SkorerVazgeç Kıvanç Oktay!

Vazgeç Kıvanç Oktay!

19.10.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Vazgeç Kıvanç Oktay

Hiç sanmıyorum.Rıza Çalımbay, tüm enerjisi, iyi niyeti ve isteğiyle Beşiktaş futbol takımının başarısı için çalıştı. Oynattığı sistemsiz futbol, oyuncu tercihleri ve gündelik çalışma biçimi elbette bu mutsuz sonu hazırladı. Rizespor'un başında iken, hiç de başarısız gelişmeyen bir kariyer noktasında Beşiktaş'a çağırılınca "hayır " diyemedi. Daha da olgunlaşmasını, kariyerinin gelişmesini bekleyemedi. Kendisine çağrı yapan yöneticilere de beklemelerini söyleyemedi. Zamansız, erken açan kiraz çiçekleri gibi meyveye dönüşmeden dalından düştü.Çalımbay'a teşekkür etmeliyiz. Neresinden bakarsanız bakın, Beşiktaş için kendini harcamıştır! Umalım ki bu travmayı çabuk atlatıp yoluna devam eder.Beşiktaş'a gelince... Beşiktaş'ta Rıza Çalımbay'ın teknik direktörlük görevinden beklenen ya da geciken istifasıyla sorunlar bitmiş ya da çözülmüş mü oluyor ? Artık hepimiz yaşadığımız ve tanık olduğumuz durumun bir yönetim sorunu olduğunu görmeliyiz.Başkan Yıldırım Demirören ve arkadaşları, iyi niyetle başarı için çok çalışıp çok para harcamakta ama, hemen hiçbir konuda hedeflerine ulaşamamaktadır.Gündelik refleks kararlarla, olaylara karşı tepkisel davranışlarla çözüm üretemeyeceklerini umarım artık anlamışlardır.Beşiktaş'ı Beşiktaş yapan felsefe, sportif performans arayışlarının gölgesinde kalmış, adeta unutulmuştur... Çağdaşlaşmayı salt teknoloji olarak gören, hemen her sorunun parasal harcamalarla çözümlenebileceğini uman bu anlayış artık terk edilmelidir.Dahası... Asbaşkan Kıvanç Oktay'ın üstlendiği " Futbol Şubesi Sorumluluğu ", bu yönetimin ve bizzat Oktay'ın da iradesiyle artık ortadan kaldırılmalıdır...Futbol, Beşiktaş'ı Beşiktaş yapan o çook eski günlerin futbolu değildir artık. Yirminci yüzyılın başlarındaki futbol masum bir oyundu... Bugün adına "endüstriyel futbol " dediğimiz çok karmaşık bir alana dönüştü. Büyüklüğünüzü korumak, iddianızı sürdürmek, başarmak ve hedefe ulaşmak istiyorsanız, endüstriyel futbolun gereklerini yapacaksınız. Kulüp içinde ona göre bir örgütlenme şeması oluşturacaksınız. Futbolun teknik taktik- personel yatırım finansman sorunlarıyla başedecek üretken kadroları, uzmanları işbaşına getireceksiniz. ( Erdil Arpacı gibi değerleri doğduğuna pişman edip istifa ettirmeyecek, sahipleneceksiniz .)Menajerlik sistemine döneceksiniz... Galatasaray Bülent Tulun'u işbaşına getirdi, Erciyesspor Beşiktaş'tan Reşat Çağan'ı buldu... Kayserispor Süleyman Hurma ile Sivasspor Bülent Uygun'la sezona girdi... Denizlispor, Milli Takım'ın eski menajeri Can Çobanoğlu ile kendine yeni bir yol haritası çizdi... Beşiktaş ne yaptı ? Malmö maçları sırasında kamuoyunu oyalayan, kimilerinin de sinirlerini bozan Sinan Engin'in adını kullanmaktan başka hiçbir şey. Hemen söyleyelim ki Sinan Engin de endüstriyel futbolun menajeri değildir! Menajer şart Teknik direktör bulmak sorunları çözmeye asla yeterli olmayacak... Kimbilir, belki de yeni sorunlar çıkacak, çözümler daha da zorlaşacak. Alt yapının ve dış ilişkilerin başına Gordon Milne'i getirmek de o iç örgütlenmenin çatısı tamamlanmadan hiçbir yarar sağlamayacaktır.... Önce endüstriyel futbolun menajerini bulun... Sonra kulübün karşı karşıya kaldığı sorunları birer birer çözmeye çalışın... Futbol takımının oyun sisteminden Ocak'ta transfer operasyonuna... Hayal kırıklığı ile sonuçlanan küfüre hayır kampanyasının, daha farklı bir stratejiyle başarı