Türk Telekom'da Önder Külçebaş'tan Erdem Can itirafı: NBA'e gidecekti

Sezona hem ligde hem de Avrupa'da çok iyi başlayan, son olarak da Anadolu Efes'i yenip büyük sükse yapan Türk Telekom'un genel menaceri Önder Külçebaş, çok iyi bir çalışma ortamı kurduklarını ve başarının bunda büyük rolü olduğunu belirtti. Külçebaş, yönetimin kendilerine büyük destek verdiğini belirterek sezon başında kimyayı çok iyi kurduklarını bu neden büyük sorunlar yaşamadıklarını söyledi.

"Karaktere dikkat ettik"
"Takımı kurarken karakterli oyuncuları bir araya getirmeye çalıştık. Tabii ki basketbol seviyeleri önemli ama kimya daha da önemli. Düzgün kişilikli, iletişime ve gelişmeye açık oyuncuları transfer etmeye çalıştık. 5 yabancı ile yola çıkma kararı aldık. İhtiyaç halinde 6. yabancıyı da alabiliriz."

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRFenerbahçe, Samet Akaydın'ı resmen duyurdu! İşte sözleşme detaylarıHaberi Görüntüle

"B Planım yoktu"
"Ben 2004 yılında Banvit'te oynarken Erdem Can yardımcı antrenördü. Ama hiç yardımcı antrenör gibi değildi. Biz oyuncular ona başantrenör gözüyle bakıyorduk. Sonrasında Erdem Can'la iletişimi hiç koparmadık. Ben daha Telekom'a genel menacer olmadan aklımda Erdem Van vardı. Savtekin beyle görüşüp anlaştıktan sonra ona Erdem Can ismini önerdim. Başkan Yusuf Kıraç'tan da destek aldık. Hoca ile bir toplantı yaptım. Hoca da yönetimin tarzını görünce hemen kabul edip imzaladı. Ama asıl sıkıntı Erdem Can'ın Utah Jazz ile olan bekleme süresiydi. Eğer Quin Snyder devam etseydi o da NBA'e gidecekti ve benim B planım yoktu. O yüzden biraz stresli günler geçirdim ama sonunda Utah'la devam etmeyince rahatladım. "

"Lider bitirmek istiyoruz"
"Hedefimiz çok mücadele eden, skordan bağımsız oynayan bir takım oluşturmaktı. Hem benim hem de coachun ilk senesi ve başarılı olmak istiyoruz. Oyuncular da çok motive. Bu durum taraftarın da hoşuna gitmeye başladı. Ortalama 7 bin kişiye oynuyoruz ve hedefimiz bunu 10 bin 500 kişiye çıkarmak. Vizyon olarak hedefimiz Eroleague. İstikrarlı bir şekilde, ilerlerlersek başarılı olacağımızı düşünüyorum. Sportif olarak da adım adım düşünüyoruz. İçimizde fırtınalar kopuyor tabii ama gerçekçi olmak da gerekli. Kısa ve orta vadeli hedeflerimiz var. İlk devreyi lider bitir Türkiye Kupası için avantaj yakalamak istiyoruz. Eurocup'ta da normal sezonu ilk ikide bitirip sonuna kadar saha avantajını elimize almak amacındayız."

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRTrabzonspor'da Abdullah Avcı gelişmesi! İstifa kararıHaberi Görüntüle

Can: Telekom'u Euroleague'in kalıcı kulüplerinden biri yapmak istiyoruz
Türk Telekom'un başarılı coachu Erdem Can, büyük hayallerinin olduğunu belirtti. Telekom'un ve Ankara'nın müthiş bir basketbol kültürüne sahip olduğunu belirten Can, "Telekom'u Euroleague'in kalıcı kulüplerinden biri yapmak istiyoruz" dedi.

