Suni çim, sezonu geç kapatıp, erken açmak zorunda kalınması, İsveç’te sezonun ortasına gelinmesi, milli takımdan geç dönen futbolcular, sakatlıklar, …
Bunların hepsi önemli etkenler olabilir. Ama hiçbir şey Galatasaray’ın Östersunds karşısındaki skandal futboluna bahane olamaz.
Mağlup olabilirsiniz. Ama böyle kötü bir futbol sonucunda alınan yenilgi kabul edilemez.
Lafı döndürüp dolaştırmayacağım. Galatasaray’ın şu anda yaşadığı sıkıntıların temelinde plansızlık yatıyor.
Galatasaray’ın 13 Temmuz’da UEFA Avrupa Ligi ön eleme maçı oynayacağı çok önceden biliniyordu. Ancak kadro planlaması buna göre yapılmadı. Daha yerine transfer yapılmadan, şu kadroda sağ bek oynayabilecek tek isim olan Sabri ile sözleşme yenilenmedi. Buna karşılık yönetimin bile yanlış transfer dediği Cavanda hazırlık kampına götürüldü. Kaldı ki gerek UEFA, gerekse de Türkiye Ligi’nde maç kadrolarında belli sayıda altyapıdan yetişmiş ve Türk futbolcu bulundurma zorunluluğu da Sabri’nin kalmasını gerektiriyordu.
Sağ bek ve stoper transferi ön plana çıktığı için sol bek transferi ağırlık kazanmadı. Nitekim bonservisi elinde olan Clichy gibi bir sol bek Medipol Başakşehir’e imza atarken, Galatasaray’ın kendisine gösterdiği özensizliği açıkladı.
Ama Östersunds maçı iki bekin de durumunu tokat gibi yüzlere çarptı. Şimdi bir sağ bek gelecek. Umarım geç olmaz!
Gelgelelim transferlerin geç yapıldığı da bir gerçek. Geç yapıldıkları için de takıma katılmaları, uyumları, kondisyonları eksik kaldı.
Elbette Sneijder krizini de es geçemeyiz. Sneijder sütten çıkmış ak kaşık değil. Ama Galatasaray’ın gerçekleri de ortada. Bir, o paraya Sneijder’den iyisini bulamazsınız. İki, on numara planınızı sadece Belhanda üzerine kurarsanız ve o da sakatlanırsa işte bu şekilde ortada kalırsınız. Ondan sonra da Sinan Gümüş’den on numara yaratma girişiminiz böyle acımasızca eleştirilir.
Podolski ve Bruma’dan sonra Sneijder’in de yolcu olduğu ortamda Galatasaray’ın umut bağladığı futbolculara bakalım. Yasin, Östersunds karşısında çok yetersiz kaldı ve soru işaretleri yarattı. Tudor’un gözbebeği Rodrigues kesinlikle Galatasaray’da oynayacak kapasiteye sahip değil. Gomis, çok iyi bir transfer ama onu kim besleyecek? Nitekim Östersunds maçında bu sıkıntıyı herkes izleme şansı buldu. Gomis’in tek alternatifi olan Eren Derdiyok da bu misyonun futbolcusu değil.
Ya orta sahaya ne demeli? Daha önce de defalarca belirttiğim gibi Tolga Ciğerci, Galatasaray’ın futbolcusu değil. Selçuk İnan ise her sene daha geriye gidiyor.
Östersund karşılaşmasındaki yedek kulübesineyse değinmek bile istemiyorum.
Görüldüğü gibi Galatasaray’da çok ciddi bir kadro mühendisliği sorunu ve beceriksizliği var. Bunun sorumluları da Tudor ve Galatasaray yönetimidir.
Östersunds maçı, Galatasaraylıların geçen sezon sona erdiğini umdukları kabusun devam ettiğini gösterdi. Her şeye rağmen İstanbul’daki rövanşın favorisi yine Galatasaray’dır. Sarı kırmızılıların tur şansı da yüzde elliden oldukça fazladır. Ancak Tudor’un ve futbolcuların performansları haklı olarak bir korku yaratıyor. Umarım gereken önlemler alınır. Zaman çok kısa. Eğer Galatasaray sezona Östersunds karşısında tur kaybıyla başlarsa erken bir teknik direktör değişimi sürpriz olmayacaktır.