kazanmasına , İnönü tribünlerine huzurun ve barışın geri dönmesine çalışın...Demirören'in gerçekten bir ufuk turu yaparak Beşiktaş vizyonunu geliştirmesi , sorunları çözmek için yönetici arkadaşlarıyla birlikte radikal hamleler yapması gerekiyor...Bunu yapmaz ve bugüne kadar sergilediği çelişkili, verimsiz, sonuçsuz gündelik kararlarla oyalanırsa, korkarım ki tribündeki taraftar tepkisi genel kurul çağrısına dönüşür... Kaçınılmaz bir kaos oluşur.Haydi, yine gerçeği söyleyeyim... Bu kadar çok üye, bu kadar çeşitli gruplarla artık kongreler de çözüm üretmekten uzaklaşıyor...Beşiktaş, duyguların değil, aklın devreye gireceği saatleri bekliyor...Hem de hiç gecikmeden! Kaos oluşur Ercan Saatçi, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı inşaatının nihayet tamamlanmasından çok mutlu olmuş, heyecanlanmış... Başkan Aziz Yıldırım ve yönetim kurulu üyelerine yeni isimler öneriyor : Fenerbahçe Arena ya da Fenerium Stat gibi...Tüylerim ürperdi.... Merhum Şükrü Saracoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin hamurunu yoğuran bir devlet adamıydı. Hem başbakanlık, hem de Fenerbahçe reisliği yaptı. Yanlış bilmiyorsam, bugünkü stadın konumlandığı araziyi de Fenerbahçe'ye 1 liraya tahsis eden odur...Ercan Saatçi, elbette tarihe saygılı bir sanatçıdır. O yoğun duygularla Schalke'ye özenip "arena" hevesine kapılmasın... Fenerbahçe'nin tarihi kendine yeter...Şükrü Saracoğlu, o stata verilecek adların en güzeliydi... Bize düşen, saygı göstermek ve korumaktır. Yapma Ercan! Hayır, Aziz Yıldırım Hakan Bilal Kutlualp çatışmasını irdelemeyeceğim. Başkan'la yönetici anlaşmazlığı her kurumda, her kulüpte olur. Birlikte yola çıkanlar, bir gün gelir ayrılabilirler. Bunu anlayabiliriz.Anlayamadığım şey şudur :Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Başkanı, Divan Yüksek Kurulu'nda konuşurken, tüzükten yakınıyor... Uyuşmadığı, anlaşamadığı yöneticiyle birlikte çalışamayacağını söyleyip, o üyenin ancak peşpeşe üç toplantıya katılmadığı takdirde üyeliğinin düşeceğini, bunu da çeşitli biçimlerde atlattığını ifade ediyor... Sonra da şunu talep ediyor : " Fenerbahçe Başkanı, kendi seçtiği yöneticinin işine son verebilmelidir! "Aziz Yıldırım, kendini kulüp başkanı değil, holding patronu gibi görüyor. Yönetici arkadaşlarını ortak statüsünden dışlayarak işçi konumuna indirgiyor... Başkanlığı değil, patronajı istiyor... Bir konuşmamızda da bizzat ağzından duyduğum biçimiyle Fenerbahçe'nin artık holdingleştiğini ve medyanın kendilerini eleştiremeyeceğini ileri sürüyordu. Aziz Yıldırım, başarılı bir lider. Görüyorum ki, kulüpte tüm yetkileri kendinde toplamış. Güç onda... Hayır, dahasını istiyor. Fenerbahçe'nin bir spor kulübü, bir dernek, kamu yararına bir dernek, bir sivil toplum örgütü olduğunu unutuyor.Genel kurul üyelerinin iradesine ipotek koyan, kendisinin önerdiği, ama onların seçtiği üyelerin istifa etmezlerse üyeliğini sona erdirme yetkisini de arayan bir anlayış bu...Başarısına, hizmetlerine, özverisine saygı duyulan bir başkanın, demokrasiye, kurumlara ve listesine aldığı insanlara saygı göstermesini beklemek çok fazlasını istemek midir acaba ?Fenerbahçe'de "benmerkezciliğin" tırmanışından kaygılanan insanlar yok mudur? agokce@milliyet.com.tr Bu işin sonu nereye varacak?

KEŞFETYENİ
Survivor'dan elenen Pınar'ın eşinden aşk dolu paylaşım
Survivor'dan elenen Pınar'ın eşinden aşk dolu paylaşım

Cadde | 26.04.2025 - 08:44

Survivor Pınar'ın müzisyen eşi Erhan Seçkin'den aşk dolu bir paylaşım geldi.

Yazarlar