Osmanlıspor- Galatasaray mücadelesini bir futbol maçından çok bir buz hokeyi ya da buzda dans gösterisine benzetebiliriz. O nedenle iki takım futbolcularını da tebrik etmek gerekiyor. Çünkü birbirlerinden çok, saha şartlarıyla mücadele ettiler.
Bununla birlikte buzla kaplı zeminin Galatasaray’ı daha olumsuz etkilediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü Osmanlısporlu futbolcular bu zeminde idman yapıyorlar ve Galatasaraylı futbolculara göre bu zemine daha alışkınlar. Galatasaraylı futbolcuların rakiplerine göre ayakta durmakta daha çok zorlanmaları da bunu açıkça gösterdi.
Böyle zeminlerde futbol oynanması her iki takım futbolcuları için de büyük risk taşıyor. Nitekim Serdar Aziz, dizini sert zemine vurdu ve sakatlanarak daha maçın başında oyundan çıkmak zorunda kaldı. Umarım Serdar Aziz ciddi bir sakatlık sorunu yaşamaz.
Maçın daha birinci dakikasında Sabri’nin Webo’ya yaptığı asist de bu zemin şartlarından kaynaklandı. Fakat Galatasaray’ın şansı her zamanki gibi yine Muslera’ydı.
Bu arada Galatasaray’ın diğer şansı bu tehlikenin hemen ardından golü bulması oldu. Bu gol Galatasaray’a büyük bir avantaj sağladı. İşte bu noktadan itibaren sarı- kırmızılılar zeminle ilgili bütün korkularını bir kenara bırakıp galibiyet için mücadele etmeliydiler. Ama onlar bunu yapamadılar ve tamamen geriye yaslandılar.
Osmanlıspor hızlı oyunculara sahip atletik bir takım. Bruma’nın rakibini kovalamaması ve Galatasaray orta sahasının da etkisiz kalması nedeniyle ev sahibi takım, sarı- kırmızılı orta sahayı çok çabuk geçti ve özellikle kendi sağ kanadından çok etkili oldu. Nitekim Osmanlıspor iki golünü de bu kanattan gelen toplarla buldu. Galatasaray’ın resmen koridora dönen sol kanadında özellikle Osmanlıspor sağ beki Vrsajevic ve açık oyuncusu Regattin çok etkili oldular. Hele Vrsajevic, Bruma hiç geri gelip kendisini takip etmediği için maç boyunca Galatasaray’ın sol kanadından sürekli bindirdi.
Galatasaray ikinci yarıda ayakkabı tercihleri de dahil olmak üzere bir şekilde ayakta kalmak ve maçı kazanmak için elinden geleni yapmalıydı. Ancak Riekerink’in hedefi bir puandı. Nitekim Galatasaray’ın oyunundan da, Riekerink’in yaptığı oyuncu değişikliklerinden de bunu rahatlıkla anlayabiliyoruz. Mesela Yasin- Linnes değişikliğiyle sağ kanadını güvence altına almayı amaçladı. Ardından 2-1 mağlup duruma düştükten sonra elinde golcü olmadığı için Semih’i ileri gönderdi. Semih’in attığı beraberlik golünden sonra ise Semih’i tekrar stopere çekti ve Sneijder’i çıkartıp stoper Chedjou’yu oyuna aldı.
Riekerink, bu sahada ve Osmanlıspor gibi bir rakip karşısında bir puanı yeterli buldu. Çünkü gözü korktu. Oysa Galatasaray kültürü daima galibiyeti hedefler. Ancak Galatasaray’ın şu andaki teknik direktörü ve futbolcu yapısı bunu gerçekleştirebilecek kapasitede değil.
Öncelikle Galatasaray’da teknik direktör yok. Ardından ciddi bir defans sıkıntısı var. Orta saha sorunu hala çözülemedi. Santrafor bölgesinde Eren çok yetersiz kalıyor. Örneğin Galatasaray, maç 1-0 iken skoru arttıracak pozisyonları buldu. Ancak Eren bitirici vuruşları bir türlü yapamıyor.
Diğer santrafor Sigthorsson geldiğinden beri ilk defa idmana çıktı. Kısacası Muslera, Sneijder, Yasin, Bruma ve Podolski dışında öne çıkan futbolcu yok.
Burada Semih’e ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Yukarıda saydığım öne çıkan isimlere yaptığı hatalara rağmen Semih’i de ekleyebiliriz. Çünkü Semih bence Galatasaray’ın bu sezon elindeki en iyi stoper. Yanında da ancak Hakan oynar. Semih’in diğer özelliği de oyuna ve skora gösterdiği isyan. Bakın Galatasaray’ı yenik duruma düşüren gol, Semih’e çarpıp kaleye giren bir top sonucunda oldu. Golün ardından herhalde Riekerink’in talimatıyla ileri çıkan Semih, adeta golcülere ‘’ nasıl gol atılır ‘’ videosu olarak seyrettirilecek bir gol attı. Boşa kaçışı, topu önüne alışı ve sol ayağıyla yaptığı sert vuruşu inanılmazdı. Üstelik Karcemarskas gibi bir kaleciyi kapattığı köşeden avladı. Bir de Eren’in vuruşlarına bakın! Galatasaray’ın kendisine ‘’ golcü ‘’ diyen isimleri Semih’in golünü defalarca izlemeliler.
Sonuç olarak Galatasaray, Osmanlıspor deplasmanından aldığı bir puana dua ediyor. Osmanlıspor, Galatasaray ile kıyaslanamayacak bir şekilde iyi oynadı ve galibiyeti kaçırdı. Mustafa Reşit Akçay ve öğrencilerini tebrik etmek gerekiyor. Oynadıklara futbola bakınca ligde daha üst sıraları hak ettiklerini düşünüyorum.