PTT 1. Lig’de haftanın kapanış karşılaşması olan Karşıyaka- Boluspor mücadelesi iki takım için de önem taşıyordu. Boluspor Play Off bandına yükselmek, Karşıyaka ise düşme hattındaki rakiplerinin kaybettiği haftada aradaki puan farkını bire indirmek için kazanmak istiyordu.
Maça hızlı başlayan Karşıyaka, bir süre sonra oyun üstünlüğünü sahada yere daha sağlam basan rakibine kaptırdı. Orta sahayı kalabalık tutup orta alan hakimiyetini eline geçiren Boluspor, bir süre sonra oyunu da istediği gibi yönlendirmeye başladı. Nitekim 36.dakikada da 1-0 öne geçti.
Yusuf Şimşek’in ikinci yarıya Gökhan Ünal ve Şahin Aygüneş ile başlaması oyunun şeklini değiştirdi ve Karşıyaka’ya ciddi anlamda hareketlilik getirdi. Böylece oyuna ortak olan yeşil- kırmızılılar 61.dakikada Youssef’in frikik golüyle beraberliği yakaladılar.
Zaman zaman gerginliğin de arttığı bundan sonraki zaman diliminde ise takımlar başka gol bulamadılar. Bu gerginliğin oluşmasında maalesef hakemin de etkisi oldu. Çünkü iki takım adına da benzer pozisyonlarda farklı kararlar verdi. Örneğin Karşıyaka’nın golüne neden olan serbest vuruşta ceza sahası önünde Gökhan Ünal’ın arkadan itilip düşürülmesine faul verdi ve atış gol oldu. Oysa 49.dakikada Gökhan Ünal’a aynı hareketin bir benzeri ceza sahasında yapıldığında ‘’ devam ‘’ demişti. Eğer bu faulse, ki fauldü, 49.dakikadaki itilme de fauldü ve penaltı kararı vermesi gerekirdi. Öte yandan Bolusporlu futbolcuların Tisdell’i ikinci sarıdan attırma oyunlarına gelmemesi ise hanesine artı olarak yazıldı.
Bu kısa özetten sonra genel bir değerlendirmeye ihtiyaç var. Boluspor’u ciddi anlamda beğendim. Bana göre maçı kazanmaya yakın olan taraf kırmızı- beyazlılardı. Fatih Tekke, Bolu’da başarılı işler yapmış. Özellikle ilk yarıda orta sahada Karşıyaka’ya hiç oynama izni vermediler. Kendileri de 36.dakikaya kadar ciddi bir pozisyona giremeseler de mücadele yönünden başarılıydılar. İkinci yarıda Karşıyaka’nın rakip sahada daha çok görüldüğü anlarda uygun fırsatlar da yakaladılar.
Karşıyaka’nın ise bu maçı kazanmayı çok istediği her halinden belliydi. Yusuf Şimşek’ten tutun da futbolculara kadar aşırı bir hırs ve kazanma arzusu vardı. Kaf Kaf’ın bu kazanma isteğini, hırsını, iştahını ve mücadelesini çok beğendim. Futbolcular yılmadan bir şeyler yapmaya çalıştılar. Ancak uyum sorunu henüz aşılamamış gözüküyor. Aslında Karşıyaka’nın sorunu da bu.
Sezon başında iş adamı Erdal Acar’ın mali desteğiyle borçlar ödenip yeni bir takım kuruldu. O takım istenilen sonuçları alamayınca teknik adam değişikliğine gidildi. Yusuf Şimşek bu sezonki dördüncü teknik direktör!
Sonra Erdal Acar’la yönetim arasında bir şeyler oldu. Yeni başkan seçildi. Daha o takım uyum sağlayamamışken devre arasında 11 futbolcuyla yollar ayrıldı ve yeni bir takım daha kuruldu. Bu takım daha üç haftadır birlikte oynuyor. Ama zaman da daralıyor. Boluspor maçı kazanılsaydı yeşil- kırmızılılar çok büyük bir avantaj yakalayacaklardı.
Gelgelelim sahada ne kadar bireysel anlamda ellerinden geleni ortaya koysalar da takım olmak, takım oyunu oynayabilmek çok daha farklı bir olay.
Karşıyaka haftaya deplasmanda doğrudan rakibi olan 1461 Trabzon ile oynayacak. Kaf Kaf eğer kazanırsa rakibi ile puanlarını eşitleyecek. O nedenle 1461 Trabzon maçı yeşil- kırmızılılar için çok büyük önem taşıyor. Elbette benzer durum 1461 Trabzon için de geçerli. Onlar da kazanıp rahatlamak isteyeceklerdir.
İzmir takımları yıllardır hep yanlış politikalarla bu hallere geldiler. Karşıyaka gibi bir kulüp şu durumlarda olmamalıydı. Aynı cümleyi zamanında başka takımlar için de kurmuştum. Onlardan bazıları şimdi 2. Lig’de, bazıları 3. Lig’de, bazıları ise amatör kümede. Yani geçmişten hiç ders alınmıyor.
İşte bu nedenle camianın şu anda kenetlenmeye ihtiyacı var. Şimdiye kadarki çekişmeler kulübe çok büyük zarar verdi. Futbolcuların uyum sağlamak için çok fazla zamanları yok. Eğer birkaç sıra üstte bulunan takımlarla puan farkı açılırsa kalan haftalar bu farkı kapatmaya yetmeyebilir. O nedenle Yusuf Şimşek ve öğrencilerinin çok büyük bir sorumluluğun altına girdiklerini belirtmek gerekiyor. Bakalım 104 yıllık camia tarihinin belki de bu en zor günlerini atlatabilecek mi?