Galatasaray ile Fenerbahçe belki de tarihlerinin en amaçsız maçlarından birini oynadılar. Şampiyonluk trenini çoktan kaçıran iki takımın da tek hedefi, ikinciliği yakalayıp Şampiyonlar Ligi ön elemesine kalabilmekti.
Bu burukluk sahaya da yansıdı. Yine de Galatasaraylı futbolcular Fenerbahçe’yi yenip üzerlerindeki eleştiri bombardımanını sonlandırmak için çok çalıştılar. Futbol deyimiyle, Galatasaray oynadı ama Fenerbahçe kazandı.
Elbette bu durum iyice analiz edilmeli. Tudor haftalar sonra doğruyu buldu ve Riekerink’in kadrosuna yakın bir kadroyu sahaya sürdü. Bruma ve Yasin gibi hızlı adamlarıyla kanatları çok iyi kullandı ve ceza sahasına birçok orta geldi. Ama bunları gole çevirebilecek tek isim Eren Derdiyok kulübedeydi. Podolski iyi futbolcu. Ama bu oyun anlayışının golcüsü değil. Nitekim Alman futbolcu top almak için çoğu kez geri geldi.
Tudor, ikinci yarıda Galatasaray oyunu tamamen rakip sahaya yıktığında da Bruma’yı çıkartarak Fenerbahçe’nin sarı- kırmızılılara vuramadığı darbeyi kendisi vurdu. Daha sonra ise ilk on birde yer alması gereken Eren’i, kanattaki diğer etkili isim olan Yasin’in yerine oyuna aldı. Fenerbahçe’nin Galatasaray’ın üzerine geldiği son dakikada ise savunma ağırlıklı Tolga’yı çıkartıp Josue’yi sahaya sürdü.
Tudor’u anlamak mümkün değil. Geldiğinden beri skandallara imza atıyor. Getiriliş zamanı ve şekli zaten yanlıştı. Ayrıca doğru isim miydi? Şu andaki performansı kesinlikle doğru isim olmadığını gösteriyor. Fenerbahçe maçıyla da hatada zirve yaptı. Tudor, kendi sahasından çıkmayan Fenerbahçe karşısında yaptığı hatalı oyuncu değişiklikleriyle kendi takımının hızını kesti ve sarı- lacivertlilere oynamaları için uygun ortam oluşturdu.
Geçen yazımda da belirttim, böyle giderse sezon sonunda ne Dursun Özbek kalır, ne de Tudor! Bu iki isim ve Galatasaray yönetimi iyi düşünmeliler. Çünkü artık kredileri kalmadığı gibi ceplerindekini de tükettiler.
Advocaat ise oyun düzenini güçlü bir defans anlayışı üzerine kurmuştu. Nitekim bunda da başarılı oldu. Bununla birlikte Fenerbahçe 84.dakikaya kadar hücumu hiç düşünmedi. Yukarıda da belirttiğim gibi, Tudor’un yaptığı hatalı değişiklikler de konuk takımın ekmeğine yağ sürdü.
Maçtaki ilk şutunu 86.dakikada atan Fenerbahçe, 90+1’de de golü buldu ve üç puanı Kadıköy’e götürdü. Advocaat maça Aatıf’ın yerine Sow ile başlayabilirdi. Ya da ikinci yarıda Aatıf’ı Volkan Şen ile değil de Sow’la değiştirebilirdi.
Lakin Advocaat, elindeki güçlü defansı artıya çevirmesini bildi. Elbette ki, en büyük şanslarından biri de kalecisi Volkan Demirel’di.
Ancak sahanın en iyisi şüphesiz hakem Fırat Aydınus’tu. Yeteneğine her zaman güvendiğim Fırat Aydınus kötü bir dönemi geride bıraktı. Umarım kısa bir süre sonra yeniden zirveye ulaşır.
Kupada yarı finalist olan Fenerbahçe, ligde de Şampiyonlar Ligi umudunu sürdürmeyi başardı. Galatasaray ise bir hedefine daha veda etti. Sarı- kırmızılılar sezon sonunda, belki de sezon sonuna bile kalmadan daha başka vedalara da sahne olabilirler…
https://www.facebook.com/tolgaersari