Zor bir fikstüre sahip olan Beşiktaş’ın, düşme hattındaki rakibi Sivasspor’u deplasmanda mağlup etmesi çok büyük bir önem taşıyor. Çünkü son haftalarda en tehlikeli rakipler düşme hattındaki takımlardır. Nitekim bu maç da Beşiktaş için çok kolay geçmedi.
Şimdi bunun nedenlerini ve zor gelen galibiyeti analiz edelim. Öncelikle Sivasspor oyun planını gol yememek üzerine kurmuştu. Puan cetvelinin maçtan önceki durumu Sivasspor için beraberliği karlı bir sonuç haline getiriyordu. Bu nedenle de kırmızı- beyazlılar özellikle ilk yarıda çok iyi kapandılar. Böyle olunca da Beşiktaş, istediği pasları ve topları yapamadı.
Fakat Sivasspor’un bütün defans hattının sakatlanması ev sahibi takımın planlarını alt üst etti. Oumari ve Boye’nin çarpışıp ikisinin de kafalarında kalın birer bandajla oynamak zorunda kalmaları dışında Sivasspor’un en önemli futbolcularından olan sağ bek Cicinho da sakatlandı ve 38.dakikada oyundan çıkmak zorunda kaldı. Çapraz bağlarının koptuğu söyleniyor ama umarım bu duyum yanlıştır. Kendisine acil şifalar diliyorum. Bu arada sol bek Emre Öztürk de 72.dakikada sakatlanıp çıkmak zorunda kaldı. Özetle Mesut Bakkal’a taktiksel değişiklik için tek şans kaldı. İşte Sivasspor en büyük şanssızlığı bu sakatlıklarla yaşadı.
İlk yarıda rakip kalede etkili olamayan Beşiktaş, yine ilk yarının etkisiz ismi Kerim’in harika pasıyla ikinci yarıda 1-0 öne geçti. Ardından da Oğuzhan’ın penaltı golüyle farkı ikiye çıkarttı.
Aslında siyah- beyazlılarda iki kanadın da çok iyi çalıştığı söylenemezdi. İlk yarının son on dakikasında Marcelo’nun ortadan gönderdiği toplarla fırsat bulmaya çalışmışlardı. İkinci yarının başında da kanatlar pek umut vermese de Kerim biraz düzelir gibi olmuştu. Zaten Kerim çok yetenekli bir futbolcu. Fakat nedense bu yeteneklerini ortaya koymakta zorlanıyor.
Şenol Güneş, Kerim’i çıkarmayı kafasına koymuştu. Nitekim tam da Kerim’in muhteşem pasıyla gelen ilk golün santrası yapılmadan Gökhan Töre, Kerim’in yerine oyuna girdi. Oysa bu harika asist Kerim’de pozitif bir etki yapıp daha da başarılı olmasını sağlayabilirdi. Bu nedenle ben Şenol Güneş’in yerinde olsam golden sonra bu değişikliği bir süre daha bekletirdim. On dakika sonra maçın gidişatına göre de iki kanat oyuncusundan birini Gökhan Töre ile değiştirirdim. Fakat o, kafasına koyduğunu hemen yaptı. Peki, Gökhan Töre’den beklediği verimi alabildi mi? Elbette hayır. Çünkü hem maç eksikliği hem de tepkisi çok net belli oluyordu. Gökhan, tepki göstereceği yerde kendisini hazırlasa daha iyi olur.
Benim Beşiktaş’ta en beğendiğim futbolcu Marcelo idi. Hem pek çok topu mükemmel keserek Sivasspor tehlikelerini daha yaşanmadan önledi, hem de topu ileriye çok olumlu kullandı. Maçın son on dakikasında öne çıkan isim ise Alexis idi. O da son bölümde defansta müthiş müdahaleler yaptı.
Bu arada Şenol Güneş, üzerine gelmekte sıkıntı yaşayan rakibi karşısında son bölümde skoru koruma telaşına kapıldı ve Oğuzhan’ı çıkartıp Necip’i oyuna aldı. Fakat bu değişiklik galiba Beşiktaşlı futbolcularda geriye yaslanma içgüdüsünü uyandırdı ve Sivasspor atakları son bölümde yoğunlaşmaya başladı. Nitekim bu bölümlerde yukarıda da belirttiğim gibi Alexis pek çok tehlikeyi önledi. Fakat Sivasspor uzatmaların son saniyesinde golü buldu. Bu da Beşiktaş’ın şansıydı. Eğer ev sahibi takım golü daha önce bulsaydı Beşiktaşlı futbolcular daha da telaşlanacakları için skor daha farklı olabilirdi. Yani artık herkesin ezberlediği Oğuzhan- Necip değişikliği çok da fazla sonuç vermedi. Şenol Güneş’in bu son haftalarda takım savunmasına önem vermesi gerekiyor. Yük belli futbolculara binerse sonuç kalenizde gol olur. Bu nedenle Şenol Güneş artık hem takım savunmasında hem de oyuncu değişikliklerinde daha dikkatli davranmalı.
Bu sonuçla puan farkı sekize çıktığı için Mersin İdman Yurdu maçı Fenerbahçe için daha da önemli hale geldi. Fakat bu sonuç, ligin altını da etkiledi. Kalan maçlar ligin hem yukarısı hem de aşağısı için çok ilginç sonuçlara gebe. Heyecanla izlemeye devam edeceğiz. Yeter ki, mücadeleler centilmence olsun.