Gitgellerin fazla olduğu, dolayısıyla farklı hikâyelere sahne olan Galatasaray- Beşiktaş derbisine Icardi damga vurdu dersek, herhalde yanlış bir şey söylemiş olmayız.
Galatasaray, Marcao gittiğinden beri geriden oyun kurmakta zorlanıyor. Beşiktaş derbisinin başında bunu bir kez daha yaşadı sarı- kırmızılılar. Geride birkaç pastan sonra uzun oynamak zorunda kaldılar. Bu uzun toplar da genellikle Beşiktaşlı oyuncularda kaldı.
Elbette Galatasaraylı futbolcuların uzun topla oynamalarında, Beşiktaş’ın sahayı iyi parsellemesi ve sarı- kırmızılıların pas kanallarını kapatması da etkili oldu.
Gelgelelim Galatasaray, yine üretmekte sorun yaşamasına rağmen ilk yarının ilk bölümünün sonlarına doğru öne geçen taraf oldu. Barış Alper Yılmaz’ın kafa ile harika bir şekilde indirdiği topa Icardi’nin vuruşu birinci sınıftı.
Bu golden sonra oyunda dengeler bir kez daha değişti. Galatasaray güven kazanırken Beşiktaş, gol bulmak adına daha aceleci bir oyun ortaya koymaya başladı. Esasen bu bölümde oyunda üstün görünen sarı- kırmızılılar, bir süre sonra çok da anlamlı olmayan bir şekilde fazla geriye yaslandılar ve ciddi bir defansif hata sonucunda beraberlik golünü kalelerinde gördüler.
1-1’den sonra iki takım adına da top kayıplarının fazla olduğu ve futbol kalitesinin iyice düştüğü başka bir hikâye çıktı ortaya.
Bu hikâyenin ikinci yarıya da hâkim olacağını düşünenlerin sayısı herhalde hiç de az değildi. Fakat ikinci devre bambaşka bir hikâyeye sahne oldu yeşil zemin. Heyecanlı ve pozisyonu bol olan bu yarıda oyunun hâkimi ağır bir şekilde Galatasaray’dı. Nitekim sarı- kırmızılılar, bir geçiş hücumunda yine Icardi ile öne geçmeyi başardılar. Üçüncü gol için de birçok fırsat yakalasalar da bunları değerlendirmeyi başaramadılar. Çoğu zaman takıldıkları isim Beşiktaş kalecisi Mert Günok oldu. Diğerlerinde ise Galatasaray’da artık kronik hastalık haline gelen son vuruş beceriksizlikleri ve son tercihlerdeki hatalar, gole gitmeyi engelledi. Beşiktaş ise özellikle Galatasaray’ın geride bıraktığı boşluklardan faydalanarak bulduğu net gol pozisyonlarında Muslera’yı geçemedi.
Beşiktaş’ta Mert Günok ve Gedson Fernandes, performanslarıyla öne çıkan isimler oldular. Gedson Fernandes, Beşiktaş orta sahasında adeta tek başına mücadele etti. Güzel bir gole imza atan Cenk Tosun da hırsıyla dikkat çekti. Kaleci Mert Günok’a ise ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Mert Günok, yaşadığı uzun sakatlığın ardından Şenol Güneş’in gelişiyle birlikte bir anda kendisini kalede buldu ve oynadığı iki karşılaşmada da başarılı oldu. Bu karşılaşmalardan birinin derbi olduğunu ve Mert’in de bu derbide çok başarılı bir performans sergilediğini gözden kaçırmamalıyız. Bu kadar ağır bir sakatlık ve bu kadar uzun bir süre sahalardan uzak kaldıktan sonra bir anda geçtiği kalede gösterdiği bu başarı, hiç kolay bir şey değil ve çok büyük bir takdiri hak ediyor.
Galatasaray’da Emre Taşdemir ve Barış Alper Yılmaz’ın ilk on birde olmaları, maç öncesinde en çok dikkat çeken konuydu. Barış Alper Yılmaz, geçen hafta oynadığı ikinci kırk beş dakikadaki başarılı futbolunun ardından derbide de görevini iyi bir şekilde yaptı. Galatasaray’ın ilk golünde zor bir topu gerçekten çok güzel bir şekilde Icardi’ye indirmeyi başardı. İkinci golde de yine aksiyonun içindeydi. Okan Buruk, 2-1’den sonra Beşiktaş’ın gol için risk alacağını düşünüp arkada bırakacakları boşlukları hızlı bir adamla değerlendirmek adına Barış Alper Yılmaz’ın yerine Kerem Aktürkoğlu’nu sahaya sürdü. Fakat beklediğini çok da elde edemedi. Kerem yine çoğu kez kanadını bırakıp içeri girdi, yine hızlı oynamak adına telaşlı oynadı. Bu arada defansif anlamda da sorunlar yaşandı.
Icardi’nin gelişi ve esas bölgesine çekilmesi, Mertens’in performansını arttırdı. Belçikalı futbolcu, Beşiktaş derbisinde de başarılı bir oyun ortaya koydu. Bana göre oyundan çıkması doğru değildi. Mertens, Beşiktaş’ın daha çok risk aldığı son bölümde Galatasaray adına ciddi bir silah olabilirdi. Galatasaray’ın daha fazla rakip sahada yer alması açısından da hem ofansif hem de defansif anlamda önemliydi. Evet, Emre Taşdemir’in yerine Dubois’nın girmesi için bir yabancının yerliyle değişmesi gerekiyordu. Fakat Mertens yerine ikinci yarıda o da başarılı bir performans sergilemiş olsa da Rashica çıkartılabilir ve Berkan Kutlu yerine de Yunus Akgün tercih edilerek daha fazla rakip sahada yer alınıp Beşiktaş’ın arkada bırakacağı boşluklar için bir hızlı adama daha sahip olunabilirdi.
Yaptığı kurtarışlarıyla sonuca doğrudan etki eden Muslera’yı, savunmadaki kritik müdahaleleriyle Nelsson’u ve yine başarılı bir maç çıkartan Boey’i de es geçmemek gerekir. Özellikle ikinci yarıda iyi bir mücadele örneği sergileyen Torreira’yı ve ikinci goldeki harika ortasıyla Oliveira’yı da unutmayalım.
Derbilerde yıldız futbolcuların önemi daha da artar. Çoğu zaman kilidi açan onlar olurlar. Bu derbide de sahne alan yıldız Icardi oldu. İki güzel gol dışında savunmada da iki kritik müdahaleye imza attı. Yukarıda da belirttiğim gibi ilk goldeki vuruşu inanılmazdı. İkinci golde de topu kafayla diğer köşeye göndermesi adeta kalite tescil belgesiydi. Galatasaray
hücumda daha üretken olup Icardi’yi daha fazla topla buluşturabilirse bu tür golleri çok daha fazla izleyebiliriz.
Derbi kazanmak elbette çok önemli. Ancak Galatasaray, derbi zaferinin yanında çok önemli bir üç puan kazandı. Derbinin kaybedilmesi, sarı- kırmızılılarda ciddi sorunlara yol açabilirdi. Fakat Galatasaraylı futbolcular, çoğu bölümünde hâkimiyeti ellerinde tuttukları karşılaşmayı kazanmayı bildiler. Bununla birlikte bu zaferin daha fazla anlam taşıması ve bu olumlu havanın sürmesi için haftaya Başakşehir deplasmanından üç puan alınması gerçekten çok önemli. Galatasaray’ı çok zor bir maç bekliyor. Bakalım derbi zaferinin getirdiği moral, zorlu Başakşehir karşısında bir avantaj olarak sahaya yansıyacak mı?