Öncelikle, ligin ardından kupada da finale yürümeyi başaran Medipol Başakşehir’i kutlamak gerekiyor. Abdullah Avcı’nın takımı 90 dakika boyunca oyuna hakimdi. Nitekim öne geçmeyi de başardılar. Abdullah Avcı, 1-1’den sonra risk alıp önce Mustafa Pektemek’i, ardından da Napoleoni ve Holmen’i sahaya sürdü ve üçlü defansa döndü. Bunun semeresini de 2-1’i yakalayarak aldı. Ama bu yeni oyun anlayışından da kaynaklanan kademe ve pozisyon hatası skorun 2-2’ye gelmesine neden oldu.
Medipol Başakşehir, uzatmalarda da üstündü ama yapılan değişiklikler nedeniyle sistem oturtmakta sıkıntı çekti ve maç penaltılara kaldı. Penaltılar sonunda da yine hak eden kazandı.
Evet, Medipol Başakşehir her açıdan finale çıkmayı hak etmişti. Fenerbahçe’den daha üstün oynadılar, daha iyi organize oldular. Bunda en büyük aktör de, Fenerbahçe’deki yeniden yapılanma (!) sürecinde gönderilen Emre Belözoğlu oldu.
Fenerbahçe’nin tek planı ise rakibine önde basıp, topla çıkmalarını önlemekti. Sarı lacivertliler bunda bir süre başarılı oldular. Ama sonra bu plan da çöktü.
Fenerbahçe buna rağmen ilk yarıda Robin van Persie ile uygun gol pozisyonları yakaladı. Ama Hollandalı ünlü futbolcu bu pozisyonlarda çok kötü vuruşlar yaptı.
İkinci yarının sonlarında ise Fenerbahçeli futbolcular fiziki açıdan da düştüler. Fenerbahçe belki 87.dakikada Ozan Tufan ile 2-2’yi yakaladı ama Şener oyunu tamamlayamadı. Ozan Tufan ve Volkan Şen de sonradan oyuna dahil olmalarına rağmen maça sakat devam ettiler.
Bütün bunlara karşın penaltılarda iki defa final Fenerbahçe’nin ayağına geldi. Ancak sarı lacivertli futbolcular bu iki fırsatı da değerlendiremediler.
Bu sonuçla Fenerbahçe’nin bu sezonki son umudu da tükenmiş oldu. Artık kupa da yok. Nereden nereye… Yıllarca şampiyonluk için yarışan Fenerbahçe ve Galatasaray şimdi üçüncülük için yarışacaklar. Üstelik ikisi de sezonu kupasız kapatıyorlar.
Bu bir başarısızlık hikayesidir. Sorumluları da bellidir. Futbol ve hatta spor kamuoyu, bu sorumluların bundan sonraki süreçte neler yapacaklarını merakla bekliyor!