Biz daha ilk gün Önder'le işe başladığımızda Türk Telekom kulübünün potansiyelini, geçmişini, tarihini ve Ankara'daki basketbol kültürünün farkında olarak başladık. Hedef büyütmek ve farkındalığı artırmak istiyoruz. Tabii ki sportif başarı olmadan bu işi cazip hale getirmek kolay olmuyor. Hayallerimize insanları ortak etmek zor oluyor. Ama başarı gelmeye başladığında bunu yüksek sesle dillendirmeye başladık. Hedefimiz yukarısı ve hedefe ilerliyoruz. 10 bin 500 kişilik bir salon var. Bu şehrin basketbol kültürü var. Onu canlandırmak istiyoruz. Neden buraya Barcelona, Real Madrid, Olympiakos gibi takımlar gelip oynamasın. Bizim hedefimizde Euroleague var. İnanıyorum ki bir sakatlık yaşamaz beklenmedik sıkıntılar olmazsa Ankara halkını daha fazla inandırıp bu salonu doldurabiliriz diye düşünüyoruz. Eğer Euroleague'i hak edecek bir derece elde edersek Başkanımız Yusuf Kıraç, Asbaşkanımız Savtekin Şentürk koşullar oluştuğu taktirde 'biz Euroleague'deyiz' dediler. Bu konuda çok netiz. Euroleague için ne gerekiyorsa yapılacak. Euroleague'de uzun süre kalıcı olabilecek bir yapı oluşturabiliriz. Bence Ankara, Euroleague'e çok yakışır.

"Yönetim arkamda durdu"
Benim NBA'de devam edip etmeyeceğim henüz net değildi. Utah Jazz coachu Quin Snyder küçülmeye giren bir takımın başında olmak istemiyordu. Bu yüzden kontratı olmasına rağmen Utah'tan ayrıldı. Ben de başantrenörlük yapmaya karar verdim. Sonra Önder Külçebaş aradı ve Savtekin beyle görüşmeye gittim. Kafamdaki koşulları anlattım. Paralel düşüncelerdeydik ve anlaştım. Gerçekten daha ilk yılındaki bir head coach olarak bana geniş özgürlük tanıdılar. Hem oyuncu, hem sistem hem de organizasyonun işleyişi konusunda hep arkamda duruyorlar. Bu çok rastlanacak bir durum değil. Avrupa'da bile herhangi bir kulübe gitseniz, ön koşullar koyarlar. Müdahale etmeye çalışırlar. Burada böyle bir şey yok. O yüzden çok mutluyum. 

"Ben özümü korudum"
Ben hep kendim oldum. Bazen Obradoviç'in yanında sürekli ayağa kalkmam, oyunculara bir şeyler söylemem dikkat çekiyordu. Ama ben hep böyleydim. Banvit'teyken de aynıydım. Ben buyum. Özünüzü taşıdığınız sürece başka insanlardan etkileneceğiz şeyler sizi geliştirir. Ama taklit etmek gelişimizi engeller. Ben olmaktan ileri gitmedim. Obradoviç inanılmaz bir lider. Efsane coach olmayı sonuna kadar hak ediyor. Oyuna olan tutkusu, basketbolu düşünüş biçimi, çok yönlülüğü beni çok etkiledi. Saha dışında da oyuncularla müthiş bir ilişki içindeydi. Ama oyun içindeki talepkarlığı, disiplinden taviz vermemesi benim kendime aldığım şeylerin başında geliyor. Geçen sene Quin Snyder ile geçirdiğim sezonun bende büyük etkisi var. Ondan önce de Igor Kokoskov. NBA'de oyuncuyla olan ilişkiler, oyuncuya ve insana yaklaşım çok farklı. Ben kendi içimde bir sentez yarattım.

"Güven faktörü çok önemli"
Takımı ve kimyayı oluştururken de çok zaman harcadık. Tüm oyuncularla ya yüz yüze, ya da zoom üzerinden konuştum. Benim için güven faktörü çok önemli. Birine güvenebilmeni için göz göze bakmanız gerekiyor. Ondan alacağın enerji önemli. Diyebilirim ki dersimizi iyi çalıştık. Bir başarı hikayemiz yok ama iyi yolda gidiyoruz. Bizim işin elementi insan. Ekibimle beraber oyuncuların hayat hikayelerini takip ettik. Aile ilişkilerini. Hayatlarında sorunlu insanlar olup olmadığını araştırdık.

"NBA beni daha iyi bir insan yaptı"
Fenerbahçe'den ayrıldığım dönem o günün koşullarına göre başantrenörlük için hazır olduğumu düşünüyordum. Bugün dönüp baktığımda ise iyi ki NBA'e gitmişim diyorum. İyi o tecrübeyi yaşadım. Basketbol orada başka bir kültür. Gelişmeye açık yönlerimi ileriye götürdüm diye düşünüyorum. NBA beni daha iyi bir birey ve daha iyi bir coach yapmıştır. Hedefim en iyisini yapmak. Bir gün göçüp gittiğimde Avrupa'nın, dünyanın en iyilerinden bir Türk coach vardı dedirtmek istiyordum. En büyük motivasyonum bu. Şu an ise Ankara Arena'yı 10 bin 500 kişi ile doldurmak istiyorum. İnşallah bunu başarırız.