Türk Milli Takımı, Fransa karşısında tarihi bir galibiyete imza attı. Bir sene önce Dünya Kupası’nı kaldırmış, Dünya Şampiyonu kadrosundan dokuz oyuncuyla sahaya çıkan ve Avrupa’nın büyük takımlarında oynayan yıldız futbolculardan oluşan Fransa karşısında alınan galibiyet gerçekten de tarihi bir değer taşıyor. Üstelik kaleye isabetli şut çektirmeden ve de pozisyon vermeden.
Kısacası Türk Milli Takımı’nın Fransa’yı sahadan sildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Kendi sahasında takım halinde iyi savunma yapan Millilerimiz, rakip sahada da etkili hücumlar gerçekleştirdiler. Özellikle de hızlı çıkışlarımız çok tehlikeli oldu.
Dünya Şampiyonu apoletiyle sahaya çıkan yıldızlar topluluğu Fransa karşısında bütün oyuncularımız canla başla mücadele ettiler. Juventus’a imza atması an meselesi olan Merih Demiral, gösterdiği performansla İtalyan devinde oynamayı hak ettiğini bir kez daha kanıtladı. Tandemdeki ortağı Kaan Ayhan da başarılı futbolunu güzel bir golle süsledi. Bu goldeki asistin Merih’ten gelmesi de ayrı bir güzellik oldu.
Hasan Ali Kaldırım, Mbappe karşısındaki başarılı müdahaleleriyle göz doldururken ileriye çıkışlarda da etkili oldu. Sağ kanatta ise Zeki Çelik ve Cengiz Ünder harikalar yarattılar. Öyle ki, Didier Deschamps ikinci yarının başında sol kanadını tamamen değiştirmek zorunda kaldı.
Orta sahada ise Mahmut Tekdemir’in harika bir performans sergilediğini özellikle belirtmek gerekiyor.
Bu tarihi galibiyete imza atan futbolcularımızı ve teknik direktör Şenol Güneş’i yürekten kutluyorum. Özellikle, Fransa’nın analizini çok iyi yapan ve oyuncularını galibiyete motive eden Şenol Güneş’i tebrik etmek gerekiyor. Öyle ki, Burak Yılmaz’ın kaçırdığı üç net gol pozisyonunu düşününce skorun çok daha farklı olabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Esasen Şenol Güneş’i tebrik etmemiz gereken pek çok konu var. Türk Milli Takımı, 17 Kasım’da yine Konya’da karşılaştığı İsveç’e 1-0 yenilerek Avrupa Uluslar Ligi’nde küme düşmüştü. İşte Şenol Güneş enkaz halinde devraldığı Milli Takımı buralara getirdi. Son Dünya Şampiyonu Fransa’yı mağlup ederek grupta üçte üç yapan Milliler, henüz kalelerinde gol dahi görmediler. Türkiye’nin Şenol Güneş’le nereden nereye geldiği çok net bir şekilde belli oluyor.
Elbette oyunculara ve de ülkeye yeniden kazandırılan güveni de göz ardı etmemek gerekiyor.
Fransa karşısında alınan bu tarihi galibiyetten sonra İzlanda maçının önemi daha da arttı. Çünkü böyle önemli galibiyetlerden sonraki ilk maçlar her zaman zor olur. Millilerimizin, bu sabah itibariyle Fransa maçını unutup İzlanda karşılaşmasına motive olmaları gerekiyor.
Son olarak, ülkemizde yabancı kısıtlamasının tartışıldığı bir dönemde Milli Takımımızın yakaladığı galibiyet serisi ve Dünya Şampiyonu Fransa karşısında kazanılan tarihi zafer, bu tartışmanın anlamsızlığını da ortaya koydu. Görüldüğü gibi ülkemizde şu an uygulanan sistem, yerli futbolcuların gelişmelerinin önünde bir engel oluşturmuyor. Tam tersine, yetenekli oyuncularımızın yurt dışını tercih etmelerine ve kendilerini daha fazla geliştirmelerine neden oluyor. Umarım yabancı oyuncu konusunda kısıtlamacı bir düşünce içerisinde olanlar, Fransa karşısında alınan bu tarihi galibiyetten bu anlamda da gereken dersleri çıkartmışlardır. Futbolumuzun gelişmesinin yolu yasaklamadan değil serbestlikten geçiyor…