Türk Milli Takımı, ilk maçına yenilgiyle başlama geleneğini sürdürdü. Fakat bu sefer fark, oynanan futboldu. Milli Takımın ortaya koyduğu futbol ilerisi için hiç ümit vermedi.
Yakından takip eden okurlarım bilirler. ‘’ Ben demiştim ‘’ tarzı söylemlerde bulunmayı hiç sevmem. Lakin Euro 2016 başladığı gün Skorer’de kaleme aldığım ‘’ Euro 2016 Başlarken ‘’ başlıklı yazımda yazdığım her şey gerçekleşti.
O yazımda Cenk Tosun’un ilk on birde maça başlaması gerektiğini yazmıştım. Fatih Terim de tercihini bu yönde kullandı. Fakat Cenk Tosun bile başarılı olamadı. Çünkü onu ileride bir türlü topla buluşturamadık. Kısacası orta sahadan geriye doğru felaket bir milli takım sahadaydı.
Maça Hırvatistan çok hızlı başladı. İlk on dakika Hırvatistan’ın baskısı altında boğulduk. Fakat 10.dakikadan sonra oyuna ortak olmayı başardık. Gelgelelim kanatları kullanamadığımız gibi rakip kaleye gitmekte ve olgun atak geliştirmekte çok zorlandık. Hırvatlar ise Türkiye kalesine gelmekte hiç zorlanmadılar ve 41.dakikada Luka Modric’in gelişine vurduğu topla da 1-0 öne geçtiler.
Bu yarıda kimi zaman yaptığımız pres, ileri çıkışlarımız ve Ozan Tufan’ın kafa vuruşu ile kısmen alev gibi parladık. Fakat ayaklarına sanki ağırlık bağlanmış gibi duran futbolcularımızın kötü oyunu çarpıcı bir şekilde gözüküyordu. Fatih Terim ilk yarının etkisiz isimlerinden Oğuzhan’ı ikinci yarının başında Volkan Şen ile değiştirdi. Lakin keşke aksayan sadece Oğuzhan olsaydı. Caner ve Gökhan Gönül hiç bindiremiyor, Selçuk, Ozan ve Oğuzhan çaresizleri oynuyor, Arda ise sahada gözükmüyordu. Biraz Hakan Çalhanoğlu kıpırdamaya çalışıyor fakat o da yeterli olmuyordu.
İkinci yarıda oyuna giren Volkan Şen de beklenileni veremedi. Yenik olduğu için ikinci yarı rakibine yüklenmesini beklediğimiz Türk Milli Takımı, ilginç bir şekilde ilk yarıdan çok daha hırssız ve etkisiz bir ikinci yarı oynadı. Arda Turan’a 65 dakika tahammül etmek hataydı. Emre Mor girdikten sonra ise takım biraz hareketlendi. Fakat yine sonradan oyuna giren Burak Yılmaz da dahil olmak üzere hiç kimsenin ona uyacak hali yoktu.
Türk Milli Takımı koca bir ikinci yarıda sadece 80.dakikada Caner’in frikiği ile rakip kaleyi yoklayabildi. Hırvatistan ise ikinci yarıda ikisi Srna, üçü Brozovic ve ikisi Perisic ile yedi pozisyon buldu. Sadece bu istatistik bile Türkiye’nin orta saha ve defans zafiyetini gözler önüne sermeye yeterli.
Açık konuşmak gerekirse Arda Turan, şu haliyle milli takımda oynayamaz. Hakan Çalhanoğlu belki ortada Ozan’ın yanında düşünülebilir. Ama Türkiye’nin maçlara kanatlarda kesinlikle Volkan Şen ve Emre Mor ile başlaması gerekiyor.
Santraforlarımız yetersiz. Yine de Cenk Tosun tercihi doğruydu. Yeter ki Cenk’i rakip ceza sahasında topla buluşturabilelim.
Ömer Toprak olmadığı için Mehmet Topal’ı stoperde kullanmak zorunda kalıyoruz. Caner’in ciddi maç eksiği var. Arda Turan aynı şekilde. Selçuk etkisiz. Kaleci Volkan baskı altında.
Uzun lafın kısası, Türkiye’nin Euro 2016’ya nasıl geldiği belli. Türkiye, Avrupa Şampiyonası elemelerinde bile o kolay gruptan son anda Selçuk’un attığı frikik golüyle en iyi üçüncü olarak çıkıp turnuvaya katılabildi. Gerek hazırlık maçları, gerekse de Hırvatistan karşısında oynadığımız futbol ise içler acısı. Ciğerlerimizi parçalarcasına zafer nidaları atmak elbette çok güzel. Ama bir de gerçekler var. Futbolun gerçekleri çerçevesinde şu anda Türkiye için en iyi sonuç gruplarda dört en iyi üçüncü arasında yer alabilmek. Ay yıldızlıların başka türlü gruptan çıkabileceklerini sanmıyorum.
Hırvatların zaman geçirme çabaları elbette hoş değildi. Hakem ise takdir haklarının çoğunu Hırvatistan'dan yana kullansa da 49.dakikada Volkan Şen'e göstermediği kırmızı kartla bize söyleyecek bir söz bırakmadı.