En sonda söylenecek şeyi en başta söylemek gerekirse Galatasaray’ın Hatayspor deplasmanında aldığı yenilginin temel nedenini Okan Buruk’un yanlış tercihleri oluşturdu.
Yoğun fikstür ve Çarşamba gecesi Münih deplasmanındaki yüksek mücadeleden ve bunlara eklenen yolculuklardan dolayı takımın yorgun olduğu bir gerçek. Buna hiç kimse itiraz edemez. Ancak Galatasaray’ın geniş kadrosu da bu nedenle kurulmadı mı? Gelgelelim Okan Buruk, Bayern Münih kadrosundan sadece iki değişiklikle çıktı Hatay’da sahaya. Sol bekte Angelino yerine Kazımcan, orta sahada da Kaan Ayhan’ın yerine Sergio Oliveira.
Bu iki isim mi giderecekti sarı- kırmızılıların Hatay’da yorgunluklarını? Ziyech hâlâ tam olarak hazır değil. Zaha, Ziyech’e göre daha iyi durumda ama o da Münih’te 78 dakika sahada kalmıştı. Okan Buruk, bu iki ismin yerine Tete ve Barış Alper Yılmaz ile başlayıp santrafor arkasında da Mertens’e yer verebilirdi. Fakat Buruk’un, Zaha’dan vazgeçmemesini makul olarak karşılıyorum. Nitekim Fildişi Sahilli futbolcu, Hatayspor karşılaşmasında da Galatasaray’ın tek golünü atan oyuncu oldu. Bu durumda da sağ kanatta Tete veya Barış Alper Yılmaz’dan birini tercih edip sol kanatta Kerem Aktürkoğlu, santrafor arkasında da yine Mertens şeklinde maça başlayabilirdi Okan Buruk.
Yine de mücadeleye iyi başladı Galatasaray. Oyun tamamen sarı- kırmızılıların kontrolünde olmasına rağmen kaleci Erce’den gelen bir uzun top sonucunda kalelerinde golü gördü Galatasaraylı futbolcular. Bu golde hatalı olan ve sonrasında da sürekli açık veren Kazımcan’ı 66’da sakatlanıp çıkana kadar oyunda tutması, Okan Buruk’un bir başka hatasıydı. Tabii burada ülkemiz futboluna özgü bir başka problem de söz konusu, üç yerli kuralı! Okan Buruk’un Kazımcan’ı çıkartmaya niyeti olsaydı bile bunun için bir de yabancı oyuncu çıkartması gerekiyordu. Böyle bir matematik dünyanın neresinde var? Yine de Okan Buruk’un, en azından ikinci yarıya başlarken Sergio Oliveira’ya teşekkür ederek bu zorunluluğu anlatması ve Oliveira- Kerem Demirbay, Kazımcan Karataş- Angelino değişikliklerini yapması gerekirdi. Fakat bunların hiçbiri olmadı!
1-0'dan sonra da oyunun hâkimiyetini bırakmadı sarı- kırmızılılar ve 28’de Zaha ile beraberliği yakaladılar. Beraberlik golünden sonra oyunu tamamen rakip sahaya yıktı Galatasaray. Hatayspor ise kendi sahasında takım halinde kapanıp hızlı çıkışlarla gol bulmayı planladı.
Hatayspor duvarını aşamayan sarı- kırmızılı futbolcular, daha çok kanatları kullanıp fırsat yaratmaya çalıştılar. Çizgi halinde duran Hatay defansını ortadan delip arkaya adam kaçırmak ve kapanan takımlara karşı etkili olabilecek şut denemeleri ise yapılmadı!
Kazımcan’ın sürekli açık verdiği, Ziyech’in oyundan düştüğü, oyunun Mertens’i çağırdığı bu ortamda sanki her şey çok iyiymiş gibi ikinci yarıya oyuncu değiştirmeden başladı Okan Buruk. 55’de de iki formsuz, Ziyech ve Icardi’nin ezdikleri topta hızlı çıkan Hatayspor galibiyet golünü buldu. Kazımcan bu golde de hatalar zincirindeki aksiyonun içerisindeydi!
Şimdi burada yeri gelmişken Icardi’ye değinmek istiyorum. Türkiye’ye geldiği günden beri en formsuz maçını oynadı Arjantinli. Ama kimse bunun için onu suçlayamaz. Çünkü sakatlandığı Beşiktaş derbisinden bu yana iğneyle sahaya çıkıyor. Hafta içerinde de idman yapamıyor. Sonuçta onun vücudu da bir yere kadar dayanacaktı. Sorun daha çok Icardi’yi Beşiktaş derbisinin son bölümü ile Rize ve Kasımpaşa maçlarında doksan dakika sahada tutanda! Nitekim Çarşamba gecesi, önem bakımından daha ön planda olan Bayern Münih mücadelesinde oyundan çıkmak zorunda kaldı Icardi! Hatay maçında da 97 dakika sahada kalmasını ise skor nedeniyle eleştiremeyiz.
