Derbiye iyi başlayan Beşiktaş’tı. Ancak Galatasaray kısa sürede oyunda dengeyi kurdu ve hatta kimi zaman daha efektif bir görüntü sergiledi.
Galatasaray’ın Marcao, Beşiktaş’ın da Larin ile yakaladığı pozisyon, ilk yarının akılda kalan en önemli anlarıydı. Özellikle Larin’in pozisyonu çok netti.
İkinci yarı da dengede başladı. Ancak Diagne’nin 58’de gördüğü kırmızı kart, oyundaki bütün dengeleri değiştirdi. İleride top tutacak oyuncusu kalmayan Fatih Terim, Donk ve Babel’i sahaya sürdü. Babel tercihi doğruydu ancak Donk’un orta saha yerine stopere çekilip üçlüye, daha doğrusu üç stoperli beşli defans anlayışına dönülmesi Galatasaray’ın iyice geriye yaslanmasına neden oldu. Oğulcan da yine kötü bir gününde olunca Babel ileride tek başına bir şey yapamadı. Beşiktaş ise hücuma yönelik yaptığı değişikliklerle oyunu tamamen Galatasaray yarı sahasına yıktı ve nihayetinde de golü buldu.
1-0’dan sonra Galatasaray tamamen dağıldı. Donk’un çaresizce santrafora alınması da sarı- kırmızılılar için çözüm olmadı ve bütün kontrolü elinde tutan Beşiktaş, uzatmanın ilk dakikasında bulduğu golle galibiyetini perçinledi.
Fatih Terim, hafta içerisinde Malatya ile oynanan kupa maçında görev verdiği ve son anlarda attığı golle sarı- kırmızılılara hayat veren Luyindama’yı, Beşiktaş karşısında da ilk on birde sahaya sürdü. Fatih Terim’in bu tercihinde büyük ihtimalle hava ve saha şartlarını düşünmesi etkili oldu. Luyindama özellikle hava toplarında etkili oldu ama sarı- kırmızılıların yedikleri iki golde de başrolde o vardı.
Diagne’nin pek çok açıdan kendisini geliştirmeye ihtiyacı var. Yaptığı inanılmaz derecede kontrolsüz bir hareketin sonucunda haklı bir kırmızı kart gördü ve oyundaki bütün dengeler bozuldu.
Diğer taraftan Galatasaray, güvendiği futbolculardan beklediği performansı göremediği gibi oyuna kenardan dahil ettiği oyunculardan da istediği verimi alamadı. Böyle maçlarda ortaya çıkması gereken Belhanda yine kayboldu. Onunla ilgili tek hatırladığımız, yaptığı pas hataları. Oğulcan deseniz büyük ihtimalle ceza olayından oldukça etkilenmiş.
Beşiktaş ise Sergen Yalçın’ın olumlu izlerini bu maçta da hissettirdi. Siyah- beyazlılar, kırmızı kartın ardından Galatasaray’ın sistemsel değişikliğin de etkisiyle geriye yaslanmasını çok iyi değerlendirdiler. Galatasaray’ın aksine, yaptıkları oyuncu değişikliklerinden de olumlu yanıt aldılar. Nitekim bu, skora da yansıdı.
Sergen Yalçın’ın Beşiktaş’ı hızlı, diri ve kendisine güveniyor. Diğer taraftan Galatasaray’ın da genellikle yaptığı gibi oyunu gevelemiyor, hızlı ve dikine oynuyor. Bunların neticesinde de başarı geliyor.
Sonuçta Beşiktaş, taraftarlarına umut dolu mesajlar vermeye devam etti. Galatasaray’ın ise yapması gereken çok şey var…