruyorsunuz. Buna mümkün olabildiğince dikkat ediyorum. Bu işi yaptığım sürece bunu hayata geçirmeye çalışacağım."
Sosyal medyada hakkında yazılanları takip ettiğini söyleyen Yalçın Çetin, içinde fanatizmden kaynaklanan bir hakaret, küfür olmadığı sürece, eleştiri boyutunda kalan her türlü tepkiye çok değer verdiğini belirtti.
"Ben 48 yaşında spor spikeri olmaya çalışan biriyim. Ben kendimi spor spikeri olarak görmüyorum. Genç bir meslektaşımdan tek farkım bu işe 24 yıl önce başlamam. Bu da belki yayını kurtarmak ve tecrübeli olmak adına bir artı değer katabilir. Yayında yaşadığınız büyük bir talihsizlik sonucu geride kalan 2000 yayının hiçbir anlamı kalmayabilir. Kolay bir iş değil. Evet eleştiri olsun, ama hakaret olmasın "
İLK MAÇIM NEREDEYSE KARİYERİMİN SON MAÇI OLACAKTI
Tecrübeli spiker, kariyerinin ilk maçında yaşadığı talihsizliği ise,"Çanakkale Dardanelspor - Ankaragücü maçına gitmiştim. Kupa maçıydı. Maç uzadı, altın gol uygulaması vardı ve Dardanelspor 96. dakikada bir gol buldu ama şanssızlık işte, daha ilk maçımda gol karambol bir pozisyonda oldu. ben A futbolcusu attı dedim, değilmiş. B futbolcusu dedim, o da çıkmadı. Artık üçüncü futbolcuda doğruyu bulduk. Çok heyecanlandığımı, stres yaptığımı hatırlıyorum. Zamanla kendinizi de kurtarabilecek cümleleri keşfetmeye başlıyorsunuz. Ben hiçbir zaman seyirciyi kandırmadım. Ahmet'e Mehmet dediysem özür diledim. Ama bir spor spikerinin 90 dakikada mümkünse 10 kez özür dilememesi gerekiyor. Dersinize iyi çalışacaksınız, iyi motive olacaksınız, maçtan önce iyi uyuyacaksınız. Yediğinize içtiğinize dikkat edeceksiniz, iyi giyineceksiniz." diye anlattı.
Yalçın Çetin'in genç meslektaşlarına tavsiyeleri ise şöyle:
"Ne olursa olsun doğallık. Evin bireyi haline geliyorsunuz. İnsanların sizi kabul etmeleri zaman alıyor, birdenbire olmuyor. Kameranın sihirli ışığına kendinizi kaptırmayacaksınız. Ben oldum, bittim, piştim gibi kavramlar yok bizim meslekte. Hedefe giden yolda iyi çalışmak kadar, duruşunuzu, tavrınızı, karakterinizi de ortaya koymanız gerekiyor. Ama tek tavsiyem doğallıktan şaşmasınlar ve vicdanlarıyla iş yapsınlar. Ben 48 yaşında bu mesleği yapmaya çalışan biri olarak talep gördüm. Teklif aldım ve yeni ailemdeyim artık. Buraya da geçmişte biriktirdiklerim ve anlatım tarzımla geldim. Bugün anlatım tarzımı değiştirsem, beni seven sayan insanlar benden uzaklaşır. "
ÖMER ÜRÜNDÜL İLE MİKROFONLARIMIZ BİRBİRİNE KARIŞTI
Anlattığı için şanslı olduğunu düşündüğü ve unutamadığı gollerin, 2002'de İlhan Mansız'ın Senegal'e, 2008'de de Semih Şentürk'ün Hırvatistan'a attığı goller olduğunu söyleyen Çetin, birlikte maç anlatmakta en keyif aldığı ismi ise Ömer Üründül olarak açıkladı:
"Ömer Üründül için spor bir tutku. Olimpiyatlara da gider, boks maçından çıkıp güreş maçına gider, ama futbol ana branşıdır. Onun futbola olan tutkusunu Dünya Kupası'nda veya Avrupa Şampiyonalarında fazlasıyla görmek mümkün. Gün içinde A şehrinden B şehrine gider, o maçı izler, akşam tekrar döner. Semih'in Hırvatistan'a attığı gol sonrası birkaç kez Semih diye bağırmışım. Ömer Abi ile sarıldığımızı hatırlıyorum. Mikrofonlarımızın birbirine karıştığını hatırlıyorum."
Ligde geride bıraktığımız 10 haftayı da değerlendiren Yalçın Çetin'in yorumlarından satırbaşları ise şöyle:
- Artık her takım futbola yatırım yapıyor ve herkes herkesi yenebiliyor.
- Ben sürprizler içinde bir sezon olabilir tahminine sahibim.
- Galatasaray'ın çok iyi başlayıp son iki haftada tökezlemesi, zirvedeki puan tablosunda sıkışmaya yol açtı.
- Fenerbahçe - Kayserispor maçındaki 3-3'lük skora benzer sonuçların daha sık yaşanabileceğini düşünüyorum.
- Beni şaşırtan takım Trabzonspor
- Ankara takımlarının performansının iyi olmaması da beni şaşırtmadı değil.
- Bir teknik adamın kariyerini büyük maç kazanamamakla sorgulamamalıyız. Igor Tudor deneyimli bir teknik adam değil, dolayısıyla zaman zaman hata yapabilir. 'Ama Tudor yetersiz' gibi düşünceler çok kabul edebileceğim düşünceler değil.
- Teknik direktörler oyuncu seçimlerine idmanlara göre karar verir ve değişiklikler de anlık seçimlerdir. Sonuç olumlu olursa iyi teknik direktör olursunuz, olumsuz olursa sorgulanmaya başlarsınız. Ama hiçbir teknik adama yetersiz, yeteneksiz demeyi yakıştıramam.
- Her hakem kariyeri için iyi maç yönetmek ister. Verilen kararlarda standart tutturulamadığı zaman hakemler eleştiriliyor.
- Beşiktaş için Monaco maçı da her maç gibi zor olacak. Dileriz kazanır ama stratejik düşünceler de devreye girebilir. Bu tip puan usulü maçlarda gerekirse 1 puanın da hesabı yapılabilir. Bundan sonraki süreçte de adım adım bakmak lazım.
- Avrupa maçlarında herkes aynı rengi desteklemeli. Bir Türk takımı Avrupa sahnesindeyse biz o gün o takımın taraftarı olmalıyız.
Tüm bu açıklamalar ve çok daha fazlası Yalçın Çetin'in Skorer TV'ye verdiği röportajda...