Okan Buruk, yenik duruma düştükten sonra yukarıda da belirttiğim gibi Kazımcan’ı ancak sakatlandıktan sonra oyundan çıkarttı. Oliveira- Kerem Demirbay değişikliğini de yapıp sol beke Angelino’yu almak yerine doğrudan Kaan Ayhan’ı sahaya sürüp stopere yerleştirdi Buruk ve artık alıştığımız üzere Abdülkerim’i sol beke çekti. Oyundan düşeli uzun zaman olan ve açıklarını kapatmak için Boey’in deli gibi koşmak zorunda kaldığı Ziyech yerine de 66’da Kerem Aktürkoğlu’nu kulübeye çekti Okan Buruk! Zaha da oyundan düşmüşken her ne kadar yorgun olsa da ilerideki en hızlı ve bir şeyler yapabilecek adamı oyundan çıkartmak da Buruk’un yanlış tercihlerinden biriydi.
Ziyech’i ancak 73’de kenara aldı Okan Buruk. Aynı şekilde Mertens’i de ancak o dakikada sahaya sürdü. Lakin burada da hatalar yaptı. Ziyech’in yerine Bakambu’yu oyuna alan Buruk, Mertens’i sahaya sürerken de Oliveira’yı çıkarttı. Bu sefer Torreira orta sahada tek kaldı. İleriyi forvetle doldurup orta sahayı eksik bırakmak bir futbol doğrusu değil, panik halindeki bir teknik direktörün devre dışı kalan mantığının göstergesiydi. Nitekim maçın bu son bölümünde Galatasaray’ın oyununa kaos hâkimdi. Teknik direktörün paniğinin sahaya yansıdığı, telaş dolu, kimin nerede oynadığının birbirine karıştığı bir kaos! Evet, Oliveira çıkmalıydı ama bu şekilde değil. Doğrusu, yukarıda da belirttiğim gibi ikinci yarının başında Oliveira- Kerem Demirbay şeklinde bu değişikliğin yapılmasıydı.
Bu arada Zaha- Tete değişikliğini de 83’de yaptı Okan Buruk. Ancak dikkat çeken başka bir şey daha var. Ziyech hâlâ hazır değil, Zaha tam olarak istenilen seviyeye gelemedi ancak oynamayanlar da iyi değil. Mertens’in yorgunluğu yok ama oyuna eski katkısını sunamıyor. Barış Alper Yılmaz, milli maç dönüşünden beri eski formundan uzak. Oynamayan
futbolculardaki bu düşüş de Okan Buruk’un cevaplaması gereken bir soru. Aynı şekilde Tete neden artık hiç düşünülmüyor?
Esasen bu mağlubiyet hiç de sürpriz olmadı. Okan Buruk’un son zamanlardaki performansı nedeniyle Türkiye Süper Ligi’nde de böyle bir yenilginin geleceği belliydi. Şimdi önemli olan Okan Buruk’un bu yenilgiden ve hatalarından ders çıkartması. Tabii önce hatalarını görüp kabul etmesi gerekir. Bunu yapacak mı, hep birlikte göreceğiz.
Hatayspor, hızlı adamlarını etkili kullandı ve Galatasaray’ın defansif zafiyetlerinden faydalandı. Volkan Demirel, Hatayspor’da önemli işler yapıyor. Hem kendisini hem de Hatayspor camiasını tebrik etmek gerekiyor. Elbette sadece futboldan ötürü değil. Depremden dolayı yaşadıkları bu zor süreçte yaptıkları her şeyden ve mücadelelerinden ötürü de tebrikler...
90+6. dakikada Mertens’in ceza sahasına yaptığı orta sırasında Hataysporlu Chandrel Massanga’nın, topa yükselmeye çalışan Icardi’nin ayağına basması net bir penaltıydı. Maçın hakemi bu pozisyonda topu izledi. VAR’ın mutlaka devreye girmesi gerekirdi. Fakat pek çok maçta olduğu gibi bu maçta da VAR sınıfta kaldı. Nitekim bu penaltı pozisyonundan bir pozisyon önceki kırmızı kartlık Barış Alper Yılmaz- Dele Bashiru mücadelesini de çözemedi VAR. Daha önce de pek çok kez değindiğim gibi, yerli oyuncu kuralı gibi Türk futboluna hiçbir fayda sağlamayacak şeyleri bırakıp futbolumuzun asıl sorunlarına yönelmemiz lazım. Örneğin, Türk futbolunun şu andaki en önemli sorunu olan hakem sorununa!