Öncelikle tüm ulusumuzun 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyor ve bundan yüz yıl önce, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak ulusal kurtuluş mücadelesini başlatan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini atan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını sevgi, saygı ve minnetle anıyorum. Gerçekten de 19 Mayıs 1919’da Samsun’da yakılan meşale, 29 Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla taçlanmıştır. Tekrar ruhları şad olsun…
Spor Toto Süper Lig, böylesine anlamlı bir günde çok önemli bir maça sahne oldu. Galatasaray ve Medipol Başakşehir, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Stadyumunda şampiyonluk maçına çıktılar ve rakibini 2-1 mağlup etmeyi başaran Galatasaray, 22. şampiyonluğuna ulaştı.
Esasen Galatasaray maça iyi başlamadı. Nitekim sarı- kırmızılılar, 17.dakikada kalelerinde golü gördüler. Galatasaraylı futbolcular bu bölümde defansif hataların dışında çok fazla top kaybı yaptılar ve kötü bir görüntü sergilediler.
Galatasaray’ın beraberlik için yüklenmeye başladığı bölümde Emre Belözoğlu’nun sakatlanarak çıkması, Medipol Başakşehir’i çok olumsuz etkiledi. Emre’nin yerine oyuna dahil olan Mossoro, daha çok rakip oyuncularla uğraştı ve hakemi aldatmaya yönelik çabalar içerisine girdi.
Bu bölümde Medipol Başakşehir, Galatasaray baskısı karşısında daha çok kendi ceza sahası civarına çekilmek zorunda kaldı ve gittikçe alıştığımız futbolundan uzaklaştı. Lakin Galatasaray atakları da gole dönüşecek üretkenlikten yoksundu. Fatih Terim bunun üzerine ikinci yarıya Donk’un yerine Selçuk İnan ile başladı. Bu değişiklik, sarı- kırmızılıların ikinci yarıda orta sahadaki pas üretkenliklerinde ve geçişlerde daha başarılı olmalarını sağladı.
İkinci yarıya taraftarlarının yoğun desteğiyle başlayan Galatasaray açısından devrenin hemen başında Feghouli’nin attığı güzel gol, adeta muhteşem bir dirilişin gösterişli bir adımı oldu. Galatasaray’ın sahadaki en etkili oyuncusu olan Feghouli’nin bu golünden sonra gerek oyun gerekse de psikolojik üstünlük tamamen sarı- kırmızılıların eline geçti. Galatasaraylı futbolcular, adeta gardı düşen boksöre dönen rakipleri karşısında arka arkaya ataklar geliştirdiler. Bu bölümde iki golleri VAR ile iptal edilen sarı- kırmızılılar, üçüncüde öne geçmeyi başardılar. Bu arada özellikle iptal edilen ikinci goldeki ofsayt kararının tartışılabileceğini düşünüyorum.
Fatih Terim, son bölümde Semih’i oyuna alarak stoperleri üçledi. Sarı- kırmızılılar, teknik direktörlerinin de tribüne gönderildiği bu bölümde baskı yediler. Ancak üretkenlikten uzak olan Başakşehir atakları gole dönüşemedi ve Galatasaray şampiyonluğa ulaştı.
Galatasaray çok büyük bir kazanma kültürüne sahip. Bunda en büyük pay da Fatih Terim’e ait. Nitekim bu şampiyonluk yarışını da kazanma kültürü olan ve bir camiaya, bir tarihe sahip olan kulüp kazandı. Sekiz puan geriden gelerek şampiyon olmak kolay bir iş değil. Fatih Terim, asla vazgeçmeyen karakterini oyuncularına da aşıladı ve sonucunda da bu şampiyonluk geldi. Üstelik sekiz puan geride kalmanın dışında yaşanan bir sürü olumsuzluğa rağmen.
Bu arada Galatasaray’ın kadro açısından da sıkıntıları olduğu unutulmamalı. Buna rağmen Çarşamba gecesi kazanılan Türkiye Kupası şampiyonluğunun ardından dün de Spor Toto Süper Lig şampiyonluğuna ulaşan sarı- kırmızılılar, beş günde iki şampiyonluk kazanarak çok büyük bir başarıya imza attılar. İşte bu, biraz önce bahsettiğim kazanma kültürüne çok iyi bir örnek oluşturuyor.
Başta, ligde sekizinci şampiyonluğuna ulaşan Fatih Terim ve takımlarına her zaman destek olan Galatasaray taraftarları olmak üzere bu şampiyonlukta emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Bugünden itibaren önümüzdeki sezonun planlaması başlayacak. Dilerim Galatasaray, gediklisi olduğu Şampiyonlar Ligi’nde önümüzdeki sezon çok daha büyük başarılar elde eder.
Tekrar tebrikler Şampiyon Galatasaray…