Fenerbahçe’nin puan kaybetmesi Beşiktaş- Gençlerbirliği maçını çok daha önemli bir hale getirmişti. Çünkü siyah- beyazlılar kazandıkları takdirde haftaya Fenerbahçe derbisine bir maç eksiğine rağmen bir puan önde lider olarak çıkacaklardı. Bununla birlikte Kara Kartal karşısında sert bir rakip buldu.
Gençlerbirliği’ne İbrahim Üzülmez’in elinin değdiği çok net bir şekilde belliydi. Bir takım böylesine kısa sürede bu kadar mı değişir? İbrahim Üzülmez, kendi karakterini takımına aşılamış. Gençlerbirliği takımı, aynı İbrahim Üzülmez’in futbolculuğunda olduğu gibi inatçı, hırslı, mücadeleci ve sert bir yapıya bürünmüş.
Gerçekten de Beşiktaş, maç başladıktan sonra karşısında önde basan, agresif ve sert oynayan bir rakip buldu. Siyah- beyazlılar bu nedenle istedikleri oyunu sahaya yansıtmakta zorlandılar ve ancak 15.dakikadan sonra karşı kalede daha çok görülmeye başladılar. Buna rağmen yine de Olcay Şahan’ın direkte patlayan kafa vuruşu dışında arzuladıkları pozisyonları bulamadılar.
Bu arada hakem Halis Özkahya’nın hızlı oyun akışını sağlamak adına Gençlerbirliği’nin sert futboluna göz yumması maçı iyice sertleştirdi. Çünkü fauller verilmeyince Beşiktaşlı futbolcular da sertliğe başvurmaya başladılar. Gerçekten de Halis Özkahya iki takım adına da pek çok kartlık pozisyonda faul bile çalmadı. Maç boyunca faul çaldığı ve sarı kart gösterdiği pozisyonlarda da bir standart tutturamadı. Birbirine benzer pozisyonlarda farklı kararlar verdi. Buna rağmen Galatasaray- Trabzonspor maçının hakemi Deniz Ateş Bitnel ile kıyaslanınca elbette melek gibi kaldı. Halis Özkahya, kendince Premier League maçı gibi bir maç yönetmeye çalıştı. Ama dediğim gibi standardı tutturamadı ve ipin ucunu biraz kaçırdı.
Gençlerbirliği futbolcularının, topu alan Beşiktaşlı futbolculara hızlı ve sert müdahalelerin de etkisiyle siyah- beyazlı futbolcular son paslarda aceleci davrandılar. Böyle olunca da Gençlerbirliği ceza sahası önüne gelen pek çok top, pozisyon haline dönüşemeden söndü.
Dakikalar ilerledikçe Beşiktaş’ta işin içine stres de girdi. Fakat Şenol Güneş’in Olcay Şahan’ın yerine oyuna aldığı Cenk Tosun’un Sosa’ya, onun da Gomez’e gönderdiği mükemmel pası Alman futbolcu filelere gönderdi ve Beşiktaş 64.dakikada öne geçmeyi başardı.
Bununla birlikte siyah- beyazlılar golden sonraki dakikaları da rahat geçiremediler. Çünkü Gençlerbirliği son saniyeye kadar maçı bırakmadı ve Beşiktaşlı futbolcuları çok yordu. Fakat kırmızı- siyahlıların Uğur’un direkten dönen topu dışında pozisyon bulamamaları da oynadıkları futbola tezat bir sonuç doğurdu. Bu kadar mücadele eden ve bu kadar iyi oynayan bir takımın daha çok pozisyona girmesi gerekirdi. Ancak başta Atiba, ardından da Beşiktaş defansının başarılı oyunu Ankara temsilcisinin istediği fırsatları bulmasını engelledi.
Sonuç olarak iki takım da çok iyi mücadele ettiler ve Beşiktaş zor da olsa kazanmasını bildi. Son zamanlarda bu kadar sert bir maç izlediğimi hatırlamıyorum. İki takımın ama özellikle Beşiktaş’ın sakat vermeden maçı bitirmeleri bence mucize sayılmalı. Zaten Beşiktaş’ın yıldızlarını olumsuz anlamda en çok etkileyen de Gençlerbirliği’nin bu sert futbolu oldu.
Beşiktaş, bu sonuçla Kadıköy’e avantajlı gidecek. Dilerim önümüzdeki Pazartesi akşamı adına yakışır ama en önemlisi centilmence bir derbi izleriz.