Trabzon’da gelenek yine devam etti ve bir Fenerbahçe maçı daha tamamlanamadı. Ama işin gerçeğini söylemek gerekirse şimdiye kadar yaşanan olaylar hiç bu boyutlara ulaşmamıştı.
Futbolcular arasında hiçbir gerginlik yok, Hasan Ali’nin pozisyonu dışında tartışmalı pozisyon da yok. Hatta üçüncü golden sonra Trabzonspor taraftarları Nani’yi alkışladılar. Dahası bir Trabzonspor taraftarı Nani’nin formasını aldı. Fakat tribünde öyle bir baskı vardı ki, adamcağız formayı geri vermek zorunda kaldı.
Mehmet Topal oyundan çıkarken yine Trabzonspor taraftarları tarafından alkışlandı. Trabzonsporlular kendi futbolcularını protesto ediyorlardı. Maç bu şekilde 88.dakikaya kadar geldi. Fakat o dakikada ne olduysa olaylar başladı ve en sonunda 89.dakikada bazı taraftarlar sahaya girip çizgi hakemi Volkan Bayarslan’a saldırıp darp ettiler. Hakem de maçı tatil etti.
Bu olaylardan artık bıktık. Fakat bazıları bıkmadı. Yıllardır aynı şeyler. Zaten Fenerbahçe 2-0 öne geçtikten sonra Trabzonsporlular kendi takımlarını ve teknik direktörlerini protesto etmeye başladılar. Tamam, Hami Mandıralı yanlış kadroyla sahaya çıkmış olabilir. Gerçekten de Trabzonspor Fenerbahçe’ye rakip olamadı. Zaten 4-0’dan sonra maç hazırlık maçı havasına büründü. Pereira bile o yönde değişiklikler yaptı. Fakat Trabzonspor taraftarları unutmasınlar ki, en büyük zararı kendi futbolcularına veriyorlar. Trabzonsporlu futbolcuların bu baskı altında oynamaları mümkün değil.
Ben, ortada hiçbir şey yokken 88.dakikada bir anda olayların başlamasının ve gelişmesinin tesadüf olduğuna inanmıyorum. Elimde hiçbir kanıt yok, hayatım boyunca Trabzon’a gitmedim, Trabzonspor camiasından hiç kimseyi şahsen tanımam. O nedenle hiç kimseyi de suçlamıyorum. Fakat sezgilerim 89 dakika bekleyen bir taraftar grubunun bir dakika daha bekleyemeyip sahaya inmesinin tesadüf olamayacağını söylüyor. Bu işi araştırıp açığa çıkartmak elbette emniyetin görevi. Fakat çoğu insan benim gibi düşünüyor. Ben sadece onların duygularına aracılık ediyorum. Ortada heyecan bile olmayan bir maçta 89.dakikada sahaya inilip hakem darp edilmesinin başka bir mantıklı izahı olamaz. Tek bir şey dışında, o da, o kale arkasında bulunan bazı kişilerin 88 dakika boyunca gençleri gaza getirip en sonunda sahaya inmelerine neden olmuş olmaları. İşte o nedenle emniyet asıl sahaya inenlerle değil, onları sahaya indirenlerle ilgilenmeli.
Bütün bu olayların arasında büyük bir olay gözlerden kaçtı. Trabzonspor kalecisi Onur Kıvrak, daha sonra tekrar sahaya çıktı, yedek kulübesi önünde formasını çıkartıp yere serdi ve de eldivenlerini bıraktı. Yani bir anlamda veda etti.
Onur haksız mı? Bence yaptığı çok asil bir veda yöntemi. Bu şartlar altında hangi futbolcu orada oynamak ister.
Bizi dünyaya rezil ettiniz. Hadi orasını da geçelim, bu şartlar değişmezse Trabzon’a gelip oynayacak futbolcuyu nasıl bulacaksınız?
Yeter artık, lütfen yeter! Trabzon’un da, Türk futbolunun da yakasından düşün!