Beşiktaş’ın, Karadeniz seferinin ilk ayağı olan Çaykur Rizespor maçına Quaresma ve Gökhan Töre’nin 18’de olmadığı bir kadroyla çıkmak zorunda kalması maç öncesinde Beşiktaşlıları endişelendirmişti. Gerçi Gökhan Töre zaten son zamanlarda çok formsuzdu ama Quaresma, siyah- beyazlılar için önemli bir eksiklikti. Şenol Güneş, Quaresma’nın yerine Kerim’e ilk on birde yer verdi. İşin gerçeği Kerim de oynadığı futbol attığı golle hocasını mahcup etmedi.
Gerçekten de Beşiktaş, her ne kadar diğer maçlara oranla bu maça daha kontrollü bir şekilde başlasa da siyah- beyazlıların erken buldukları gol taraftarlarını rahatlattı. Kara Kartal’ın tek açığı kendi sol kanadıydı. Çaykur Rizespor, özellikle ilk yarıda bu kanadı çok kullandı ve bu kanattan gelen toplardan birinde penaltı kazanırken, diğerinde de top direkten döndü. O nedenle hücum yönünü her zaman takdir ettiğim İsmail’in defans yönüne de biraz daha fazla önem vermesi gerektiğini düşünüyorum. Nitekim Beşiktaş’ın yediği golde de yine İsmail Köybaşı’nın etkisi vardı.
Evet, Beşiktaş 16.dakikada Sosa’nın serbest vuruştan attığı harika gol ile 1-0 öne geçti. Ama yukarıda da değindiğim gibi Beşiktaş’ın sol kanadını çok iyi kullanan ev sahibi takım kısa bir süre sora penaltı kazandı. İşte bu dakika ve onu takip eden beş dakika bence maçın kırılma anları oldu. Çünkü Deniz Kadah’ın kullandığı penaltı atışını kaleci Tolga mükemmel bir şekilde kurtardı. Aynı futbolcunun bu penaltıdan beş dakika sonra vurduğu kafa ise direkte patladı.
Nitekim 30.dakikadan sonra oyunun kontrolü tamamen Beşiktaş’a geçti. Kerim ile gelen gol ise siyah- beyazlıları iyice rahatlattı.
İkinci yarıda oyunda etkin olan taraf Beşiktaş’tı. Beşiktaşlı futbolcular aynı ilk yarıda olduğu gibi bu yarıda da gol kaçırma yarışını devam ettirdiler. Öyle goller kaçtı ki, maç yedi, sekiz farka bile gidebilirdi. Ama Beşiktaş, bu kaçan goller yüzünden son dakikaları stres içerisinde geçirmek zorunda kaldı. Çünkü Rizespor, 89.dakikada İsmail’in zamanlama ve kademe hatası ile Marcelo’nun vurulan topa arkasını dönmesi ve ona çarpan topun Tolga’yı yanıltması sonucu skoru 2-1’e getirdi. Son zamanlarda moda olan stoperlerin şutlara arkalarını dönmelerini anlayamıyorum. Yapmaları gereken vuruştan önce veya sonra topun önüne yatmaları. Ama onlar kolayı tercih ediyorlar.
Beşiktaş sonuçta Karadeniz seferinin ilk ayağını üç puanla atlattı ama Trabzonspor maçı öncesinde de birçok uyarı sinyali aldı. Öncelikle bir takım bu kadar mı gol kaçırır? Bu gol pozisyonlarının çoğunda kaleci Itandje başarılı gözükmüş olabilir. Fakat işin aslına bakarsak pek çok Beşiktaşlı futbolcu zaten topu Itandje’ın üzerine vurdu. Bazılarının ise son vuruşları son derece kötüydü. Başta Gomez olmak üzere bazı futbolcular ise pas vermek yerine kendileri vurmayı tercih edince pozisyonlar gole dönüşemedi. Salı gününe kadar fazla zaman yok. Ancak Şenol Güneş, Gomez başta olmak üzere bazı futbolcuları egoist olmamaları konusunda uyarmalı. Ardından da ilerideki futbolculara bol bol şut çalışması yaptırmalı.
Maçın adamını konuşmak gerekirse bu isim bence tartışmasız Sosa’ydı. Attığı mükemmel golün dışında her atakta katkısı vardı. Aynı şekilde Kerim de özellikle ilk yarıda muhteşemdi. Oğuzhan oyunda kaldığı sürece çok iyi işler yaptı. Kaleci Tolga, ligin ikinci yarısı tamamen değişti. Kurtardığı penaltı dışında daha birçok topta kalesini başarıyla korudu. Kurtardığı penaltı ise kalecilere derslerde gösterilecek nitelikteydi.
Salı günü Trabzonspor ile Beşiktaş arasında kritik bir maç oynanacak. İki takıma da başarılar dilerim. İyi oynayan kazansın…