Öncelikle, oldukça sıcak ve nemli bir havada mücadele eden iki takım oyuncularını da tebrik etmek gerekiyor. Bu arada saha zeminin de kötü durumda olduğunu belirtmeden geçmeyelim.
Galatasaray’ın sezonun ilk resmi maçında, stoper bölgesinde Marcao’nun eksikliğini hissettiği görüldü. Sarı- kırmızılılar, Sevilla’ya transfer olan Marcao’nun yokluğunda çıkmakta ve geriden oyun kurmakta zorlandılar. Abdülkerim, kimi zaman bu anlamda inisiyatif kullanmaya çalışsa da bunda pek başarılı olamadı. Öte yandan Marcao, Nelsson’u da pozitif yönde etkiliyordu.
Geriden oyun kurmakta zorlanan Galatasaray’ın orta sahası da efektif olmayınca sarı- kırmızılılar, organize hücum geliştirmekte zorlandılar. Bu nedenle de Seferovic’i ceza sahasında topla buluşturamadılar. Galatasaray’ın hücumları daha çok bireysel çabalarla geldi ki, bu anlamda öne çıkan isim Yunus Akgün oldu.
Diğer taraftan sarı- kırmızılıların defansif zaafları da dikkat çekti. İki sağ bekin de sakatlanması nedeniyle sahaya sürülen Boey, özellikle ilk yarıda çok aksadı. Diğer taraftan Antalyaspor’un Galatasaray defansının arkasına attığı toplar çok ciddi tehlikelere neden oldu. Nitekim Haji Wright’ın bu şekilde karşı karşıya kaldığı ilk pozisyonda Muslera inanılmaz bir şekilde topu çelerken ikinci pozisyon penaltıyla sonuçlandı. Ancak penaltıda da son ana kadar ayakta kalan Muslera, Luiz Adriano'nun kötü vuruşunu kurtarmayı başardı.
Antalyaspor, ikinci yarının başında da Galatasaray defansının arkasına top atarak tehlike yaratmayı denedi. Bu arada sarı- kırmızılılarda sağ bek Boey’in ikinci yarıda kendisini nispeten toparladığı görüldü. Genç futbolcu, bu devrede Ghacha’ya karşı arka arkaya ikili mücadelelerde başarılı oldu.
Verim vermeyen orta sahayı 78. dakika itibariyle kanatlar hariç değiştirmiş olan Okan Buruk’un 89’daki Gomis hamlesi, bir dakika sonra gol olarak kendisini gösterdi. Bu gol öncesinde Mitsjo’nun Antalyasporlu oyuncunun şutunun önüne kendisini set çekmesi, Seferovic’in ayakta kalışı ve topla çıkışı, Emre Kılınç ve Mitsjo’nun pas organizasyonu ve yine Mitsjo’nun asisti ile Gomis’in topu tam bir golcü vuruşuyla raket gibi sol köşeye bırakması gerçekten güzeldi.
Cumartesi günü doğum gününü kutlayan Gomis, Pazar gecesi Galatasaray’a tam anlamıyla bir hediye verdi. 90+5’de ikinci sarı karttan oyun dışı kalmaması da Atilla Karaoğlan’ın Gomis’e doğum günü hediyesi oldu.
Galatasaray, tüm aksaklıklarına rağmen iyi mücadele etti. Görüldü ki, takımın biraz daha zamana ihtiyacı var. İşte bu nedenle, böyle bir süreçte Antalyaspor gibi bir deplasmandan alınan üç puan çok büyük önem taşıyor.
Yeni transferler Mertens ve Torreira’nın katılımları, sarı- kırmızılılara güç katacaktır. Bu transferlerle kadrosunu güçlendiren ve uyum sorununu da aşan Galatasaray, geleceğe daha umutlu gözlerle bakabilecektir.
Antalyaspor, iyi bir takım. Nuri Şahin de geçen sezon kendisini teknik adamlıkta ispatladı. Kırmızı- beyazlıların da kısa süre içerisinde çok daha iyi duruma geleceklerine ve bu sezon da lige damga vuracaklarına inanıyorum. Esasen bu maçı da kazanabilirlerdi. Fakat penaltı da dahil olmak üzere buldukları net pozisyonlarda Muslera’yı geçemediler. Bu anlamda Galatasaray adına Muslera’yı yine ayrı bir yere koymak gerekiyor. Kısacası, Muslera’nın takımın yüzde ellisinden fazlası olduğunu dün gece hep birlikte bir kez daha izlemiş olduk.