30.03.2022 - 09:51 | Son Güncellenme:
FANATİK
Fenerbahçe 'nin efsanesi, Karagümrük'ün teknik patronu Volkan Demirel, Fanatik konuştu. Volkan Demirel, "18 yıl Fenerbahçe kalesini koruduktan sonra antrenörlük tarafına geçtim. Sağolsun Ersun Yanal hocam, sonrasında Erol Bulut hocam bana çok destek verdiler. Öğrenmem gerekenleri öğrettiler. Kendi düşüncelerimle birleştirince, teknik direktörlük için hazır olduğumu hissettim. Kaleciler oyunu hep arkadan izliyor. Ben de yıllarca bunu yaptım. Bunları belki önemsememiştim o zamanlar ama şimdi film şeridi gibi gözümün önünden geçirince bazı şeyleri daha rahat görebiliyorum. Çok başarılı da olabilirim, çok başarısız da olabilirim ama ben bu yola baş koydum" dedi.
'Hedefim hep vardı'
18 yıl Fenerbahçe kalesi, sonra 2 sene antrenörlük tarafı... Sağ olsun Ersun Yanal hocam, sonrasında Erol Bulut hocam bana çok destek verdiler. Bu konuyla alakalı öğrenmem gereken şeyleri öğrettiler ve kendi düşüncemle beraber birleştirince hazır olduğumu hissettim. Sonra bir yayıncı kuruluş ara dönemi vardı biliyorsunuz, yorumculuğa başladım. Yorumculuktan öte kendimi ifade ettiğimi düşünüyorum. Sonrasında Süleyman Hurma başkanımız böyle bir fırsat verince değerlendirmek istedim. Hazır olduğumu biliyordum, hedefim de zaten vardı.
'Bilinçaltınıza yerleşiyor'
Kaleciler oyunu hep arkadan izliyor, geriden oyunu görebiliyor. Ben de yıllarca bunu yaptım. Bunun farkındaydım ya da farkında değildim bilemezsin. Ama bir şekilde sizin bilinçaltınıza yerleşmiş, neyin nereden olacağını, hangi opsiyonun daha iyi çıkabileceği... Bunları belki önemsememiştim o zamanlar ama şimdi geriye döndükçe, film şeridi gibi gözümün önünden geçirince bazı şeyleri daha rahat görebiliyorum. 1-2 sene de Fenerbahçe’de saha kenarından bu gözlemi yaptım.
'Kafama koyduğumu yaparım'
Toplamda 20 sene hem kale arkasından hem saha kenarından bu gözlemi yaptığıma inandım. Hakikaten kendime güvenen, kafama koyduğum şeyleri yapmak istedikten sonra yapabilen bir insanım. Şu an teknik direktörlüğün başındayım ama istiyorum ve diliyorum ki Türk futboluna çok iyi katkılarda bulunacağım. Çok başarılı da olabilirim, çok başarısız da olabilirim ama ben bu yola baş koydum.
'Otobandaki kararım dönüm noktasıydı'
Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardır. Kartalspor’da oynarken beni çeşitli kulüplerden istiyorlardı. Menacerim Erdinç Şehit bir gün Gençlerbirliği’nin beni istediğini söyledi. O zaman Kartal’dan Fındıkzade’ye eve mavi şapkalı bir minibüsle gidiyordum. Minibüsün arkasında otururken telefonum çaldı. Telefonu açınca İlhan Cavcav -Allah rahmet eylesin- deyince heyecanlandım. Arabadan indim. ‘Biz seni istiyoruz’ dedi. ‘Tamam başkanım, siz nasıl uygun görürseniz’ dedim. Akşam da Erdinç abi aradı, ‘Yarın Fenerbahçe ile görüşmeye gideceğiz, saat 9’da gel’ dedi.
'Gençlerbirliği’ne gitsem...'
Akşam 6’ya kadar görüşmeler oldu. Kartalspor’un yetkilileriyle görüşmeye giderken Erdinç abi yolda, Ataşehir’de bana, ‘Gençlerbirliği’nde forman asılı, gideceksin oynayacaksın. Ama Fenerbahçe’de Rüştü abin var, onun arkasında bekleyeceksin’ dedi. Orada benim dönüm noktam oldu. ‘Abi, ben Fenerbahçeliyim. Rüştü abi Türkiye’nin en iyi kalecisi. Oraya gidelim. Hem ondan öğreneceklerim olur. Zamanı gelince Fenerbahçe kalesini korurum’ dedim. Orada bir karar verdim, otobanın kenarında. Belki Gençlerbirliği’ne gitsem bu şekilde bir ilerleme olmayacaktı.”
