Ben Galatasaray- Trabzonspor maçını izlerken, maçtan sonraki yazımda Mustafa Denizli’nin Sneijder’i dinlendirmek için Trabzonspor maçını seçmesinin yanlışlığını, hala Chedjou’yu ön liberoda oynatma ısrarında devam etmesini, sahaya sürdüğü kadroyu, ligdeki konumuna rağmen hala önceliği gol yememeye verme yanlışlığını ve bütün bunlara rağmen Galatasaray’ın Trabzonspor’u sahasına hapsedip tek kale oynadığını yazmayı düşünürken sahneye hakem Deniz Ateş Bitnel çıktı ve bir daha da inmedi. Bu nedenle kafamda maç ile ilgili yazmayı planladığım her şey allak bullak oldu.
Deniz Ateş Bitnel, önce Sabri’nin Marini ceza sahasında ittiği pozisyonda net penaltıyı vermedi. Fakat aklı o pozisyonda kaldı. Büyük ihtimalle o nedenle 25.dakikada Koray Günter ile Erkan’ın mücadelesinde hiçbir gayri nizami bir hareket yokken penaltı uydurdu ve Trabzonspor 1-0 öne geçti.
Ardından Trabzonsporlu Sefa’nın ceza sahasında yerden yaptığı ortada Hakan Balta’nın topu eli açık bir şekilde vücudu ile kolu arasına alıp yerde sürmesinde ikinci penaltıyı veremedi.
İkinci yarıda Özer Hurmacı’nın topu omuzla kontrolüne elle oynama kararı verdi. O pozisyonda Özer Hurmacı gerçekten de itirazı fazla uzattı ve sarı kart gördü. Ancak daha sonra faul bile olmayan bir pozisyonda Özer’i ikinci sarı karttan ihraç etti. Aykut’a da itirazdan sarı kart çıkarttı.
Aykut’la Podolski’nin ceza sahasındaki atışmalarında ne acelesi varsa Aykut’a ve Podolski’ye hemen sarı kart gösterdi ve Aykut ikinci sarıdan atılmış oldu.
86’da Cavanda’nın topa müdahalesinde penaltı verdi. Cavanda hakeme vücudu ile temas edince de doğal olarak kırmızı kartı gösterdi. Elinden kırmızı kartı alıp hakeme gösteren Salih’i de direkt kırmızı kartla ihraç etti. Bunda da haklıydı ama iki futbolcunun sinirden çıldırıp kendilerini kaybetmelerine neden olan da bizzat hakemin kararlarıydı.
Verdiği bir dakikalık uzatma da, Trabzonsporluların topla oynamaması üzerine o bir dakikayı oynatmadan maçı bitirmesi de skandaldaki son noktaydı.
Hadi iyi niyetli düşüneyim ve diyeyim ki, bazı pozisyonlar hakem için zordu. İyi de artık maçlar altı hakemle yönetiliyorlar. Diğer hakemler de mi pozisyonları süzemediler. Hiç mi uyarmadılar? Eğer uyardılar fakat Deniz Ateş Bitnel dikkate almadıysa diğer hakemler bunu da açıklamak zorundalar.
Yazılarımı daha önceden de takip edenler bilirler. Deniz Ateş Bitnel ile ilgili aylar önce ‘’ MHK Deniz Ateş Bitnel’den hakem yaratmaya çabalayarak boş yere vakit kaybetmesin, elindeki yetenekli hakemleri korumaya çalışsın ‘’ demiştim. Şimdi görüyorum ki, nerdeyse bütün yorumcular buna benzer şeyler söylüyorlar.
Sayın Bitnel’in yönettiği her maça bir şekilde damga vurduğunu biliyorsunuz. Aynı Ali Palabıyık gibi. Yani gelecek adına ümit vermedikleri, iyi birer hakem olamayacakları besbelli. O halde bu ısrar neden? Bir de bu arkadaşlara FİFA kokartı takmışlar. Bu hakemler FİFA kokartı takacak neler yapmışlar? Daha önce de sordum, hiç derbi yönetmişler mi? Elbette ki hayır. Uzun boylu olup dil bilmek iyi hakem olmaya yetmiyor.
Deniz Ateş Bitnel, kendisine bu kadar güvenen MHK’ yi ve onun başkanını bu maçtaki yönetimiyle mahcup etmiştir. Deniz Çoban, bu hataların yarısını bile yapmadığı halde ‘’ hatalı maç yönettim ‘’ diyerek hakemliği bıraktı.
Bir iki isme umut bağlayıp onlarda ısrar etmeyi lütfen bırakın. Bunun yerine elinizde olan iyi hakemleri korumaya ve geliştirmeye çalışın. Mesela Fırat Aydınus çok yetenekli bir hakem. Aynı şekilde Halis Özkahya da tam iyi hakem oldu derken kurtların önüne atıldı ve o da bir daha kendisini toparlayamadı.
Mustafa Denizli’nin kadro yanlışlarından, hatalı oyuncu değişikliklerden, yani futboldan bahsedecekken hiç sevmediğim halde bütün yazıyı hakeme ayırmak zorunda kaldım. Çünkü Deniz Ateş Bitnel, ortada futbol falan bırakmadı.
Dilerim ders alması gereken herkes bu maçtan gerekli dersleri çıkarmıştır ve bir daha böyle maçlar yaşanmaz.