‘Bir gün bu kaleyi koruyacağım’
Fenerbahçeli bir ailede büyüyen, Fenerbahçe’yi benimseyen biriyim. Fenerbahçe’deki efsane isimlerin olduğu zamanlarda Fenerbahçe’yi benimsedim. İlk maçımı amcamla beraber izledim. Büyüdükçe kendi başıma gitmeye başladım. Bir Kayseri maçında çok yağıştan dolayı kapıların kapandığı için saha içinden çıkabilmiştim. O zamana kadar hiç kalecilik konusu mevzubahis değildi. O gün bir kalenin önüne geçtim nedense. ‘Ben bir gün bu kaleyi koruyacağım’ dedim.
‘Karagümrük’te tek eksiğimiz stat’
Karagümrük’te olmaktan gerçekten çok mutluyum, gurur duyuyorum ve eğleniyorum. Niye eğleniyorum? Çünkü çok güzel bir ortamımız var. Hem futbolcular hem teknik ekibimiz hem başkanımız hem asbaşkanımız Serkan Hurma ile küçük ama çok büyük bir grubuz. Eksiğimiz var. Nedir? Bir stadımız olsa, Fatih’in içinde olabiliyorsa, olamıyorsa yakın çevrelerde bu bize çok büyük bir renk katacaktır. Başkanımız bu konuyla alakalı görüşmelerde bulunuyor ama İstanbul şartlarında tabii ki bir yere bu stadı yapmak çok zor. Tabii ki gerekli yerlere gerekli müdahaleleri ya da konuşmaları yapıyoruz. Ligin bitmesine daha çok zaman var, matematiksel olarak hedefimiz de var. İnşallah Avrupa’ya gidersek bizim için çok büyük bir başarı olur. Ama gidemezsek de ligi üst sıralarda bitirmeye çalışacağız.
‘Emre Mor gibi 3-4 oyuncu gördüm’
Karagümrük’e ilk geldiğimde 4-5 kişiyle toplantı yaptık. Bunlardan biri de Emre Mor’du. Kapasitesinin ne olduğunu söyledim. Emre’ye baktığımızda bazen elini kaldırır, kızar, sitem eder ama Emre’nin yaptığı sitemler ne sana ne bana ne teknik direktöre ne de taraftara. Emre’nin kavgası kendiyle. Kendisiyle kavga etmemesini ona söylemeye çalıştım. Ben 20 sene Fenerbahçe takımında görev aldım, topla ilişkisi bu kadar iyi olan bir futbolcu 3-4 tanedir gördüğüm. Daha 24-25 yaşında. Uzun yıllar Milli Takım’a hizmet edebilir.”
‘Kalecilerimizi biz yarıştırmamalıyız’
Altay, Uğurcan, İrfan Can, Ersin, Kayserispor’da Bilal var. Aslında baktığımız zaman bir sürü kaleci arkadaşım var. Şu an bu durumdan çok mutlu olmamız gerekiyor. Bunların kendi içinde yarışmaları gerekiyor ama dışarıdan bizlerin onları yarıştırmaması gerekiyor. Zaten A Milli Takım Teknik Kadrosu o anki şartlarda kim iyiyse onu sahaya koyar. Yediğim çok kötü goller var. Biri, İtalya’yla hazırlık maçı yapmıştık. Sonradan girmiştim oyuna. O zamanlar da ‘Cordoba degajı’ vardı. Onu yapayım derken rakibe yolladım, rakip gol attı. Diğeri. Galatasaray ile Sami Ye n’de Sabri’nin şişirdiği Edu ile beraber çıkıp, çarpıştığımız için Nonda’nın attığı golü söyleyebilirim. Üçüncü de Schalke ile oynarken ayağımın altından topu kaçırınca çok üzülmüştüm.”
'Galatasaray’la Beşiktaş’la görüştüm'
Hep söylüyorum Fenerbahçeliyim ama tabii futbol hayatımda, profesyonellikte başka kulüpler de olabiliyor. Fenerbahçe’ye gitmeden önce Beşiktaş ile görüştüm, Galatasaray ile de görüştüm Mehmet Cansun’la... Ama döndüm dolaştım kalbimin istediği, hissettiğim yere geldim.